Mimoza Çiçeğinin Anlamı ve Hikayesi

YAYINLAMA: 08 Mart 2019 / 20.00 | GÜNCELLEME: 08 Mart 2019 / 20.00

Bugün Dünya Kadınlar Günü…

İki yazım da erkeklerden her zaman önce ve ayrıcalıklı olarak kabul ettiğim kadınlarla ilgili…

 

Mimoza çiçeği; anlamını da, hikayesini de hayat dolu renklerine borçlu.

 

İtalya; 1946 yılında İkinci Dünya Savaşı’ndan yıkık dökük çıkmış; insanlar bir coşku, yaşama dair bir umut aramaktaydılar. Derken İtalyan Kadın Birliği üyesi olan 3 kadın, toplumun yeniden inşasının “kadın dayanışmasına” bağlı olduğunu düşündüler: Teresa Mattei, Rita Montagnana ve Teresa Noce.Üç güçlü kadın, bu yaklaşımlarını sembolize etmesi için bir çiçek seçmeyi teklif ettiler. Sunulan tüm teklifler arasında üç tanesi öne çıktı: Karanfil, anemon ve enfes kokusuyla mimoza çiçeği. Bu özellikleri sayesinde kazanan mimoza çiçeği oldu:

 

• Sapsarı renkleri ile neşe saçtığı için (savaşla yıpranan moraller, mimoza çiçeği ile düzelsin diye)

• Mart’ta çiçek açtığı için (Dünya Kadınlar Gününü sembolize etsin diye)

• Büyük bir ağaç haline gelene kadar çok fazla emek ve bakım gerektirmediği için (İtalya da mimoza çiçeği gibi hızla kalkınabilsin diye)

• En önemlisi de, aynı kadınlar gibi kırılgan görünümlerinin arkasında güçlü bir karakter barındırdığı için (mimoza çiçeği zor coğrafi koşullarda bile çiçek açabilir).

 

O gün bugündür başta İtalya ve Rusya’da olmak üzere, Dünya Kadınlar Günü’nde (8 Mart) kadınlara mimoza çiçeği hediye edilmektedir. Bir kadın sadece sevgilisinden veya çocuklarından değil; dayanışmayı sembolize ettiği için kadın dostlarından da mimoza çiçeği hediyesi alır.

Mimoza çiçeğinin özelliklerini ve dünya literatüründeki yerini göz önüne aldığımızda, mimoza çiçeğinin şu anlamları taşıdığını söyleyebiliriz:

• Dayanışma

• Ölümsüzlük ve diriliş

• Hassasiyet, coşku ve umut!

 

 

 

 

 

Rosa Parks*

Medeniyetin öncüsü…

 

Büyük devrimin öncüsü bir kadındı. Ancak kadınlar cesaret edebilirdi böyle bir değişime…

 

42 yaşındaydı. Adı Rosa Parks.

Amerika'nın Montgomery şehrinde bir şirkette terzilik yapıyordu. Çok yoğun çalışıyordu.

O günlerde zenciler otobüsün arka kısımlarında oturuyorlardı, beyazlar ayakta seyahat etmezlerdi. Beyazlara ayrılan yerler bittikten sonra sırayla zencilerin olduğu yere gelir, zenci kalkar yerini beyaza verirdi.

 

Günlerden 1 Aralık 1955 Perşembe'ydi.

Rosa yine çok yorgun bir şekilde otobüse bindi, kendisine ayrılan yere geçti ve oturdu.

Beyazlar binmeye başladı, bir süre sonra beyazların yeri bitince, zencilerin olduğu yere geldi beyazlar.

Bir, iki, üç zenci kalktı, yerini beyazlara verdi.

 

Yer verme sırası Rosa'ya gelmişti.

Rosa yerinden kalkmadı.

Şoför otobüsü durdurdu ve Rosa'ya kalkması gerektiğini söyledi, Rosa kalkmadı.

“Kalkmıyorum! Kalkıp yerimi bir başkasına vermem gerektiğine de inanmıyorum” diye devam etti.

 

Bunun üzerine şoför otobüsü durdurdu, polis çağırdı ve polis Rosa'yı tutukladı.

Kefaletle serbest kaldığında aslında bu eylem çok umursanmadı.

 

Ancak Alabama Üniversitesi’ndeki bir profesör olaydan haberdar oldu, bu olayın üstüne gitmeye karar verdi ve Montgomery halkını otobüsleri boykot etmeye çağırdı.

 

Boykot başarılı olunca, zenciler devam kararı aldılar ve birlik oluşturmaya karar verdiler. Bu birliğin başına da kimi getirdiler dersiniz?

26 yaşındaki genç vaiz Martin Luther King.

Zencilerin hayatını değiştiren büyük adam, böyle bir olay sayesinde dünya ile tanıştı.

 

Mahkeme günü geldiğinde ABD de, tüm zencilerin, beyazların ve siyasilerin gözü bu mahkemedeydi.

Rosa, 14 Dolar para cezası aldı, ama artık bu boykot engellenemezdi.

 

Tam 381 gün, tek bir siyah bir daha otobüse binmedi! Kilometrelerce yürüdüler, ama hiç otobüse binmediler. Otobüs firmaları battı, beyazlar da destek verdi bu boykota, birçok zenciyi kendi arabaları ile işe getirip götürdüler...

 

Ve 1956 yılında ABD Anayasa Mahkemesi, otobüslerde renk ayrımını kaldırdı, artık otobüste zenci-beyaz isteyen istediği yere oturacaktı, kimse kimseye yer vermeye mecbur değildi.

 

Martin Luther King, daha sonra aldı başını gitti… O da ayrı bir hikaye.

Ancak, lütfen karar tarihine bakar mısınız?

2019’dan 1956’yı çıkarırsanız, topu topu 60 küsur yıl önce bu eşitlik sağlanmış.

Trump, kendi ülkesindeki köleleri azad etti, ama bu iş kölesiz olmuyor!

Ortadoğu’yu bu gözle görüyor!

Osmanlı cariye diyordu, ABD köle diyor!!

 

 

 

Mimoza Çiçeğinin Anlamı ve Hikayesi