Selçuklu ve Osmanlı Döneminde Şifalı Macunlar ve Bitkiler (4)

Isırgan: Anemi tedavisinde yardımcı olarak kullanılır. Karaciğer ve böbrekleri temizler. Öksürüğe iyi gelir. Saman nezlesinin tedavisinde kullanılır.
Kekik: Akciğerler ve bronşlara faydalıdır. Göğsü yumuşatır, öksürüğü giderir. Mide ağrısını dindirir. Adet kanamalarını düzenler. Ağız yaralarını giderir.
Lavanta: Karın şişliği, migren, romatizma ve ateşli hastalıklara iyi gelir. Özellikle karaciğere faydalıdır.
Ekinezya: Vücudun savunma sistemini güçlendirir. Grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklarda etkilidir,balgam söktürür.
ekinezya
Mercanköşk: Bebeklerdeki gazı giderir. Öksürüğe iyi gelir. Balgamı söktürür, terletir, kasları yumuşatır. Anne sütünü arttırır.
Enginar: Karaciğeri yeniler, böbrek kum ve taşlarını döker. İdrar söktürür. Şekeri düzenler, vücuda dinçlik verir. Kalbi ve damarları korur. İshali keser, ter kokusunu önler, ateşi düşürür, iştah açar.
enginar
Ihlamur: Soğuk algınlığı ve gripte savunma gücünü arttırır ve terlemeyi başlatarak rahatlama sağlar, ateşin düşmesine yardım eder. Böbrekleri yormadan ödemi indirir.Mide rahatsızlıklarına faydalıdır. Sinirleri yatıştırıcı bir etkisi vardır. İç kabuğu dövülerek, iyice ezilip yaralara ve deri lekelerine karşı da kullanılmaktadır.”
Osmanlı’da kullanılan tedavi metodlarından biri de güzel koku idi. Güzel koku ruhun gıdasıdır, ayrıca kalbe faydalıdır. Her bir bitkinin kendi formu ve özü vardır. Çiçeklerin özleri ile elde edilen yağların insanlardaki dengesizlikleri gidermede tesiri vardır.
Osmanlı hastanelerinde yetiştirilen çiçeklerin görüntüsü, kokusu psikolojik hastalıkların tedavisinde kullanılırdı. Özellikle lale, sümbül, reyhan, karanfil, yasemin gibi çiçek türleri kullanılırdı.
