Çetele

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Gelen son raporda bazı yanlışlar gözüme çarpıyor. “Gerekçesi ne olabilir?” diye düşünüyorum. Bir tanesini sorunca hemen söylediler – “Raporların çoğunda uzun zamandan beri rakam hataları var, içeriğine bir türlü güven duyulmuyor, zaten raporu yazan kişi de malum, dalgacının biri!”

Peki, sayıların güvenilir olmadığını ve o yazan kişinin dalgacı olduğunu nasıl kanıtlayacağım? Sudan bir açıklama her zaman yedekte tutuluyor – “İspata gerek mi var, cümle âlem biliyor!”

Genelde birileri veya bir konu hakkında çetele tutmayı seviyoruz. Ancak bu çetele zihnimizde ve çoğu kez gerçeklerden ziyade kişisel kanılarımızı taşıyor. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi herhangi bir veriye dayanmadan kolayca yargılama yapılabiliyor. Raporların yanlışlıklarla dolu olacağı peşinen kabullenilmiş görünüyor ve tekrarlanmaması için hiç bir çaba gösterilmiyor. Adeta ümit kesilmiş.

Hâlbuki sonuca atlayan eleştirmen konuyu incelediğini, geçen ay hazırlanan beş raporda on altı değişik hataya rastladığını, yazan kişiyi her seferinde sözlü ve yazılı olarak uyardığını, rapora veri sağlayan kişinin raporu göndermeden önce son bir kez daha kontrol etmesini rica ettiğini, raporu yazan kişinin hataları tekrar etmesinin önüne geçebilecek diğer önlemleri de almasını istediğini söyleseydi verilerle konuşmuş olacaktı.

Çetele en etkili veri toplama aracı. Eskiden hanlarda kahveci gelir çay, kahve, gazoz, ayran, limonata, meşrubat servisi yapar ve her seferinde tebeşirle kapı pervazına bir işaret koyardı. Akşam vakti gelip gün boyunca çizdiği çentiklere göre hesabı alırdı. Ertesi gün aynı işlem yeniden yapılırdı. Daha sonra marka sistemine geçildi tebeşir tarihe karıştı. Daha sonra da herkesin kendi kendine servis yapabileceği çay – kahve otomatı renkli plastik markayı tarihe gömdü. Bununla beraber kolaylığı nedeniyle çetele tutmanın modası asla geçmedi.

Bir konuda veri toplamak istiyorsak, hangi tür verileri, hangi sıklıkta toplayacağımıza karar verdikten sonra hazırlayacağımız bir çizelge üstünde belirlenen süre içinde her gözlemimizi ilgili kutuya bir çentik atarak belirledikten sonra her kutuya isabet eden çentik sayısını sayarak o değişkenin kaç kez meydana geldiğini buluruz.

En büyük tehlike, verileri toplamak ve bunları anlamlı bilgi haline dönüştürmek yerine kanaat ile konuşmakta yatıyor. Kanaat verilerle desteklenmedikçe, iyileştirmeye yardımcı olmak yerine kişiler arası sürtüşmeye, kavga gürültüye ve gereksiz enerji sarfına kadar gidebiliyor.

Çetele