Ege’nin Şarap Yolu / Urla Bağ Yolu

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

İnsanoğlu, yeryüzünde var olduğundan beri, üzerinde yaşadığı doğanın nimetlerinden yararlanmayı öğrendiklerinden beri çeşitli içkiler yapmayı denemişlerdir. İçki, yerleşik toplumun bir ürünüdür. Urfa’daki Göbeklitepe’nin kazılarından önce biranın, Nuh Peygamberden günümüze kadar her toplumda görüldüğü kabul edilmiştir. Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi'nin girişindeki panodaki bilgiye göre, İngiltere'deki Stonehenge'in M.Ö 2500'de, Mısır piramitlerinin M.Ö 2600'de, Mezopotamya Zigguratları'nın M.Ö 4000'de, Portekiz'deki Almenders Cromlech'in M.Ö 6000'de, Göbeklitepe'deki tapınakların ise M.Ö. 12.000'de inşa edildiğini gösteren bir çizelge bulunuyor. Buğday üretimini ilk defa burada yapıldığını, bunu da ekmek için değil bira üretimi için yaptığı ifade edilir. Yine kazı çalışmalarında 160 kapasitelik bira varilleri bulunur. Bu da demek oluyor ki, bira insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahiptir. Dolayısıyla içki evrenseldir. İnsanlığın ilk içkisi bira ve şaraptır.

 

İçkilerin içinde tanrısı olan tek içki şaraptır. Dionysos, bilindiği gibi mitolojide şarap tanrısı olarak bilinir. Yapılan arkeolojik kazılarda Dionysos’un bir elinde üzüm salkımı, diğer elinde ise arpa demeti bulunmaktadır. Arpa birayı temsil etmektedir.  Dionysos, tanrıları tanrısı Zeus’un oğludur. Dionyssos’un Bakkhos, Poligetes ve Bromios gibi birçok adı vardır.  Yunan mitolojisinde şarap, bağcılık, haz ve çoşku tanrısı olarak anılır.

 

İçki evrensel olunca tek tanrılı dinlerinde ilgi alanına da girmiştir. Tevrat şarabı, bağcılık ve üzüm yetiştirmeyi Nuh’a dayandırmaktadır. Nuh’un şarap yapmayı ve içmeyi sevdiği rivayet edilir. Dolayısıyla Tevrat’ta içki yasak değildir. Aksine, şarap üretimi ve içki içmek teşvik edilir. İslam dini şarabı yasaklar. İçki, Müslümanlar için haramdır. Hıristiyanlıkta ise şarabı yasaklamak bir yana, tam tersine kutsal sayılır. Şarap, İsa’nın kanı sayılır. İsa havarilerine şarap ikram ederek, “İşte benim kanım” dediği rivayet edilir.

 

Şarap, Asur, Babil, İranlı ve Mısırlıların çok sevdikleri bir içkidir.

 

Günümüzde çoktan unutulmuş da olsa, Türklerin tarihsel içkisi kımız’dır. Kırsak sütünde yapılıyor. Türkler, 18. yüzyıla kadar şarapla haşır neşir olurken, günümüzde yerini rakıya bırakır. Rakı, Türklerin ulusal içkisi olarak anılır.

 

Mitoloji ve dinlerin dikkatini çeken şaraba ve içkiye edebiyatın ilgisiz kalması beklenemezdi. Şarap ve içki hakkında yazılmış binlerce şiir, makale kitap, dilden dile dolaşan efsaneler ve hikayeler vardır. Ömer Hayyam deyince hemen hepimizin aklına içinde şarap olan ölümsüz rübaileri gelir. Hayyam, yüzyıllar önce yaşamasına rağmen hala güncel. Yakın dönemde Neyzen Tevfik’i unutmak mümkün mü? Söz buradan açılmışken, A. Kadir’in çevirisiyle Paul Eluard’ın o ünlü şiirini anımsamamak olmaz.

 

     Asıl Adalet

İnsanlarda tek sıcak kanun,

üzümden şarap yapmaları,

kömürden ateş yapmaları,

öpücüklerden insan yapmalarıdır.

 

İnsanlarda tek zorlu kanun,

savaşlara, yoksulluğa karşı

kendilerini ayakta tutmaları,

ölüme karşı yaşamalarıdır.

 

İnsanlarda tek güzel kanun,

suyu ışık yapmaları,

düşü gerçek yapmaları,

düşmanı kardeş yapmalarıdır.

 

Hep var olan kanunlardır bunlar,

bir çocukcağzın tâ yüreğinden başlar,

yayılır, genişler, uzar gider

t"a akla kadar.

 

 

Urla, İzmir’in ve Ege’nin her daim güzel ilçelerinden biridir. İl merkezine 35 km uzaklıkta bulunur. Doğusunda Seferihisar ve Güzelbahçe, batısında Çeşme, kuzeybatısında Karaburun ve Ege Denizi yer alır. Havası, tarihi, doğası ve lezzetli yemekleri ile güzel bir tatil bölgesidir.

 

M.Ö. 10. yüzyılda Ege bölgesinde kurulan İyonya’nın 12 kentinden biri olan Klazomenai (Günümüzdeki Urla) bağcılık ve şarapçılıkla ün yapmıştı. Yakın dönem geçmişte de, mübadelede göç eden Rumlarla birlikte bölge bağcılık ve şarap üretimi yok oluyor. Bugünde Urla geçmişine geri dönüyor ve atalarının izinden giderek benzer bağlar oluşturuluyor. Bu bağların üzümleriyle şarap üretiliyor.

 

Urla Şarap Üreticileri ve Bağcılık Derneği’nin çatısı altında geliştirilen “Urla Bağ Yolu”, “Agro-turizm-Bağ Turizmi” projesinin Urla sloganı “Yarımada’da Hayatı Yakala.” Bu bölgede yapılacak geziler için 5 farklı rota belirlenmiş: Yürüyüş yolu, bisiklet yolu, zeytin yolu, bağ yolu, mavi (deniz) yol.

 

Urla Bağ Yolu, İzmir’in batısında, İzmir-Çeşme yolu üzerinde, Urla’nın güneyindeki bağ/şarap üreticilerini birbirine bağlayan yolun adıdır. Urla Şarap Üreticileri ve Bağcılık Derneği’nin bastırdığı haritada bu yolu görebiliyoruz. Bölgede doğa ve yollar oldukça güzel. Tepeler ve vadiler arasındaki köyler, evler ve bağlar görülmeyi bekliyor.

 

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Urla Bağ Yolu projesine bağlı olarak bir de 6 Antik İyon Kentini (Ephesos, Kolophon, Lenedos, Teos, Klazomenal ve Erythrai)  birbirine bağlayarak Karaburun yarımadasını kapsayacak “tematik yol” olarak belirlenmiştir. Bu tematik yol üzerine de ziyaretçileri yönlendirici ve bilgilendirici levhalar konulmuştur.

 

Bölge her yıl binlerce yerli ve yabancı ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır.

 

Sonsözü Lübnanlı Filozof Halil Cibran söylesin; “..Evet, işin gerçeği zevk bir özgürlük türküsüdür. Bütün yüreğinizle onu çağırmanızı dilerim de; türküyü çağırırken kendinizden geçmenizi istemem…”

 

Ege’ye yolunuz düşerse bir gününüzü buraya ayırın, pişman olmazsınız.

 

Urla Bağ Yolu sizi bekliyor.

 

 

Not: İçki sağlığa zararlıdır.

 




Ege’nin Şarap Yolu / Urla Bağ Yolu