ARSUZ’da SAYEK FESTİVALİ BAŞLADI

Füsun Sayek Sanat ve Kültür etkinliklerini içeren festivalin 16’ncısı geçtiğimiz hafta başladı. İlk gün Selin Sümbültepe’nin solist, Erkan Zeki Ar’ın gitarist olarak katıldığı pek güzel bir konserle başladı. Selin, konservatuar mezunu, yumuşak sesli, çok başarılı bir solist. Aynı zamanda Hataylı, zaten sahne alması da yerel olması nedeniyleydi herhalde. Biraz kendi besteleri, biraz nostalji bizi mest etti. Aaa bir de Arapça’dan Türkçeye çevrilen şarkıları hem Türkçe hem Arapça seslendirdi, pek sevdim, işte birisi Deniz Seki tarafından seslendirilen:

Böyle gelmiş böyle

Böyle geçer dünya

Günlerimiz bitecek

Bir gün saya saya

Hatırladınız mı? Ben bu şarkının orijinalinin Arapça olduğunu aldığım bir derste öğrenmiştim. Evet, kısacası Sibel Sümbültepe o akşam bizi benim kuşağıma hitap eden şarkılarıyla ihya etti.

Benim izlediğim Füsun Sayek etkinliklerinden birisi de kitap tanıtımı idi. Kitap tanıtımına: Ali İhsan Ökten, Ayşegül Tözören, Gönül Malat, Halit Kartal, Nurullah Er, Tahir Özeren, Veysi Ülgen katıldılar.

Ali İhsan Ökten, beyin cerrahı doktor. Fotoğraf çekimini kendisine hobi edinince yolu bir türlü mitoloji ile kesişmiş. Derken mitolojide tıp unsurlarını aramış ve bulduklarını iki ayrı şahane kitapta toplamış. Ökten’den tıp literatüründe kullanılan 250 deyimin mitolojiden geldiğini de öğrendik.

Nurullah Er, İskenderun Demir Çelik fabrikasından emekli bir işçi, sendikacı aynı zamanda. İşçi olarak yaşadıklarını “Korlaşan Ateş” isimli kitapta toplamış. Diyor ki demirin işlenmesi için kor haline gelmesi gerek. İşte ben de kor haline geldiğim için yazabiliyorum, kendimi ifade edebiliyorum. Er’in sergilediği diğer kitabı “Amanosların çığlığı” idi.

Gönül Mala da doktor, tıp hekimi. Zaman Çatlağı isimli çocukları anlatan bir öykü kitabı yazmış. “Bedeni kıyıya vuran Aylan bebeği düşünürüm sık sık derken, tecavüze uğrayan çocukları da anıyor ve diyor ki “Tüm tebessümler miladını doldurmuş.”

Tahir Özcan, İskenderun Teknik Üniversitesi’nde su ürünleri bölümünde profesör. Yazdığı kitapların fotoğraflarını paylaştım. Satın alıp, okumak için sabırsızlanıyorum. Kendisi araştırmacı, kurutulan Amik Gölü’nde vaktinde yaşayan yılan balıklarından söz etti, pek heyecanlandım.

Fransızlar, Antakya bölgesini işgalleri sırasında sivrisinek larvası yiyen balık türünü de ilk olarak Amik’te denemişler. Özcan konuşurken İskenderun Ses gazetesinin yazarı Sadullah Çağlar, “Göl kurutulunca, nemle beslenen, yükseklerde yetişen bağlarımız da kurudu” dedi çok üzüldüm, bilmiyordum. Önceki yıllarda Amik Gölü’nün kurutulmasının zararlarını anlatan birkaç yazı yazmıştım.

Veysi Ülgen Diyarbakırlı şair yazar bir tıp doktoru. “Tutuyorum hayalimi” isimli kitabını aldım. Pek güzel şiirler yazmış, çok dilli bir yazar. “Yanık lavlar nasıl taş olmuşsa biz de öyleyiz hayal kuramıyoruz” diyor.

Halit Kartal makine mühendisi, İskenderun Demir Çelik fabrikasından emekli. Emekli olduktan sonra öyküler yazmaya başlamış. Soma’da ki kömür ocağında ölenlerin bacasızlar nedeniyle telef olduklarının anlatırken karıncaların yaşamından bahsetti ve onların toprak altına nasıl bacalar inşa ettiklerini söyledi.

Ayşegül Tözeren de tıp doktoru, görüşlerini anlatan pek güzel bir roman yazmış. Edebiyatla uğraşmayı seviyor.

Toplantıda Füsun Sayek’in kızı Selin Sayek Böke ve DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu da vardı. Böke, festivalde önümüzdeki hafta yer alacak İklim Krizi toplantısında konuşacak. Bilindiği gibi Arzu Çerkezoğlu da tıp doktoru. Yazarların da ekseriyeti doktordu. Pek keyifli bir tanıtım toplantısıydı. İskender Sayek’e güzel Arsuzumuz’da böyle bir festival düzenlediği için teşekkür ederiz.

Arzu Çerkezoğlu ve Selin Sayek Böke ile

kitap tanıtımı