Ah Fatmacık Ah!
Önümüzdeki dönemde Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin’i tüm Türkiye çok konuşacak, çok!
İslahiye İlçesinden bir dostum, Gaziantep’te dolaşırken bir parkta çalışan işçilere;
“Kolay gelsin” diye selam verir. Aldığı cevap, Arapçadır.
İşçileri toplayan dostum tam 14 tane Suriyeli sayar, ve sorar;
“Siz nasıl oluyor da belediyede çalışıyorsunuz? Çalışma izniniz var mı?”
Suriyeliler, “Oturma iznimiz var” diyerek evraklarını gösterirler!
Şaşkına dönen arkadaşım, telefonda durumu bana anlattıktan sonra şunları sordu;
-Çalışma izni ve vatandaş olmayan Suriyeliler, nasıl oluyor da resmi bir kurum olan belediyede çalışıyor?
-Gaziantep’te, işsiz Türk genci kalmadı da, belediye’de çalışmak Suriyelilere mi kaldı?
-Yoksa biz görmeden Gaziantep Belediyesi Suriye’ye mi taşındı?
İşin çok daha fecisi var!
Gaziantep’te ve diğer bazı illerde “Açık Hava Genelevleri” oluşmuş. Küçücük Suriyeli kızlar 20 TL-30 TL ye satılmaya başlamış…
Bu vahşeti, güvenlik görevlileri tek şartla görmezden gelir!
AKP Hükümeti ve Gaziantep’te AKP’nin tek yetkilisi Fatmacık kızımız emir verirse…
Peki, Gaziantep’teki IŞİD mensuplarının ağırlıkta olduğu mahallelerde durum nasıl? Tek kelime ile felaket. AKP, gerçek bir Türk düşmanı gibi davranıyor! Bugünümüzü berbat ettiler, sonunda kefen parası denen ihtiyat akçemizi harcamaya başladık. Gelecek nesilleri de bozmak için, ellerinden geleni ardına koymuyorlar…
İslahiye’nin merkez nüfusu 70-75 bin civarında! Bana söylenen, sadece İslahiye’de 200 binden fazla Suriyeli var… Bayramdan sonra, Çoban Ateşi Hareketi örgütlenmesi için, Gaziantep’e gideceğiz. Olayları bir de yerinde görelim! Tekrar anlatır, gerekli yerlere duyururuz.
Sözüm AKP’de çoluk-çocuk sahibi olan milletvekillerine;
Hiç mi yüreğiniz sızlamaz? Gözyaşı pınarlarınız, vicdanınız gibi kurudu mu? Sizin evlatlarınızın başına böyle bir felaket gelince mi konuşacaksınız?
Yazıklar olsun…
Sağlık ve başarı dileklerimle 20 Mayıs 2019
Rifat Serdaroğlu
Nezaket dili çok önemli!..
19., 20., ve 21. Dönem İzmir milletvekilliği ile Sağlık ve Devlet Bakanlıkları yapan Rifat Serdaroğlu’nu severim ve yazılarını takip ederim.
Bekir Coşkun, Yılmaz Özdil kulvarında yazılar yazan Serdaroğlu’nun onbinlerce okuyucusu var.
Köşeme aldığım yazısının özüne katılıyorum.
Ben burada köşemde kaç defa, resmi ağızlar 500-600 bin Suriyeli’den bahsederken ben Gaziantep’te bir milyon Suriyeli’nin varlığını iddia ettim.
Ayrıca şunu da iddia ettim: Kimse Suriyelileri istemiyor! Çekindikleri için bazıları sessiz kalsa da, onlar bile gerçekte şikayetçiler!
Ancak, Anteplilerin Suriyelilerle kaynaştğı da bir gerçek. Dedesi yaşındaki Antepliler genç Suriyeli kızlarla evlendiler. Bunun yanında sayısız normal evlilikler de oldu. Hatta aşk evlilikleri de…
Melez doğumların yanı sıra Suriyeliler’in doğum oranı Anteplileri katladı!
