Yerel yöneticilik bakanlıktan evladır!..

YAYINLAMA: 07 Kasım 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 07 Kasım 2018 / 20.00

Fransa İçişleri Bakanı Gerard Collomb Ekim ayı başında görevinden istifa etmişti.

Basına açıklamada bulunan Gerard Collomb, "Lyon'a dönüyorum. Şimdi önceliğim, Lyonlulara hizmet etmektir" diyerek, istifa kararının kesin olduğunu belirtmişti.

 

Yerel yöneticilik, bir kentin kaderinde söz sahibi olmak, sorumluluk almak, o şehri geleceğe taşımak şüphesiz ki koskoca Fransa’nın kabine üyeliğinden, hem de İçişleri Bakanlığı gibi çok önemli bir mevkiden daha evladır, daha yücedir.

 

Ne dersiniz?..

 

 

Bütün kötülükler, haksızlıklar bilgisizlikten doğar!..

 

Bazı arkadaşlarım Sıla’nın sevgilisinden dayak yemesinin medyaya yansımasını abartılı buluyor!

Ne yani, her gün yüzlerce kadın ne dayaklar yiyor hatta bazıları öldürülüyor, diyor!

İyi ya, işte bu olayın medyada ayrıntılı yer alması ve çok büyük etki yapması, toplumda tartışılması kötü mü oldu?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hakkında soruşturma başlatılan Oyuncu (!) Ahmet Kural ifade vermek üzere gittiği İstanbul Adalet Sarayı’ndan çıkışında basın mensuplarının karşısına geçti, kendisini Sokrates'in sözüyle savundu:

 

"İçeride ifademi de verdim. Türk adaletine güveniyorum. Böyle bir konuyla adımın anılmasını hiç istemezdim. Anıldığı için herkesten tekrar çok özür diliyorum. Bu yaşananlar için de, asılsız iftira, yargısız infaz yapanlara şunu söylüyorum. Haksız olmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır."

 

Bu cümlesi arkadaşlarımız arasında tartışma konusu oldu. Üzüntüsünü mü dile getiriyordu, yoksa şaklabanlık mı yapıyordu?

 

Bundan 2480 yıl önce yaşayan ünlü filozof Sokrates de adil olmayan bir yargılama sonucu ölüme mahkum edilince, karısı Sokrates’e “Haksız yere idam ediliyorsun” diye hıçkırır.

Sokrates de “Ne yani? Haklı yere idam edilseydim daha mı iyiydi?” der.

 

Sokrates, devrinin en bilge adamı olmasına rağmen, “Benim bildiğim tek şey, bir şey bilmediğimdir” der ve şöyle ekler:

“Dünya, hiçbir şey bilmediği halde, bildiğini sananlarla doludur. Bütün kötülükler, haksızlıklar bilgisizlikten doğar. Haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır.

 

Yani, kötek atma uzmanı, sözüm ona sanatçı Ahmet Kural, “Haksız olmak” derken, “Haksızlık yapmak” demek istemişti.

Bu ince zeka (!) ürünü söylemiyle kendini ifade edemeyen zavallı durumuna düştü!

 

 

 

 

Karkamış için geç kalınıyor!..

 

2018 yılında Gaziantep’e turist beklentimiz bir hayli yüksek.

Son olarak gastronomi festivaliyle sesimizi duymayan kalmadı.

Günü birlik turistlerden başka konaklayanlar için de arkeolojimizi sunuyoruz.

 

Ancak arkeolojik zenginliğimizi Zeugma ile sınırlamak hem yanlış, hem de aleyhimize!

Bütün dünyanın merak ettiği ve görmek için can attığı Karkamış hala turistlere açılmadı.

Önemli paralar harcanarak arkeolojik park yapılmasına rağmen nereden ve neden geldiği tam olarak anlaşılamayan bir emirle geçen sene kazılar durdurulmuştu.

 

Başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Şahin’e görev düşüyor. Burayı tekrar fonksiyonel hale getirmek için ne gerekiyorsa hemen yapılmalı. Zira arkeolojik kazının planlaması aylar önce yapılmak zorunda. Ayrıca, her şeyi ile hazır hale getirilen arkelolojik park önümüzdeki bahar aylarında açılacaksa onun da izni bugünlerde alınmalı.

 

Bu kadar harcamaya, bilgiye, verilen emeğe çok yazık oluyor. Kimin kaprisi ile neden açılamıyor çok merak ediyorum. Bunu yapanlar Antep’e ne kadar kötülük ettiklerini biliyorlar mı acaba?

 

 

 

 

Yiyeceklerin ve insanların

doğalı bitti mi?

 

Amerikan doları dün 5 yirmili rakamlara düşmüştü. Yani deprem öncesi rakamlara geldik.

O halde, yapılan bütün zamlar kuruşuna kadar geri alınmalı, değil mi?

Alınmayacağına göre, alınması mümkün olmadığına göre, suçu yalnız yönetimin üzerine atmak yanlış değil mi?

Bir liraya sattığı malı 2 liraya satmaya çalışan esnafımız için nasıl bir yargıya varmak lazım, düşünüyorum!..

 

Mustafa Geylani anlatır sık sık.

Vakti zamanında arasada sabah henüz siftah yapamayan komşusuna, kendine gelen müşteriyi yönlendirip, “Komşumdan alın, o henüz siftah yapmadı” diyen esnaf ile bugünkü esnafın arasında o kadar çok fark var ki! İşler o kadar çığrından çıktı ki!

Et sucuğunun, etin, şeker sucuğunun, biberin, peynirin, yağın daha doğrusu aklınıza ne gelirse, hangisi sahte, hangisi doğal anlamak çok zor.

Zaten insanlar da yiyecek maddeleri gibi olmadı mı? Onların da hangisi doğal hangisi değil, anlamak zor olmuyor mu?!.

Yerel yöneticilik bakanlıktan evladır!..