Kaç Paralık Adam
Ankara’nın göbeğinde Bayındır Sokak’la Tuna Caddesi’nin kesiştiği köşede bir büyük bina vardır. Eskiden Karayolları Genel Müdürlüğü de Tuna Caddesi4nin üzerinde bu büyük binanın yanında idi. Yıllar önce yapılmıştı bu bina. Türkiye’de sendikal hak çalışanlara 20 Şubat 1947 tarihinde çıkarılan 5018 Sayılı Kanunla verilmiştir. Kurulan çeşitli sendikaların faaliyetlerini koordine etmek amacı ile Türk-İş Sendikaları Federasyonu ise 1951 senesinde kurulmuş ve ilk başkan olarak İsmail İnan seçilmiştir. Çeşitli dönemlerde bu federasyonun başkanlığına seçilen başkanlar gerçekten işçilerin hakları konusunda hükümetle çok mücadele vermiş olduklarını izleme fırsatım oldu.
Bir döneme adını yazdıran devlet adamı 30’uncu Hükümetin Başbakanı Süleyman Demirel zamanında Türk İş’in başında Seyfi Demirsoy vardı. Dönemin çalışma bakanı ise Ali Naili Erdem ve 1968 de Turgut Toker, bir senelik çalışma bakanlığı görevini yapmıştı. Bu dönemde sendikal faaliyetlerin gücünü izlerdik. Daha sonraları Türk-İş in başına Halil Tunç ve Şevket Yılmaz gibi başkanlar geldi. Rahmetli Turgut Özal Zamanında Türk İş’in başında güçlü bir sendika başkanı vardı Şevket Yılmaz. İşçinin haklarını savunmasını izlerken ciddi konuları sonuna kadar diretir, söylediği sözden geri adım atmadığını izlerdik.
Türk İş’de Hukuk Müşaviri olarak çalışan çok sevdiğim bir okul arkadaşım vardı, Av. Önder Aker. Babası Abdullah Aker ise Demokrat Parti İzmir Milletvekili olarak Adnan Menderes hükümetlerinde İktisat ve Ticaret Bakanlığı görevinde de bulunmuştu. Türk İş’de çalışan diğer sınıf arkadaşım ise Şanar Tayşi, uzun seneler bu kurumda görev yaptılar. Halen TEK GIDA İŞ sendikasında başkan danışmanı olan hizmet veren çok değer bir büyüğümde Dr. Engin Ünsal, sendikanın uluslararası ilişkileri konusunda danışmanlığını yürütmektedir.
Genelde hükümetlerle işçilerin ilişkileri Çalışma Bakanı ile Türk-İş Başkanı arasında bir pazarlık şeklinde geçtiğini, senelerdir izleriz. Ancak hükümetler yatırım yapan işverenleri kayırma adına işçiyi ezmelerini senelerdir şahit olmaktayız. İşçi her zaman, aslında zamdan ziyade, yaşam koşullarında kötüleşmesinin durdurulmasını ister. Ülke yönetimi ise, bir adamın iki dudağının arasına sıkışırsa, doğru ve radikal kararların üretilmesi güçleşir.
Sarayın ekonomisi milletin sırtına bindirilmiş bir ülkede, doğruyu görmenin zorlaştığına inanmaktayım. Ekonomiden anlamayan bir yönetimin ‘Ben Ekonomistim’ diyerek ülkeyi bir uçurumun kenarına itmenin bedelini halk, bilhassa dar gelirli insanlar, ödemek mecburiyetinde kaldılar. Enflasyonun tavan yapmasının önüne geçilmesini sağlamak, düşünüldüğü gibi kolay olmayacağı aşikar olduğunu halk anladı, ama yönetenlerle onların beslediği çıkar çevreleri, bu konuda bigane kalmalarını üzülerek seyretmekteyiz.
Güneydoğu illerimizde yaşadığımız deprem felaketini bahane göstererek körüklenen ek vergi ve diğer zamlar, enflasyonu arttırması, olağan bir neticedir. Hayat pahalılığı, ücretlerin satın alma gücünün zayıflaması, bu nedenle işçi ücretleri üzerinde pazarlık yapılması, bir gelenek olarak gündelik hayatımızın bir parçası olmakta.
Bahane olan Deprem, deprem vergisi adı ile toplanan paranın bugün itibari ile 36.5 milyar dolar olduğunu biliyoruz. Ancak bu paranın nerede olduğunu kimsenin bilmemesi, sizce ilginç değil mi? Buhar olan bir başka kaynak ise Merkez Bankası’nda fonda bulunan 128 milyar doların da nerelere harcandığını kimse bilmemekte. Hesap vermek istemeyen bir idarenin, ülkeyi nereye götüreceği, endişe vermekte.
İşçi Sendikaları ise çok güçlü bir kurum. 2023 yılı itibarı ile Türkiye’de çalışan işçi sayısı 31 milyon 985 bin olarak verilmekte. Bu rakam çok ciddi bir siyasi güçtür. Bu çalışanların iyi temsil edilmesi gerekir. Edirne Sarayiçi Kırk Pınar yağlı güreşleri başlamadan önce çayıra, seyirciyi coşturmak için, peşrev çeken YALANCI PEHLİVANLAR çıkarlar. Bağırıp, el şaklatırlar, birbirilerine el ense çekip çayırda dolanırlar. Ancak gerçek pehlivanlar ortaya çıkınca, bu yalancı pehlivanlar, başları öne eğik, çayırı terk ederler.
1923 yılınca vücut bulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100 üncü yılında, 2023 yılında işçi sendikaları temsilcileri, yeni yıl için, işçi ücretlerinin belirlenmesi konusunda, Çalışma Bakanı ile masaya oturdular. TÜRK-İŞ’in kuruluşu 1951, mevcut Başkan Ergün Atalay ise 1954 doğumlu. 32 milyon işçi adına pazarlık masasına oturan Atalay’ın, hükümetin baskısı ile 17,002 TL’ye boyun eğmesini anlamakta güçlük çekmekteyiz. Bu arada 17,000.- TL’yi herkes anladı, ama 2 parayı anlayan biri varsa işaret buyursun, diye bir sözüm geldi söyledim, hem nalına hem mıhına.