Milliyet’in Gaziantep’i…

YAYINLAMA: 20 Kasım 2012 / 18.00 | GÜNCELLEME: 20 Kasım 2012 / 18.00

Gazeteniz Sabah’ın dünkü manşetinde şu haber vardı: ‘Mahalle aralarında kilosu 5 liradan hayvan satılıyor.’
Kaçak çay, kaçak sigara, kaçak antepfıstığı, kaçak içki, kaçak yakıt derken şimdi buna bir de kaçak hayvan eklendi. Hayvan kaçakçılığının bu kadar cazip olmasının nedeninin Türkiye’deki hayvan üretiminin yüksek maliyetli olmasından kaynaklandığı ifade ediliyor.
Türkiye Ziraatçiler Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, doğru konuşuyor. Haklı!
Aynı gün, çoğu yerel gazete ve Milliyet’in, sel gibi övgü dolu manşet, haber ve köşe yazılarından Gaziantep az daha boğuluyordu! Onlarda haklı!

Nasrettin Hoca’nın fıkrasına döndü, ama n’apalım, böyle işte!
Antepliler övülmeyi çok seviyor, dayanamıyor!
İmam-ı Gazâli hazretlerinin güzel bir tespiti var, yazarsam insanları kırar mıyım acaba?
Buyuruyor ki: “Sana ne iyi adamsın sözü, ne kötü adamsın sözünden daha sevimliyse, sen gerçekten kötü adamsın!”

Belki teşbihte hata yaptım, affola, ama diyeceklerim var.
Milliyet’in köşe yazarı Güngör Uras, bir ekonomi profesörü. Çok sevilen, çok okunan, mütevazi, bence konusunun en iyisi, olağanüstü bir yazar. Yorgunluk bilmiyor, bizim bölgeden son yazısını Antakya’dan yazmıştı. Şimdi Milliyet ekibiyle birlikte Gaziantep’ten bütün ülkeye sesleniyor. Ben onun gurme yazıları da dahil, bütün yazılarını okur ve çok beğenirim. Herkesin anlayacağı bir dil kullanır.
Gaziantep’ten dün yazdığı yazısının başlığı, “Gaziantepliler hayatından memnun” idi.
Eğer siz de böyle düşünüyorsanız, bu yazının gerisini okumanıza pek gerek yok!

Güngör Uras, Karadeniz’in çayını yazdı, Eylül ayında. Çayın sorunlarına eğildi, herkesin dikkatini çekti. Eminim çok faydası olmuştur. Bu arada kaçak çay meselesine de değinmiş, “Türkiye’ye kaçak olarak 50-60 bin ton ucuz ve kalitesiz Hint ve Seylan çayı giriyor” demişti.
Uras, daha önce de mükerrer kez Karadeniz’in fındığını yazdı. Aksaklıkları, problemleri Türkiye’nin gündemine getirdi ve çözüm yolları önerdi.
Çay ve fındık, nereden baksanız Karadeniz’e yılda 2 milyar dolar getirisi var.
Ben isterdim ki, Uras bizim antepfıstığının sorunlarını yazsın.
Ama burada Güngör Bey’e neler anlatılıyor ki, Antepliler hayatlarından çok memnunlar, hatta iyi ki Suriye krizi çıkmış, ekonomiye yarar sağladı, dedirtiyorlar! Pes doğrusu!

Güngör Hoca hep, “Bana anlatılanlara göre…” diye yazmaya başlar ki, sorumluluk karşıda olsun!
Uras’a “Suriye ile imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması gereği Suriye malları Türkiye’ye sıfır gümrük ile girerken bizim mallardan Suriye yüzde 50 gümrük alıyormuş” denerek çarpık ve kafa karıştırıcı bilgi sunanı herkes gibi ben de biliyorum. Bunları neden söylediğini de yazmıştım. İflah olmuyor! İşin bir de acı tarafı, o masada oturan ve ekonomiyi iyi bilen birisi de lafa girip itiraz etmiyor!

Güngör Hoca’nın buraya gelmezden evvel Antep’in sosyal rakamlarına da bir göz atması gerekmez miydi? ‘81 il içinde neden yaşam standardınız 60’ıncı sırada’ diye sorsaydı, o masada buna cevap verecek birisi vardı.
Gaziantep Valisi Erdal Ata’nın “Maalesef Gaziantep’in yüzde 70’i gecekondu” veciz beyanatının içinde bütün gerçekler var. Ama kimse ağzına almıyor.

Peki ne oldu yani?
Hoca’ya “Gaziantepliler hayatlarından memnun” diye yazdırdınız! Neyi hallettiniz?
70 km mesafedeki Kahramanmaraş ve Adıyaman teşvik kapsamına alınıpta biz dışarıda kalınca, haksız rekabet diye yeri göğü inlettiniz, Başbakan’a kadar ulaştınız ama olmadı. Neden olmadı, hiç düşünmediniz mi?

Habertürk’ten Seçkin Ürey’in 22 Ekim günlü haberinin başlığı şöyleydi: ‘Gerçek ihracatla İstanbul’un foyası ortaya çıkıyor.
Üretimden ihracata 3 yıllık ihracat verileri toplanarak 10 il sıralamasında Gaziantep, yüzde 3.2 payla 9’uncu sırada görünüyordu. Ben de durumu daha iyi değerlendirmek için Vergi Dairesi Başkanlığı’ndan Gaziantep’in KDV iadesi rakamlarını istedim. Mevzuat gereği veremeyeceklerini belittiler. Güngör Hoca isterse belki bulabilir.

Derdim eleştirmek değil!
Yanlış bir taktik izleniyor, onu anlatmaya çalışıyorum.
‘Sultanahmet’te dilenir, Beyazıt’ta sadaka verir’ durumuna düşmeyelim, istiyorum.

Benim Milliyet’in “Geleceğe Yatırım, Türkiye’ye Yatırım” toplantısından tek aklımda kalan Cahit Nakıboğlu’nun Milliyet ekonomi müdürü Şükrü Andaç’a anlattığı, çok beğendiğim anekdottu: “Biz Anadolu’da Apple ürünlerinin çoğunu dağıtan bir şirketiz. Geçen aile buluşmamızda konu işten açılınca 92 yaşındaki babam Şıh Mehmet Nakıboğlu, eline iPhone 5 alıp ‘Yaptığınız işi anlatmayı bırakın da, bunun gibi bir ürün yapıp satın. Gelecek burada’ dedi.”
92 yaşın yalnız tecrübesi değil, vizyonu da müthiş!
Ne övünüp bana yaptıklarınızı anlatıyorsunuz, “İşte bunu yapın” diye geleceğin yönünü ve yolunu gösteriyor.
Derin saygı duydum.


Milliyet’in Gaziantep’i…