Siyasetçi önce Atatürkçü olmak zorundadır

YAYINLAMA: 29 Ağustos 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 29 Ağustos 2018 / 20.00

Bir dini bayramı daha yaşadık/uğurladık.
Eller öpüldü, armağanlar verildi. Ziyaretler yapıldı. Hele de bayramda sılaya gidilmişse en sıcak kucaklaşmalar oldu.
Gidişte-dönüşte sağ/selamet menzile ulaşanlar için "yaşam devam ediyor."
Sıla'da buluşup bayramlaşmak için yola çıkanlardan -her zaman yaşanan- trafik kazalarına kurban gidenler -Rahmetle dilekleriyle- ebediyete uğurlandı.
Mekanları Cennet olsun.
"Kalan sağlar"la birlikteyiz.
Yüce Rabb hepimizi/ulusumuzu korusun.

***
Nereden, hangi yönden/yandan bakılırsa bakılsın ülkemiz insanının eski bayram günlerini aradığı bir acı gerçek...
Bir kere, eski bayramlarda nüfusun "durağan" özelliği vardı. Yollar ve taşıtlar, yani ulaşım olanakları böylesine gelişmiş olmadığından insanlar bugünkü gibi hareketli değildi.
Nüfus hareketli değildi ve insanlar birbirlerine milyonlarca kartpostal ve bayram tebriğini postayla gönderiyor, iyi dileklerini iletiyordu. Herbiri birbirinden farklı güzellikte kartlar/kartpostallar...
Şimdi zaman/çağ değişti.
İnsanların yaşam tarzları/anlayışları değişti/gelişti.
Görüntülü telefonlar icat oldu, uzaklar yakın oldu. Kimileri kucaklaşmaları sanal ortamda yapıyor.
Yeni yeni sevdalılar telefonla görüntülü buluşmalara/görüşmelere doyamıyor.
Benim gibi dedeler de uzaktaki -hele de küçükse- torunlarının özlemini böylesi görüşmelerle gideriyor.
Özetlersem; bayramlar toplumsal bütünlüğe açılan bir kapı olarak ulusların benliğinde
sevgi bağını geliştiren yaşam heyecanı olur her zaman.
Duru bir heyecan, yaşam dolu bir sevgi, azim dolu bir çalışma tutkusu ve umut dolu mutlu bir yarın için toplumlar bayramlarla olgunlaşır/bütünleşirler.

***
Ne yazık ki, ulusça yaşanılan bayram heyecanı/sevgisi siyaset alanında yeterince paylaşılamıyor. Siyasal parti yöneticilerinin -göstermelik- bayram ziyaretleri toplumsal bayram heyecanı yanında sönük kalıyor.
" – Hoş geldiniz!.."
" – Hoş bulduk!.." nezaket havaları...
Perde arkasında husumet karargâhı...
Şaşılacak bir durum yaşanıyor benim ülkemde:
Bayram günü siyaset tartışması yapılıyor.
Niçin?..
Çünkü, ağızdan çıkan ama beyinle bağlantısı olmayan her sözün bir mermi olup karşı tarafa gittiğini bilmeyen kimileri bu ülkede siyaset yapıyor da ondan.
Atıyor ortaya kokuşmuş bir konu, temizle artık bakalım.
Göle atılan bir taşın yarattığı dalgalar nasıl halkalanıp yayılıyorsa onun gibi...
Bayram günü fesat, dedikodu, hizip, nifak bezirganlığı...
Allah ıslah eylesin... Amin.

***
Siyasetçi, bu ülke için bir "mihenk taşı" olmak durumunda olduğunu hiç bir zaman unutmamalı.
Düşünce ve davranışında, söyleminde ve eyleminde; Cumhuriyet'in kuruluş ilkelerini sahiplenme sorumluluğu yanında tüm yurdu kucaklayan bir Atatürkçü anlayışla siyaset yapmalı...
Siyaset alanında yaşanan sıkıntıları; Atatürkçü düşünce çerçevesinde aşılacağını siyasetçi olsun-olmasın herkesin unutmaması gerekir.

Siyasetçi önce Atatürkçü olmak zorundadır