Nisan-Mayıs 2011 tarihinde gelmeye başladılar. Bu sene 9. Yıl. Doğan çocukların çoğu mektepli oldu.
Doğal olarak Suriyeliler kendi kültürlerine bağlı kalarak yaşam sürüyorlar. Kasapları, manavları, fırınları, lokantaları, aklınıza ne gelirse var.
Rifat Bey, burada onlarla ilgili size şu bilgileri de vermeliyim.
Zaman içinde yüzlerce kişi ile konuştum, Suriyeli esnafın Antepli esnaftan daha dürüst olduklarını söyledi.
Gaziantep’te hatırı sayılır bir ayakkabı endüstrisi var. Kadın ayakkabısını bilmediğimiz için biz yalnızca erkek ayakkabısı üretirdik. Suriyeliler’in gelmesiyle o sorunu da hallettik, şimdi kadın-erkek ayakkabısını birlikte iddialı bir şekilde imal ediyoruz.
Daha çok konu var da, siz nasıl olsa Antep’e geliyormuşsunuz, kendiniz gözlemlersiniz.
Şimdi gelelim sizi eleştirmeye…
Büyükşehir belediye başkanımızla ilgili yazdıklarınıza katılmadığım gibi ifade tarzınızı da beğenmedim!
Açık Hava Genelevleri nerede yok ki, Antep’te de olmasın! Küçük yaştaki çocukların cüz’i paralara satılması bir gerçek. Ama hepsi Suriyeli değil ki! Bu bir güvenlik sorunudur.
Rifat Bey, hiçbirimizin istemediği, hükümet politikası sonucu karşılaştığımız bu felaketin köşenizde dile getirilmesinden ben memnuniyet duyuyorum. Ancak, suçlamaların doğru yapılmasını ve eleştirinin zarif olmasını beklerim.
Cerablus modeli
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin’in bir gazeteye verdiği röportajdan bir bölüm...
MGK’da Fırat Kalkanı talimatı vermesiyle Cerablus’a girildi. Cerablus’a girer girmez bizden de istenen Cerablus’un hayatını normalleştirmek için her türlü desteğin verilmesiydi.
Biz 70 kamyon temizlik yaptık. Karanlıktı, Enerji Bakanımızın talimatıyla Karkamış’tan elektrik çektik. Büyükşehir olarak su kanalizasyon idaremiz 4 ayrı kuyu buldu, kuyulardan evlere sağlıklı bir şekilde su dağıtımını sağladı.
Hayat nasıl normalleşecek? O yüzden önce aydınlanması lazım, temel ihtiyaçlarının giderilmesi lazım. Sonra okulların açılması lazım. Halkın buraların güvenli olduğunu anlaması lazım. Bu yaklaşık 3 ay sürdü.
Gaziantep Büyükşehir olarak her türlü lojistik desteği verdik. Okul onarımından oyuncak gruplarına kadar bir çok şey yaptık. 2 ay sonra baktık ki, 3 bin olan Cerablus nüfusu 30 bine çıktı. Köyleriyle birlikte bu 100 bine çıktı.
Karkamış Sınır Kapısı’nı Gümrük Bakanlığımız güncelledi ve kuvvetlendirdi. Orayı bir ticaret merkezi yaptı. Oranın özellikle toprağı çok kıymetli. Kıpkırmızı bir toprak var. Zeytin, fıstık ve her türlü meyvenin ve sebzenin yetiştiği büyük bir toprak kalitesi var. Bunlar işlenmeye başladı. Dolayısıyla halk güvenli bölge olarak döndüğü zaman, oradaki geçim noktasında ve kendi evine girip kendi toprağını işlemeye başladığı, Karkamış Sınır Kapısı da güçlü bir şekilde çalışmaya başladığı zaman Cerablus modeli Fırat Kalkanı için çok önemli bir model oldu.