Kanser ve beslenme ilişkisi(8)

YAYINLAMA: 29 Eylül 2021 / 20.11 | GÜNCELLEME: 29 Eylül 2021 / 20.11

Diyet kanserden koru mu? Genellikle sebze, meyve, tam tahıl ve baklagillerden zengin diyetle beslenenlerde özellikle ağız boşluğu, yemek borusu, mide, kolon ve akciğer kanserlerinin daha az oranda görülmektedir. Bu diyetin koruyucu etkisinin daha çok lif miktarının fazla ve yağ oranın az olmasının yanı sıra içerdiği vitaminler, antioksidanlar ve fito kimyasallara bağlı olabileceği düşünülmelidir. Diyetteki lifin koruyucu etkisi daha çok kolon kanserinde belirgindir. Bağırsakta çözünen liflerin kanser gelişmesinin uyarabilen safta asitlerini bağlayarak atılmasını kolaylaştırmasının yanı sıra kısa zincirli yağ asitlerinin (asetat, propiyonat, bütirat) kolon pH’sını düşürerek ikincil safra asitlerinin çözünürlüğünü artırır ve barsak epiteline zarar vermesini engeller.

 Diyetteki lifin bağırsakta parçalanması ile açığa çıkan kısa zincirli yağ asitlerinden bütirik asitin kanserli hücre çoğalmasını engelleyerek de koruyucu etkiye katkıda bulunur. Barsakta çözünmeyen lifler gaita miktarını artırarak potansiyel karsinojenleri dilüe eder ve bağırsaktan daha kısa sürede atılmasını kolaylaştırır. Liften zengin besinlerin yağ içeriği de az olduğu için safra asidi yapımını azaltarak da koruyucu etki gösterir. Sebze, meyve, tam tahıl ve baklagillerde bulunan fito kimyasal maddeler ve antioksidanlar kanser gelişmesini kolaylaştıran hücre ve doku hasarını azaltarak koruyucu etkiye katkıda bulunurlar.

 Fito kimyasallar yine kansere yol açan maddeleri parçalayan enzimleri uyararak bunların etkisiz hale gelmelerini sağlar. Deneysel çalışmalarda kansere karşı koruyucu olabileceği gösterilmiş olan fito kimyasalları başlıca dört grupta toplayabiliriz.

Bunlardan birincisi lignanlar (lifçe zengin gıdalar, çilek, kiraz, böğürtlen, tahıllar, çavdar, yağlı tohumlar; keten tohumu, susam, fındık, ay çekirdeği, zeytin, soğuk sıkma bitkisel yağlarda bulunur) ve isoflavonları (soya fasulyesi, soya ürünlerine bol bulunur) içeren fito östrojenlerdir.

 İkinci grupta sarı, kırmızı ve koyu yeşil yapraklı sebze ve meyvelerde bolca bulunan α- karoten, β- karoten, likopen, β- kriptoksantin, lutein vb karotenoidler yer alır. Soğan, sarımsak ve turpgillerde bolca bulunan organo sülfür bileşikleri de bu grupta yer alan önemli fito kimyasallardır. Meyve ve sebzeler, yeşil çay, siyah çay, üzüm, üzüm çekirdeğinde bulunan polifenoller de kansere karşı koruyucu etki gösterdiği bilinen önemli fito kimyasallardır. Sebze, meyve, tam tahıl ve baklagillerde yer alan ve yukarıda sayılan maddelerin kendilerinin mi yoksa besinlerdeki varlığının mı kanserden koruyucu olduğu iyi bilinmediği için bu besinlerin hepsinin tüketilmesi önerilmektedir. Yine unutulmaması gereken en önemli noktalardan bir tanesi de bugüne kadar yapılan çalışmalarda bu maddelerin gıda takviyesi ürünler şeklinde alınmasının değil doğal gıdalara halinde alınmasının koruyucu etki gösterdiği bulunmuştur. Kalsiyumdan zengin besinleri tüketenlerde kolon kanseri sıklığının daha az olduğunu gösteren çalışmalar vardır. Ancak bu konudaki mevcut veriler kesin bir yargıya varmak için henüz yeterli değildir. Sürecek

Kanser ve beslenme ilişkisi(8)