Gölyazı (Apolyont)

Eski adı ile Apolyont, buğünkü adı ile Gölyazı, Bursa ilinin Nilüfer ilçesine bağlı bir (köy) mahalledir. Uluabat (Apollont) Gölü üzerine kurulmuş olan Gölyazı bir köprü ile bağlanmıştır. Bursa-İzmir karayolunun 30. kilometresinde yer almakta ve karayolundan 5 km. içeride bulunmaktadır. Göl ülkemizde koruma altında bulunan 12 Ramsar (Ramsar Sözleşmesi (Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında Sözleşme) sulak alanların korunması ve sürdürülebilir kullanımını sağlamayı amaçlayan uluslararası bir sözleşmedir. Sözleşme adını 2 Şubat 1971 tarihinde İran'da imzalandığı şehir olan Ramsar şehrinden almaktadır.) alanlarından biridir. Göl 24 km. uzunluğunda ve 10 km. genişliğindedir. Avrupa’dan Asya’ya göç eden kuşların uğrak noktalarındandır.

Gölyazı’nın tarihi M.Ö. 6. yüzyıla uzanmaktadır. Apollon Krallığı’na ev sahipliği yapan köy adını müziğin, sanatın, güneşin ve ateşin tanrısı olan Apollon’dan almıştır. Apollon Krallığı’ndan sonra Bizans ve Osmanlılara ev sahipliği yapmıştır. Mübadele dönemine kadar Rum yerleşimi olan köy, mübadeleden sonrası Selanikli göçmenler yerleştirilmiştir. 2006’dan beri tarihi kentler Birliği’ne olan yerleşim alanının tamamı birinci derece sit alanıdır.

“Japon Seyahat Acentaları Birliği (JATA) tarafından 'Avrupa'nın en güzel 30 kasabası' arasında gösterilen, yağışların fazla olduğu dönemlerde göl suyunun yükselip evlerin önüne kadar gelmesinden dolayı kasaba 'Küçük Venedik' olarak adlandırılıyor.”

Gölyazı, Uluabat Gölü’nün kıyısında doğa ve tarihin iç içe geçtiği, ucunda göl manzarası bulunan sokaklarında Rum ve Türk evlerinin bir arada bulunduğu güzellikleri yansıtmasına rağmen tarihi dokuya sahip çıkılmamıştır.

Gölyazı’da göl kenarında bol miktarda kafe, restoran ve çay bahçesi bulunmakta ve gölde sandal gezisi yapılmaktadır.

GÖLYAZI GEZİLECEK YERLER

Ağlayan Çınar

747 yaşında olan bu ulu çınar Gölyazı’nın simgesidir. Ağlayan Çınar’a ismini Biyolog Mehmet Okatan vermiş, ağacın altında da kendisinin yazdığı şu dizeleri, “Tarihin verdiği yorgunlukla yan yatmış ulu bir çınar… Lakin, yaşamaktan umudunu kesmemiş, uzanmış öylesine bağrı yanık, yaprakları hüzün, içi kan ağlarcasına, savaşlara, acılara, kara sevdalara tercüman olurcasına ardında sevgi bahçesi, açamayan gonca bir gül, önünde, oluk oluk gözyaşlarının eseri koca bir göl.” tabelada duruyor. Uluslararası anıt ağaç işareti taşıyan ağacın gölgesi 400 metredir.

Aziz Panteleimon Kilisesi

Mübadele dönemine kadar Rumlar tarafından ibadethane olarak kullanılmış, mübadeleden sonra kaderine terk edilmiştir. Yakın dönemde Nilüfer Belediyesi tarafından restore edilerek kültür evi olarak kullanılmaktadır.