Nar(punica granatum l.) ve insan sağlığı üzerine etkileri

YAYINLAMA: 23 Aralık 2020 / 19.44 | GÜNCELLEME: 23 Aralık 2020 / 19.44

İnsanoğlunun narı 6500 yıl öncesinden beri tanımaktadır. Adına ilk rastlanılan yazılı kaynak ise M.Ö. 1550 yıllarında yazıldığı düşünülen Mısır’da keşfedilmiş Ebers Tıp Papirüsüdür . İran, Hindistan ve Pakistan narın anavatanı olarak bilinmektedir.

resim1

Türkiye’de ise Akdeniz, Ege ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri nar üretiminde öne çıkan bölgelerdir. En fazla üretim  Antalya’da yapılmaktadır.

Günümüzde tüm dünyada tanınır hale gelmeye başlayan bazı yerli çeşitlerimiz ise nar yetiştiriciliğinde ayrı bir öneme sahiptir. Hicaz narı, Fellahyemez, Ekşilik, Ernar, Katırbaşı, Lefan, Erdemli Aşınar ve Silifke Aşısı, Katırbaşı, Dicle narı, Bori, Şekerek, Mayhoş, Barut, Urfa narı, Karaköprü narı, Seyfi narı, Katina narı, Derik narı, Zivzik narı ve Oğuzeli narı önemli yerel veya standart çeşitlerimizdendir.

Günümüzde nar üretimindeki artış ve bununla beraber nar tüketim şeklinde de bir çeşitlenme olmuştur. Nar suyu ve nar ekşisi en bilinen tüketim şekilleri olmakla beraber diğer kullanım şekilleri arasında şarap, sirke, likör, konsantre, gazoz, şurup, reçel ve jöle yer almaktadır. Besin maddesi olarak kullanımının dışında kimya, kozmetik, ilaç ve boya sanayinde, sitrik asit, mürekkep ve kolonya imalatında da kullanılmaktadır.

Fenolik maddeler, flavanoidler ve antioksidanlarca oldukça zengin bir meyve olan nar, insan sağlığı açısından çok önemlidir. Bu meyve türünün başta kanser olmak üzere pek çok hastalığa karşı koruyucu etkisi olduğu yapılan çalışmalarla ortaya konulmuştur.

Nar özlerinin (meyve suyu, tohum yağı ve çiçek özleri) muazzam bir antidiyabetik, antienflamatuar, antioksidan etkisi bulunmaktadır.Farklı nar özlerinden meyvenin kabuğu, kökü, suyunu içeren ve özellikle kurutulmuş kabuklarından üretilen ilaçlar  birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır.

 

Sürecek

Nar(punica granatum l.) ve insan sağlığı üzerine etkileri