Eşrefoğlu Camisi / Beyşehir

Eşrefoğlu Camisi, Konya ilinin Beyşehir ilçesinde yer alan tarihi bir ibadethanedir. 1296-1299 Eşrefoğlu Beyliği’nin kurucusu Seyfeddin Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır. Anadolu’daki ahşap direkli, düz çatılı camiler içinde özgünlüğünü koruyarak günümüze gelen en önemli yapılardan birsidir.

Cami; taç kapısı, kar kuyusu, çinili kapısı, müezzin mahfili, iç mekan, sütun ve kirişler, bey mahfili, mihrap, minber, türbesi, çivi ve vida benzeri bağlantılar kullanılmadan, yalnızca geçme takma tekniğiyle, yerli ve yabancı ziyaretçilerinin büyük beğenisini toplamaktadır.

Taç Kapısı; beylikler döneminin anıtsal taç kapıları arasında yer almaktadır.  Kapının üzerindeki kitabede yapının inşa tarihi yazdırılmıştır.

Çinili Kapı; Taç kapıdan içeri, çift kanatlı ahşap kapıdan içeri girilir.

Kar Kuyusu; caminin içindeki süslemelerin yanı sıra ahşap bölmelerinin nemli kalabilmesi için caminin ortasında 4,5 metre derinliğinde bir kuyu bulunmaktadır. 1941 yılına kadar yapının üstü toprakla örtülüdür. Çatıda biriken kar, caminin ortasındaki kuyuda depo edilmiştir. Bu tarihten sonra kuyunun üzeri camla kapatılmıştır. Buradaki karın yavaş yavaş erimesiyle ahşap sütunların nem dengesi korunmuş, kuruması ve çatlamasını engellemiştir. Günümüzde de bu yöntemin kullanılması, o dönemin teknolojisini günümüze taşımıştır.

Sütun ve Krişler; birisi taç kapısı ve iki tahliye kapısı 3 kapısı, 35 peenceresi olan camide sedir ağacından yapılmış, 47’si direk, toplam 602 adet sütun ve kiriş bulunmaktadır. 6 ay suda bekletilen ahşap malzeme daha sonra fırınlanmıştır. Direkler taş kaidelere oturtularak yerlerine dikilmiştir. Cami geçmişten günümüze kadar değişikliğe uğramadan gelmiştir.

İç Mekan; yapı, ahşap, taş işçiliği, çinicilik, kalem işi süslemeleri, tuğla, alçı, kar kuyusu ve diğer bölümleriyle pek çok özelliği bünyesinde toplamıştır.

Mihrap; caminin mihrabındaki 4,58 m. eninde 6.17 m. yüksekliğindeki çinilerin hepsi Selçuklu çinisidir. Turkuaz ve patlıcan moru olmak üzere iki renk kullanılmıştır. Mihrap üzerindeki şekillerin her birinin birer anlamı bulunmaktadır.

Mimber; sütun ve kirişlerin tamamı sedir ağacından yapılmışken, sadece mimber ceviz ağacından yapılmıştır. Mimber üzerindeki şekillerin ve yazıların birer açıklaması vardır.

Türbe; Süleyman Bey, 1301’de kendisi için bir türbe yaptırmış ve bir yıl sonra vefat edince burada toprağa verilmiştir. Eşi ve oğlunun mezarları da burada yer almaktadır.

Tarihi yapı 2012 yılında Unesco Dünya Miras Aday Listesi’ne alınmıştır. Günümüzde de ibadete ve ziyarete açıktır.

Yolunuz düşerse uğrayın, bu tarihi yapının içini görülmeye değerdir.