Hükümet Kadın!..
Bu haftanın başında Pazartesi günü BŞB Başkanı Fatma Şahin’in medyaya duyurusunda bundan böyle Gaziantep’te Cumhurbaşkanlığı Hükümet Modelinin (CHM) benzeri uygulanacağı ifadesiyle şöyle deniyordu:
“Şehrin vatandaş memnuniyeti, yaşam kalitesi, rekabet etme gücü ve dünyaya entegrasyonu noktasında bazı başlıkları güçlendirmek zorundayız. Dünya, bilgi ekonomisinden, yüksek teknolojiden bahsediyor. Bu şehri, ARGE, inovasyon gibi çok önemli olan yüksek teknolojiye geçirecek bir yapıya kavuşmamız gerekiyor. Akıllı şehir bugün en çok konuşulan başlık. Bu şehrin; akıllı ulaşım, akıllı enerji, vatandaşın akıllı şehirden edindiği bilgiyi vatandaşın yaşam kalitesine dönüştürecek yeni bir yönteme ihtiyacı var. Bu ihtiyaçtan dolayı yeniden yapılanıyoruz.”
Yani bu model uygulanmasaydı, ARGE, inovasyon gibi çok önemli olan bizi yüksek teknolojiye geçirecek alt yapıya kavuşamayacak mıydık!
Bu sisteme adaptasyon için olsa gerek, daire başkanlıkları sayısı önce 28’den 18’e, önceki akşam da birisi Kültür Daire Başkanlığı olmak üzere iki daire başkanlığı daha elenerek, 16’a indirildi.
Keşke bu değişim daha önce yaşansaydı. Hem tasarruf edilir, hem de işler bence daha sağlıklı yürütülürdü.
Ancak Genel Sekreter yardımcılıklarının kaldırılmasını mahzurlu buluyorum. Orada yeni insanlar yetişiyordu.
Galiba bu modelin hemen uygulamaya konması İstanbul kazasından sonra oldu.
Önce, ittifak ortağı Bahçeli’ye düşüncesini açıklamak fırsatı verildi. O da, "Bundan sonra sadece büyükşehir belediye başkanını seçelim, o da üstlendiği görev ve yetkiye dayanarak ilçe belediye başkanlarını belirlesin" diyerek belki de ileride eyalet sistemine geçişin sinyalini verdi.
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, "Bu model şu an başkanlık modelinin yerelde ilk modeli olacak. Belediye olarak bu konuda gerekli tüm çalışmaları yaptık. 'Benim de bu şehirle ilgili bir sözüm var' diyen herkesi içine alan politika kurulları modelini hayata geçiriyoruz" derken yeni modelin ilk uygulama şehri olduğunu vurguladı. Diğer bir ifadeyle Gaziantep ‘Pilot şehir’ olarak belirlenmiş. Belki de bu nedenle, görevli bir gazete, “Hükümet Kadın” manşetini kullanarak doğru bir tespit yaptı.
Büyükşehir Belediyesinin içi şu anda çok karışık. Kimin ne olacağı belli değil. Herkes tedirgin. Endişeli bir bekleyiş hakim.
Yeni model yapılandırılırken, ki bu bir fırsattır, kurtulmak isteyip de özünüzün dövmediği insanları daha rahat eleyebilirsiniz! Napalım, emir yukardan dersiniz!
Herhalde bu ayın sonuna kadar Ankara ile istişareyle taşlar yerine oturur.
Her şey daha iyi olacak mı, bunun yanıtını elbette göreceğiz...
Bir anekdot...
Ünlü gurme çuvalladı!..
Bir arkadaşım İstanbul’dan gelen çok ünlü gazeteci dostlarını MSM’de ağırlar.
Sofraya gelen çorbanın içinde ne var, ünlü gazeteciler merak edince garsonu çağırırlar. Ben bilmiyorum ama gurme ağabeyimiz burada, ona haber vereyim der.
Bir sürü kitabın yazarı ünlü gurme masaya gelir, güler yüzle misafirlere, “Buyurun Efendim, nasıl yardımcı olabilirim” der.
“Bu çorbanın içinde ne var?”sorusu karşısında epey düşündükten sonra, “Vallaha ben de bilmiyorum” deyince herkes gülmeye başlar!..
Masa neşelidir. Arkadaşıma sohbet sırasında sorarlar:
“Fatma Hanım nasıl gidiyor?”
Arkadaşım da, “Bir çalışıyor, 9 PR yapıyor!” deyince masa tekrar kahkahaya boğulur.
Yemek sonrası ünlü gazetecilerle arkadaşım BŞB Başkanı’nın toplantısına katılırlar.
Şahin konuşmasının bir yerinde, “Ben zamanımın yüzde 20’sini çalışmaya, yüzde 80’ini PR’a ayırıyorum” deyince, arkadaşım töhmet altında kalır!
Sen 1’e 9 demiştin, olsa 2’ye 8’miş şakalarıyla Şahin’in konuşmasını beğendiklerini, Gaziantep’in her zaman yerinin ayrı olduğunu söylerler!..
Antep’in eski kanalizasyon boruları...
Bundan tam 2000 yıl önce 70 bin nüfuslu bir şehir!..
O zamanlar Londra’nın nüfusu 13 bin 500.
(Antep’in nüfusu ancak 1900’ların başlarında bu rakama erişmişti.)
New York’un nüfusu da...
Henüz keşfedilmedi ki, nüfusunu yazayım!
Resimde gördüğünüz Zeugma’nın kanalizasyon boruları, temiz su boruları da var. Taşların kalitesi, döşeme tekniği ve sağlamlığı inanılmaz güzellikte...
Bugün döşenen borular, sizce 2 bin sene sonra böyle sağlam kalır mı?
Aman ‘Evet’ demeyin. 100 sene bile dayanacağı şüpheli.
Yine biliyor musunuz?
2 bin yıl önce Fırat Nehri kenarındaki villalarda klima vardı!
‘Hadi canım sende!’ demeyin, vallahi vardı!
Dağdan getirilen buz gibi soğuk su, villaların içindeki kanallarda dolaşır ve doğal bir serinlik verirdi. Elektrikli klimalardan daha iyi değil mi? Üstelik doğal...
Yapılan haksızlık unutulmuyor!
Halife Harun Reşid'in oğlu Me'mun henüz çocuk iken, hocası sebepsiz yere sopayla ona vurmuştu.
Me'mun:
-Neden bana vurdun? diye sordu.
Hocası ona sadece:
-Sus! dedi.
Biraz konuştular.
Me'mun tekrar sordu:
-Neden bana vurdun?
Hocası yine:
-Sus! dedi.
20 yıl sonra Me'mun Halife olunca, ilk iş olarak hocasını çağırttı ve:
-Bana neden sebepsiz yere vurmuştun? diye sordu. Hocası tebessüm ederek:
-Onu hâlâ unutmadın mı? dedi.
Halife Me'mun:
-Vallahi asla unutmadım! dedi.
Hocası tarihe ibret olarak not düşülecek şu sözleri söyledi:
-Zulme uğrayanın asla unutmayacağını öğrenesin ve kimseye zulmetmeyesin diye yaptım. Sakın ha kimseye zulmetme! Çünkü zulüm, yıllar geçse de kalpte sönmeyen bir ateştir dedi...