HÜZÜNLÜ HİKAYENİN EV SAHİBİ : AKDAMAR

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Van’dan İran’a giderken şehirde bir gece kalmam gerekti. Van’a gelmişken, daha önce hüzünlü hikayesini bildiğim Akdamar Adası ve Kilisesi’ni görmek istedim.
Adaya ulaşım Van otobüs terminalinden Gevaş (Van- Gevaş arası 55 km ve ulaşım ücreti 5 TL) minibüslerine binmek gerekiyor.




Gevaş minibüslerine binerken ada iskelesine gidip gitmediğinin sorulması gerekiyor. Bazı minibüsler yolcu az olunca gitmemek için bahane uyduruyorlar. İskele Gevaş’tan sonra 7 km daha ileride. Yolculuk 30 dakika sürüyor. Burada bekleyen tekneler ile gün boyu ulaşım sağlanıyor. Tekneler en az 12 kişi oldukça hareket ediyor.
İskeleden adaya 20 dakikalık bir yolculuk sonrası ulaşılıyor.
Akdamar Adası Tekne ücreti gidiş dönüş 15 TL. Müze kartı olanlar için adaya çıkış ücretsiz; kartı olmayanlar ise ayrıca 10 TL daha ödemek zorundalar. Adayı ve kiliseyi gezmek için en az 1 saat gerekiyor.

Yörede evlenen genç çiftler fotoğraf çekimleri için adayı kullanıyorlar. Ayrıca İran’dan gelen turistler adaya büyük ilgi göstermektedirler. Yurdun dört bir yanından ve yurt dışından, yaz kış adaya gelenler eksik olmamaktadır.
Adada bir kafeterya bulunmaktadır. Kafeteryada sıcak soğuk içecekler ve bisküvi tarzı yiyecekler servis ediliyor.



Efsaneye göre; adada yaşayan Ermeni rahibin, güzelliği ile bilinen Tamar adında bir kızı vardır. Adanın çevresindeki köyde çobanlık yapan bir delikanlı kıza âşık olur. Delikanlı kızla buluşmak için her gece adaya yüzer. Tamar ise her gece, karanlıkta yerini belli etmek için ona bir fenerle yol gösterir.
Bunu öğrenen olan kızın babası, bir gece elinde fenerle adanın kıyısına iner ve sürekli yer değiştirerek gencin boşuna yüzüp, gücünü yitirmesi ve boğulmasına neden olur.

Yüzmekten yorulup, gücünü yitiren genç çoban boğulur ve son nefesiyle "Ah Tamar!" diye inler. Bunu duyan kız da kendini gölün sularına bırakır. O günden sonra -yörede- adaya “Ah Tamar” denilmeye başlanır.
AHTAMAR dan günümüze AKDAMAR olarak adlandırılmıştır. Bu efsane Ermeni şair Hovhannes Tumanyan anlatımıyla günümüze ulaşmıştır. Van’da birçok işyeri “Ahtamar” ya da “Akdamar” adını kullanıyor.
Anlatılan ve dilen dile yayılan efsane bu. Her efsane ne kadar gerçekse bu efsane de o kadar gerçek.



Akdamar Kilisesi; Van Gölü’nün içindeki en büyük ada olan Akdamar Adası’ndan ismini almıştır. Van Gölü'nde irili ufaklı 4 ada var; sırasıyla Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adalarıdır.
Akdamar Adası’nın uzunluğu 1,5 km ve genişliği 500 metredir.
Adanın güneydoğusunda bulunan kilise, M. S.915 – 921 yılları arasında yapılmıştır. Kilise, Ortaçağ Ermeni sanatını yansıtır. Kilisenin dış cephesinde, oldukça zengin bitki, hayvan motifleri ve Kutsal Kitap'tan alınma sahneler yer alıyor.
Uzun yıllar kaderine terk edilen kilise (Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerinin gelişmesine iyi niyet göstergesi olarak) 2005-2007 döneminde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından restore edilerek, 29 Mart 2007’de anıt müzeye dönüştürüldü. 19 Eylül 2010 tarihinde Türkiye Ermenileri Patrikliği tarafından ayin düzenlenmiştir. Her yıl eylül ayının ikinci pazar günü düzenlenen ayin için çok sayıda Ermeni kente gelmektedir. Kilise, UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndedir.
İnsanoğlu bu hüzünlü efsaneyi dinleyince /okuyunca; bu hüzne ev sahipliği yapan Akdamar Adası’nı ve yıllara meydan okuyan Akdamar Kilisesi’ni görmeyi arzuluyor.
Adadan Van’a, hüzünlü ama bir o kadar da, keyifle dönüyorum. Dönüş için İranlı bir turist grubun minibüsüne biniyorum. İskeleden Van’a gelene kadar kendimi müthiş bir eğlencenin içinde buluyorum. Hareketli ve yüksek volümlü müzik parçaları eşliğinde kadınlar ve erkekler oyunlar oynuyor. Göz açıp kapatana kadar yolculuk bitiyor ve vedalaşıp arabadan iniyorum.
Hava hafif kararmış. Akşam kısa bir şehir turu yapıyorum. Van caddeleri cıvıl cıvıl, sokaklar hareketli. İnsanlar - özellikle gençler – sokaklarda ve kafelerde.
Van’ın cadde ve ara sokaklarının köşe başlarında çok sayıda polis araç gereçleri bulunuyor. Araçların üzerinde bayraklar dalgalanıyor. Polisler ellerinde silahlarla araçların etrafında dolanıyor.
Akdamar hüzünlü hikayesini görmeniz için sizi bekliyor...

HÜZÜNLÜ HİKAYENİN EV SAHİBİ : AKDAMAR