Muğla
Muğla, ülkemizin güneybatısına, Ege ve Akdeniz’in kesiştiği noktada yer alan ve en kalabalık illerimizden biridir. Asar Dağı eteklerinden, Karadağ, Kızıldağ, Masa ve Hamursuz dağları ile çevrelenmiş ve ovaya doğru yayılmıştır. Dünyaca ünlü mavi bayraklı plajları ve Bodrum, Datça, Marmaris, Fethiye, Köyceğiz, Dalyan ve Milas gibi tatil yöreleri ile ünlüdür. Girintili çıkıntılı yapısıyla, 1479 kilometrelik denize uzanan kıyısıyla, ülkemizin en uzun sahil şeridine sahiptir. Bu sahil şeridinde 97 adet mavi bayraklı plajı bulunuyor. Muğla şehir merkezi, önemli turizm noktalarına gidip gelinirken kenar geçilen bir şehirdir aynı zamanda. Şehir merkezide de görülmeye değerdir. Eski Muğla evleri, çarşıları, hanları ve yaylaları gibi.
Tarihi M.Ö. 3500’lü yıllara dayanan bölge, Hitit, Karya, Lidya, Pers, Mısır ve Roma uygarlıklarına ev sahipliği yapmıştır. Karya bölgesinin en eski yerleşimlerinden biridir. Şehir, 1284’de Menteşe Beyliği ve 1391’de Osmanlı egemenliğine girmiştir. Ev sahipliği yaptığı uygarlıkların izlerini, şehrin dört bir yanında görmek mümkündür. Muğla, zengin tarihi nedeniyle sınırları içinde pek çok antik kent ve ören yeri bulunuyor. Bunların arasında; 1982’den beri Unesco Dünya Miras Listesi’nde bulunan Letoon ve Unesco Dünya Miras Geçici Listesi’nde bulunan Bodrum Kalesi, Stratonikea, Kaunos, Pınara, Tlos, Beçin antik kentleri, Bodrum Kalesi ve Hekatomnos Anıt Mezarı bulunmaktadır.
Muğla, 400'e yakın tescilli evi, 170’e yakın sivil mimari yapısı, 100'e yakın sokağı, hanları, arastası, meydanları ve camileriyle örnek bir Kentsel Sit alanıdır.
Dört mevsim ılıman iklimi, kolay ulaşıma sahip konumu, çok zengin bir tarihi ve yerel lezzetleriyle Muğla’yı ziyaret etmek için onlarca nedeniniz olmalı, olabilir.
Muğla Merkez Gezilecek Yerler
Eski Muğla Evleri, evler genelde iki katlı, geniş ahşap kapılı, tahta pancurlu, kırmızı kiremitli, beyaz badanalı ve geniş avluludur. Eski Muğla evlerini yapan da oturan da, mübadeleye kadar Rumlardır. Rumların gönderilmesinden sonra evler kaderine terk edilerek yok olmaya bırakılmıştır. Günümüzde gerek belediye gerekse sivil toplum kuruluşları bu evlere sahip çıkmışlardır. Kültür Evi, Özbekler Evi, Hacıkadı Evi, Müftüler Evi (Sanat Evi), Konakaltı Kültür Merkezi gibi.
Muğla Bacası, Muğla, Rize’den sonra ülkemizin en çok yağış alan illerinden biridir. Halk arasında “Deli Memet” olarak anılan poyrazla birlikte her yönden yağan yağmur yöre halkının ihtiyacına göre bir bacanın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Muğla bacalarının yaratısı Rum ustalarıdır. Mübadeleden sonra Rum ustalarının yanında çalışanlar tarafından da yapımı hala devam etmektedir. Muğla bacası, özellikle yağmurda sert esen rüzgarı kesecek biçimde, dikdörtgen olarak 28 tane yağlı kiremitten yapılıyor ve dört tarafı açık olduğundan dolayı baca tıkanmaları ve tütmesini engelliyor. 1800’lü yıllardan bu yana bu bacanın bulunduğu evlerde karbonmonoksit zehirlenmesinde hiç kimse yaşamını kaybetmemiştir.
Eski Muğla evlerinin çatısını süsleyen bacalar Muğla’da faaliyet gösteren kurumlarında (Muğla Valiliği, Menteşe Belediyesi, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası ve Büyükşehir olmadan önce Muğla Belediyesi gibi) simgesi olmuştur. Ayrıca Muğla bacası, kentin soyut kültürel mirası olarak kabul edilmektedir.
Muğla bacası Muğla Merkez ilçe Menteşe, Milas, Yatağan, Ula, Köyceğiz ve Ortaca ilçelerinde bolca görülmektedir.
Muğla Müzesi, 1994 yılında, eski cezaevinin restorasyonundan sonra hizmete girmiştir. Müze, üç ana (Arkeoloji, Etnografya ve Gladyatörler) bölüm ve 1 adet sanat galerisinden oluşmaktadır. Müze binası açık avlulu, iki katlı dikdörtgen bir plan üzerine oturmaktadır.
Saat Kulesi, Muğla’nın ilk belediye başkanı tarafından 1885 yılında Rum ustalara yaptırılmıştır. Tarihi Saat Kulesi, kesme taş ve tuğladan, beş katlı ve aşağıdan yukarıya doğru küçülmektedir.
Arasta Çarşısı, tarihi kayıtlara göre yaklaşık 500-600 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. Bölge geçmişte olduğu gibi günümüzde de ticaretin merkezi konumundadır. Çarşının hanları, hamamları, konakları, camileri, dar sokakları ve her çeşit esnafıyla ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Yağcılar Hanı, yapımı 1493 tarihlidir. Günümüzde restore edilerek iş merkezi olarak hizmet vermektedir.
Zahire Pazarı, yaklaşık 100 yıl önce tarım ürünlerinin satıldığı, Arasta’nın yanında yer alan ve içinde 16 dükkanın yer aldığı pazar, 2011 yılında belediye tarafından restore edilerek hizmet açılmıştır. Pazarda yöresel ürünler satılmaktadır.
Kurşunlu Cami, 1493’de Menteşe beylerinden Esseyyid Şucaeddin tarafından yaptırılmıştır. Kubbesinin kurşun plakalarla kaplı olmasından dolayı bu isimle anılmaktadır. Cami içindeki kalem işi süslemeler görülmeye değerdir. Cami bugünlerde restorasyon görmektedir. Umarım, cami içindeki kalem işi süslemeler, ülkemizde görülen restorasyon faciasına uğramaz.
Saburhane, mübadeleye kadar Rumların çoğunlukta yaşadığı bölgedir. Mübadeleden sonra bölge canlılığını kaybetmiştir. Tarihi evleri, dar sokakları ve kendine özgü havasıyla adı çok bilinmeyen, ama görülmeye değerdir.