Cahilliğin son noktası! Sanki bu dönem karanlık çağı!.. Troya’nın gözyaşları!

YAYINLAMA: 14 Kasım 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 14 Kasım 2018 / 20.00

Bu sene Troya yılı.

Bunu ilan eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti.

UNESCO'nun antik kentler Dünya Mirası Listesi'ne alınmasının 20'nci yılı olduğu için alındı bu karar.

 

Kültür Bakanlığı Troya'nın tanıtımı için  milyon dolarlar harcıyor.

Özel bir müze açıldı. Dizisi çekiliyor. Operalar, senfoniler düzenleniyor. Afişler, pankartlar hazırlanıyor.

 

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Uganda’da da düzenlenen resepsiyonda Türkiye’nin Kampala Büyükelçisi Ayşe Sedef Yavuzalp ile yardımcısı, Troya Yılı'na dikkat çekmek için antik dönem elbiseleri giydiler.

Büyükelçi Ayşe Sedef Yavuzalp konuşmasının büyük bölümünü Troya'ya ayırdı.

 

Vay sen misin o elbiseyi giyen?

Sen misin Troya Yılı'nı ülke dışında tanıtmak isteyen?

Dincisi, ulusalcısı, Türkçü'sü bir oldu, elçiyi yerden yere vurdular.

 

Yunan elbisesi dediler. Helen elbisesi dediler. Zeus'un giysisi dediler. Romalı dediler. Kısaca dediler de dediler...

Hakaret üstüne hakaret  ettiler. Linç ettiler. Neredeyse vatan haini demeye getirdiler!

 

Tepkiler artınca Dışişleri Bakanlığı büyükelçiyi ülkeye çağırdı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kendi düzenlediği kampanyaya destek veren büyükelçisinden hesap sormaya başladı.

Bakalım ne ceza verecekler?

 

 

Rezalettir bunun adı!

Ya da Anadolu'nun zengin kültürünü sadece Orta Asya ve Arap çöllerinde arayanların akıl tutulması bu!

İnanıyorum ki, büyükelçiye bu tepkiyi gösterenler ne Homeros'un İlliada Destanı'nı okudular, ne de Troya’nın tarihini biliyorlar!

 

Anadolu'da Troya gibi antik dönem uygarlıklarının bir çoğunun Yunan ile hiç ilgisi yok.

Çoğu öz ve öz bu toprağın uygarlıkları.

Batı, zaten Anadolu ve Mezapotamya'daki bu kültürleri yok sayarak, medeniyeti Antik Yunan'dan başlatıyor.

Okullarda böyle öğretiyor.

Bizdeki bu cahil kafalar da bu oyuna alet oluyor!

 

Oysa,…

 

Dünya ozanlarının babası Homeros, İzmirli'ydi.

Dünya tarihinin atası Heredot, Bodrum'lu.

Bilimin, felsefenin babası Thales, Söke'li.

Antik çağın en büyük bilgesi Bias yine Söke’li.

Coğrafyanın babası, ‘Geographike’ yazarı Strabon, Amasya’lı.

Dünyanın ilk şehir planlamacısı, yaptığı planlar bugün bile Avrupa kentlerine örnek olan Hippodamos, Aydın'lı.

Dünyanın Yedi Harikasından biri olan İskenderiye, Feneri'ni yapan dahi  mimar Sostratus, Datça'lı.

Anadolu halklarının savunucusu  Hektor, Çanakkale’li.

Jule Verne’den asırlar önce uzay romanları yazan Lukianos,  Adıyaman'lı.

Spartaküs'ten önce tarihin ilk sosyalist ayaklanmasını gerçekleştiren Aristonikos, Bergama'lı.

Büyük İskender'e  Gölge etme, başka ihsan istemem” diyen,  gündüz elinde kandille “adam arıyorum* diye dolaşan Diyojen, Sinop’lu.

Ressamlar prensi  Perhasios, Efes’li.

"Güneşe ve aya tapılmaz, ikisi de taş kütlesi" diyen Anaxagoras, Urla'lı.

Geometrinin öncülerinden matematikçi Apollonius, Antalya'lıydı.

 

Bunlar gibi onlarca bilge insan ve onları yaratan kültür Anadolu'nun kendisidir. Anadolu uygarlıklar deposudur.

Bilim, kültür ve sanatın Yunan'dan önceki kaynağıdır.

Türk kültürü Anadolu’da yaşamış toplumların yarattığı kültür birikiminin süzülmüş bir sentezidir.

 

Derler ya…

"Geçmişini bilmeyen toplumlar, geleceği yazamaz" diye…

Bilim, sanat ve kültürde geleceği yazamamamızın nedeni budur işte.

Troya'ya saldıran Yunan komutan Agamennon bugün yaşasaydı, eminim kıs kıs gülerdi!..

 

Troya mı?

Ağladığı kesin!

 

*Tarih tekerrürden ibarettir!

 

 

 

Karkamış da ağlıyor

 

Troy’u okudunuz, eminim üzüldünüz.

Karkamış da maalesef çok üzgün ve ağlıyor...

Troy, hiç olmazsa UNESCO'nun antik kentler Dünya Mirası Listesi'nde... Rüştünü ispatlamış! Ağlama sebebi başka!

 

Ama Karkamış, antik Hitit kenti ilgisizlikten ağlıyor.

Gaziantep’in geleceği turizm ve gastronomi üzerine kuruldu. Doğru da yapıldı. Ancak, bu yeni düzen söylemekle olmuyor!

Elimizde Yakındoğu arkeolojisinin en önemli antik kenti Karkamış kendi haline terkedildi. Geçen sene kazı yapılmadı!

 

Oysa, Karkamış, bütün dünyada ses getirecek ‘Arkeoloji Parkına’ dönüştürülecekti. Geçen sene bütün hazırlıklar yapılmıştı. Ne oldu bilmiyorum, kazı durduruldu. Yurt dışından gelen değerli malzemeler depoya çekildi.

 

Gelecek sene de kazıya devam edilip edilmeyeceği hala bilinmiyor.

Gaziantep’e turist çekecek önemli bir fırsat heba ediliyor. Çok yazık oluyor.

Karkamış antik kentine sahip çıkan en önemli kurum Sanko. Öyle böyle değil, büyük yardım da bulunuyorlar. Şahinbey Belediye Başkanı Tahmazoğlu da kazıların ilk yılından beri her sene düzenli yardım ediyor, kazı alanını ziyaret ederek eksik ne varsa ilgileniyor. Bir de İsmail Özhelvacı. O da önemli katkıda bulundu.

 

Karkamış göz yaşı döküyor!

Yukarıda saydığım bir elin parmakları kadar az, sorumlu, kültürsever insan da kazıların bir önce başlamasını bekliyorlar.

Cahilliğin son noktası! Sanki bu dönem karanlık çağı!.. Troya’nın gözyaşları!