YATAĞAN
Yatağan, Muğla iline bağlı bir ilçe ve il merkezine 25 km uzaklıkta yer almaktadır. Muğla deyince bir çoğumuzun aklına Bodrum, Marmaris, Fethiye, Datça ve Akyaka gelmektedir. Turistik özelliklerinden çok termik santralıyla bilinen Yatağan, pek çok doğal güzelliği ve tarihi zenginliği içinde barındırmaktadır. Denize kıyısı bulunmamasından dolayı Yatağan ilçesi turizm açısından ilin diğer ilçelerine nazaran pek gelişmemiştir.
Yatağan sınırları içinde iki önemli antik kent yer almaktadır. Biri Stratonikeia, diğeri ise Lagina’dır.
Dört mevsim ziyaret edilebilecek gezi güzergahları ve alternatif turizm seçenekleriyle gerek Muğla’yı gerekse Yatağan’ı ziyaret etmek için birçok nedenimiz bulunmaktadır.
Gezilecek Yerler :
Atatürk Kültür Merkezi (Hacı Ömerler Evi)
- yüzyılın başında inşa edilen ve tarihi Hacı Ömerler Evi belediye tarafında kamulaştırılarak restore edilmiş ve Atatürk Kültür Merkezi olarak faaliyet göstermektedir. İlçe merkezinde bulunan merkezin sadece bahçesini gezebiliyorsunuz ama konak boş ve kapalı durumdadır.
Yatağan Termik Santrali
Yatağan Termik Santrali ilçeye 3 km uzaklıkta, 1.163.000 m2 alan üzerinde kurulu olan ülkemizin beşinci büyük termik santralidir.
Yatağan Termik Santrali, Muğla-Yatağan linyit havzasındaki kömürün değerlendirilmesi ve enerji ihtiyacının karşılanması amacıyla 1975 yılında yatırım programına alınmış, 1976 yılında ihalesi yapılmış, 1977 yılında inşaatına başlanmış, 1978 yılında montaj çalışmalarına başlanmış, 1982 Ekim ayında 1. Ünitesi, 1983 Haziran ayında 2. Ünitesi ve 1984 Aralık ayında 3. Ünitesi devreye girmiştir.
Termik santrali doğa, tarım ve tarih kıyımı nedeniyle bölgede yaşayan halk çevre örgütleri tarafında istenmemektedir. Yatağan’da santral ve madenler yüzünden birçok köy taşındı ve pek çok köyde taşınma hazırlığı yapmaktadır. Bölgede zeytincilikle geçimini sağlayan 48 köyün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bilinmektedir. Bölge insanları KOAH, astım, bronşit ve kanser hastalıklarıyla mücadele etmektedir.
Küldağı Gölü
Termik santralde kullanılan kömürün kül halindeki atıkları, santralin bir km mesafedeki Kapubağ Köyü’nün yakınındaki bir tepeye dökülmektedir. Bu kül dağının yağmur sularıyla birleşmesi sonucu meydana gelen göl, içerisinde bulunan ağır metallerden dolayı sağlık açısından büyük tehlike saçmaktadır. Gölün kapladığı alan şimdilik 700 hektar (bin futbol sahası büyüklüğünde) olduğu, bu büyüklüğün her geçen gün daha da büyüdüğü bilinmektedir.
Gölün mavi ve turkuaz renginden dolayı piknikçiler, fotoğrafçılar ve gezginler tarafından sık sık ziyaret edilmektedir.
Stratonikeia Antik Kenti
Yatağan-Milas karayolunun 7. Kilometresinde günümüzde terk edilmiş Eskihisar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Antik kent, İ.Ö. 3. Yüzyılda inşa edilmiştir. Suriye Kralı I. Seleukos eşi Stratonike'yi oğlu Antiokhos'a verdi. Antiokhos da önce üvey annesi sonra eşi olan Stratonike adına inşa edilmiştir.
