Zeugma’nın hikayesini bir de benden dinleyin

YAYINLAMA: 10 Aralık 2018 / 20.00 | GÜNCELLEME: 10 Aralık 2018 / 20.00

Gila Benmayor’un Hürriyet’teki köşesinde yayınlanan eski bir yazısı.

 

ZEUGMA’nın hikayesi 1999 yılında Birecik Barajı’nın su tutması ve Fırat nehri kıyısındaki fıstık bahçelerinin sökülmesiyle başlıyor.

Bir fıstık ağacının sökülmesiyle meydana gelen göçüğün altına bakan bahçe sahibi gözlerine inanamıyor.

Göçüğün altında 2000 yıllık bir Roma villasının tabanı duruyor.

Bundan sonrasını sevgili dostum, Gaziantep’teki yerel Sabah Gazetesi’nin sahibi Aykut Tuzcu’dan dinleyelim:

Köylülerin jandarmaya haber vermesi, dönemin valisi Muammer Güler’in müze yetkililerini ören yerine göndermesiyle antik dönemlerin önemli bir şehriyle karşıya kaldığımız anlaşılmıştı.  Valiliğin fon ayırmasıyla kazılar devam ederken dünyanın dikkatini buraya çekmek için aklıma bir fikir geldi”.

Tuzcu’nun aklına gelen o fikir Zeugma’nın kaderini değiştiriyor.

Tarih 2000 yılının nisan ayını gösterirken Tuzcu telefona sarılıyor ve The New York Times’ın İstanbul büro şefi Stephen Kinzer’i Gaziantep’e davet ediyor.

Fırat sularının altında kalacak olan antik şehir haberi Kinzer’e cazip geliyor.

Kalkıyor fotoğrafçısıyla birlikte Gaziantep’e gidiyor.

2 Mayıs tarihli New York Times Gazetesi’nin birinci sayfasından Kinzer’in haberi “Yeni Keşfedilen 2.Pompei Tehlikede” başlığıyla yayınlanıyor.

 

ARKEOLOJİ MERAKLISI MİLYARDER

 

İşte bu haber arkeoloji meraklısı, Packard Institute’un kurucusu, Hewlett Packard’ın ikinci nesil sahibi David Packard’ın gözünden kaçmıyor.

Packard Institute’un, 2013 tarihli Zeugma kazılarıyla ilgili bilimsel yayınlarının önsözünde Packard şöyle diyor:

“Antik bir şehir bu kez volkanın külleri altında değil, sular altında kalacaktı. Sadece birkaç ayı kalmıştı. Kaybedecek vakit yoktu. Prof. Richard Hodges’un önerisiyle, arkeolojik hizmetler veren Oxford Archaeology ile bağlantı kurduk. Rob Early’nin liderliğinde hemen bölgeye bir ekip sevkedildi”.

Packard, benim de iyi tanıdığım dönemin GAP Başkanı Prof. Olcay Ünver’in onayıyla Birecik’te büyük bir kamp kurduklarını anlatıyor.

Baraj yavaş yavaş su alırken ekibinin, Gaziantep Müzesi arkeologlarıyla süratle çalıştığını, öte yandan alandaki uzmanların inceleme, yorumlama ve en önemlisi koruma işi üstlendiklerini belirtiyor.

Peki bendeniz bu hikayenin neresinde?

Gaziantepli eski dostum Aykut Tuzcu’nun Zeugma’yı ulusal ve dünya basınına duyurma heyecanına benim arkeoloji merakım eklenince en başından Çingene Kızı’nın peşine takılıyorum.

 

DAVOS’A ZEUGMA TAKVİMİ TAŞIDIM

 

Eski yazılarıma bakınca görüyorum ki, Zeugma’yla ilgili tüm gelişmeleri, müze yapımına kadar yıllarca bıkmadan yazmışım.

Kah hikayenin eksik parçalarını yan yana getirmişim, kah telefona sarılıp David  Packard’a ulaşmayı başarmışım.

Tuzcu’nun bastığı Zeugma takvimlerini bavulumda ta Davos’a kadar taşımışım.

Ne yazık ki, antik şehrin sular altında kalmaması için 5 milyon dolar göndermenin yanı sıra dünyanın önde gelen mozaik restorasyon uzmanlarından Dr. Roberto Nardi’yi Gaziantep’e göndermiş olan Packard için Zeugma tam bir hayal kırıklığı oluyor.

2004 yılında kurtarma kazılarının tamamlanmasından, Çingene Kızı’nın yanısıra bugün müzedeki gün ışığına çıkarılmış olan müthiş mozaiklerin restorasyonları tamamlandıktan sonra Packard bunların bazılarının Nato Zirvesi sırasında İstanbul’da Topkapı Sarayı’nda sergilenmesini planlıyor.

Bush başta olmak üzere dünya liderleri Zeugma’yı görecek.

Nato Zirvesi’ni izleyen uluslararası medyanın sayesinde dünya Zeugma’yı duyacak.

Planlanan olmuyor, zira Gaziantep Zeugma Platformu adındaki sivil bir girişim “mozaikler yurt dışına kaçırılacak” diye kıyameti koparıyor.

Tarihi bir fırsat kaçıyor.

Bu arada 100 milyon dolarlık bir fonla kazıların yapıldığı yerde bir müze, araştırma ve restorasyon merkezi kurmak için Kültür Bakanlığı ile temaslarda bulunmakta olan Packard, haklı olarak küsüyor.

Kim kaybetti? Sorarım size.

 

Zeugma’nın hikayesini bir de benden dinleyin