Dünya Fıstık Günü…

YAYINLAMA: 04 Mart 2019 / 20.00 | GÜNCELLEME: 04 Mart 2019 / 20.00

Geçen hafta, 26 Şubat’ta tüm dünyada ‘Dünya Fıstık Günü’ kutlandı.

Bizden başka bütün ülkeler bu özel günü çeşitli etkinliklerle, neşeyle kutladılar.

Biz fıstığın anavatanın da böyle kutlamaları önemsemiyoruz! Ama ben önemsediğim için her sene yazıyorum.

 

Dünyaya fıstık buradan yayılmış, burası anavatanı diyorum. 9 bin senedir bu topraklarda fıstık yetiştiğine dair elimde Amerika’nın en ünlü laboratuvarından gelen belge var diyorum. Amerika Çin’e yılda bir milyar doların üzerinde fıstık ihraç ediyor diyorum. Biz onlardan daha ucuza, daha kaliteli ve lezzetli antepfıstığını satabiliriz diyorum.  Ama kimsenin umurunda değil!

 

Çünkü fıstık üreticisi malını satabiliyor. Hatta, ihtiyacı kadar satıyor, artanını stokluyor, malın pahalanmasını bekliyor. Fıstık tüccarı da çiftçiden erken aldığı malı stoklayıp kısa bir süre sonra tatmin edici bir karla satıyor. Yani, eskisi gibi değil, bu işten herkes memnun!..

 

Ben, dünya pazarını takip ettiğim için kaçırılan fırsatları, gariplikleri yazıyorum. Üretici bugün 28-33 liraya sattığı işlenmemiş fıstığı çok daha iyi fiyattan satabilir, diyorum. Ama ihracat bilgi istiyor, istikrar istiyor, güven istiyor.

 

Her ne ise… Boşverin bunları, fıstığın güzel hikayelerini anlatayım size…

İtalyan tarihine göre, I. yüzyılda, İmparator Vitellius, Roma'yı fıstık ile tanıştırdı.

O fıstık Roma’ya nereden gitti?

Tabii ki, bir Roma kenti olan Zeugma’dan…

Zeugma’nın en büyük gelir kaynağı Roma’ya yaptığı fıstık ihracatıydı.

Fıstığın kalbe ve vücuda yardımcı olan birçok antioksidan içermesi, harika bir diyet lifi kaynağı olması ve de erkeklerin gücünü artırması gibi faydaları nedeniyle Zeugma’nın hakim olduğu topraklarda üretilen fıstığın çoğu Roma’ya, asillere ancak yetiyordu!!

 

Saba Melikesi de fıstığı o kadar çok severdi ki, kendisinden başka kimsenin fıstık yemesini yasaklamıştı. Üretilen fıstığın hepsi saraya satılırdı.

 

Amerikalılar bizim fıstığa, ‘Happy nut-Mutluluk kuruyemişi’ darken, Çinliler, ‘Smiling nut-Gülümseyen kuruyemiş’ diyorlar.

Nedeni, çıtlak fıstığın arasından içinin gözükmesi onlar için fıstık gülümsüyor anlamı taşıyor. Bence de haklılar. Resimde görüyorsunuz, onların yedikleri fıstık türü kalın kabuklu, bizimkinden iri ve hepsi çıtlak.

 

 

 

 

Şu İstanbul basını….

 

Eskiden beri böyledir, böyle de sürüyor…

Güya” görevli gittikleri şehirlerde, en iyi yerlerde ağırlanıp, yedirilip, içirildikten sonra “övmeyecekleri” adam yoktur.

 

Ekran ve sayfa tanınırlıklarının verdiği şöhret edası içerisinde, olmaz iltifatlarla şişirilen “egoları” ve misafirperverlik adı altında tıka basa doldurulan “mideleri” ile, ne yazılar kaleme alıp, ekranlarda her olur olmaza ne kelamlar ederler, şaşar da kalırsınız.

 

Baklava tepsileri, fıstık kutuları ile süslenen hayalleri gözlerini kamaştırdığından, gittikleri kentlerin görecek hallerini görmezden, söylenecek acınası durumlarını söylemezden gelirler.

 

Balık baştan kokar misali, habercilik yaptıklarını ileri sürerek, buram buram yağ kokusu salarlar çevreye…

Gerçekleri, hakikatleri bilenlerin midesinde uyandırdıkları bulantılardan habersiz, devam ederler al gülüm-ver gülüm muhabbet haberciliğine…

 

Bu balıklar; nerede yenilip, içileceğini, nerede iyi ağırlanacaklarını, nerede pohpohlanacaklarını iyi bilirler!

O yüzdendir ki, yıllardan beri Gaziantep’e gelip gidip de daha birisinin bile bir kenar semte uğradığına, oraların içler acısı halini gördüğüne, şimdilerde başını alıp giden uyuşturucu belasına, kent nüfusunun yüzde 30’una yaklaşan mültecilerin yarattığı sorunlara gazete sütunlarında, ekranlarda dikkat çektiğine şahit olamazsınız.

 

Gaziantep’e geldiklerinde; küçücük bir üçgenin içine sıkışıp kalırlar adeta. Kebapçı, baklavacı, pohpohlayıcı

Aman bu ne güzel şehir!, aman bu ne yaman manzara!, aman bu ne müthiş bir proje!, aman ne müthiş bir yönetici!..

 

Siz, anlatılanları ekrandan izlediğinizde, “Anlatılan yer acep neresi ola ki?” diye düşünüp durursunuz!

Onlar da yaptıkları ahlaksızlığı, gazetecilik ve televizyonculuk diye yutturduklarını sanırlar…

 

 

 

Gülümseyin ama üzülmeyin!!

 

Son duyduğum bir fıkra!

Temel sevgilisine telefonla mesaj gönderiyor.

Telefonun bende kalmış, merak etme…

Temel Türkiye’yi temsil ediyor.

Dünya Fıstık Günü…