Antik kentin gezisinde Bizans döneminden kalan mozaikler, ünlü gladyatör mezarları, Osmanlı döneminden kalan boya atölyesi, Roma döneminden kalan hamam, gymnasium, bouleuterion, tiyatro, kent kapısı ve çeşme gibi anıtsal yapılarının yanında, köy meydanı, Beylikler Dönemi hamamı, Şaban Ağa Camii, Osmanlı Çeşmesi, ağa evleri gibi Türk mimarisi açısından önemli eserleri görmek mümkündür.
Lagina Antik Kenti
Yatağan-Milas karayolundan 8 km. içeride bulunan Yatağan ilçesine bağlı Turgut Köyü yanında yer alıyor. Antik kentin tarihi İ.Ö. 3 bin yıllarına dayanmaktadır.
1842 yılında İstanbul'a doğan Osman Hamdi Bey, arkeolog, ressam, yazar, Kadiköy'ün ilk belediye başkanı ve İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin kurucusudur.
Osman Hamdi Bey, 1891 yılında Anadolu topraklarındaki ilk arkeolojik kazı alanı olan Lagina'da 1891-1892 yılları arasında üç yıl çalışır. Bu çalışmaları sırasında köyde bulunan Molla Tahir'in (Osman Hamdi Bey Konağı) evinde üç yıl kalır. Kazılarda çıkan eserleri burada koruma altına alır. Ev, bu özelliğinden dolayı Anadolu'nun ilk kazı evi olma özelliğini taşımaktadır.
Bozüyük / Güzelköy
Yatağan – Muğla yolu üzerinde ve 8 km içeride yer almaktadır. Son yıllarda "Güzelköy", "Baba Ocağı" ve "Dürüye’nin Güğümleri" gibi birçok dizi ve filmin çekildiği köy olması nedeniyle dikkat çekmektedir. Bozüyük olan adı köy dizilerden dolayı Güzelköy olarak tanınmaktadır. Birçok tarihi evin bulunduğu köyün yakınındaki Pınarbaşı mevkinde 800 yıllık bir çınar ağacı bulunuyor. Azmak Deresi Aplangeç, Hacı Şükrü Evi, Kültür Merkezi, Meydan ve Ağalar kahveleri görebilir ve köy çarşısında yöresel ürün ve hediyelik eşya satın alabilirsiniz.
Belen Kahvesi
“Çıktım Belen Kahvesi'ne baktım ovaya / Bay Mustafa çağırdı, dama oynamaya / Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı / Söz dinlemez ormancı, çekmiş kafayı / Aman ormancı, canım ormancı / Köyümüze bıraktın yoktan bir acı / Köyümüzün ortasında, değirmen döner / Değirmenin suları, dağından iner / Ormancıya atılan kurşun, Tevfike döner / Tevfikin feryatları, yürekler deler / Aman ormancı, canım ormancı / Köyümüze bıraktın yoktan bir acı / Köyümüzün suları da hoştur içmeye / Üstünde köprüsü var, gelip geçmeye / Tevfikimi vurdular, hiç mi hiç yere / Yazık ettin ormancı, köyün iki gencine.”
Temmuz 1946'da Muğla'nın Gevenes Köyü'ndeki (günümüzdeki adı Çaybükü Köyü) Belen Kahvesi'nde meydana gelen bir olay üzerine Değirmenci Pisili Tahir Usta tarafından bestelenen ünlü bir halk türküsüdür.
_Türkünün zaman içinde gördüğü ilgi nedeniyle Çaybükü köyündeki ovaya hakim bir tepede bulunan Belen Kahvesi, 6 Nisan 2015 tarihinde restore edilerek ziyarete açılmıştır.
Yolunuz Yatağan’a düşerse, gezmekten keyif alacağınız bir bölgedir.
Anıt Ağaç
Belen Kahvesi
Atatürk Kültür Merkezi (Hacı Ömerler Evi)
Kapubağ Köyü ve Termik Santarli
Küldağı Gölü
Şaban Ağa Cami (Stratonikeia)
Osman Hamdi Bey Konağı
Güzelköy (Bozüyük)
Güzelköy
Bozüyük (Güzelköy)
Lagina
Stratonikeia