“Antibiyotik, balgam söktürücü, öksürük ve alerji şuruplarının soğuk algınlığına faydası yok”
Ankara Özel Güven Hastanesi Çocuk Sağlığı Merkezi Uzmanı Dr. Hakkı Akman, havaların iyice soğumasıyla birlikte ciddi oranda artan soğuk algınlığına karşı vatandaşları uyararak, “Antibiyotik, balgam söktürücü, öksürük ve alerji şuruplarının soğuk algınlığına faydası yok” dedi. Ağır kış koşullarının kendini iyice hissettirdiği şu günlerde soğuk algınlığına bağlı şikayetlerde de büyük artış var.
Ankara Özel Güven Hastanesi Çocuk Sağlığı Merkezi Uzmanı Akman, gerek çocukluk çağında, gerekse yetişkinler arasında en sık doktora başvuru nedenlerinin başında üst solunum yolu enfeksiyonlarının geldiğini söyledi. Soğuk algınlığının sıklıkla “rhinovirüs” adı verilen virüsün oluşturduğu klinik tablo için kullanıldığını belirten Akman, “Rhinovirüsler soğuk algınlığı vakalarının yaklaşık yarısından sorumludur ve çocuklar yılda 6-8 defa soğuk algınlığı geçirebilirler. Soğuk algınlığı her ne kadar tüm yıl boyunca görülebilse de en sık olduğu dönem sonbahar döneminde Eylül-Kasım, ilkbahar döneminde Mart-Mayıs arasıdır” dedi.
Rhinovirüsler ve diğer solunum yolu virüslerinin burun sekresyonlarında bol miktarda bulunduğunu; bu nedenle hapşırma, öksürme ve burun akıntısı ile kolayca yayıldıklarını kaydeden Akman, şu ifadeleri kullandı: “Kişiden kişiye veya virüsün bulaştığı yerlere temas yolu ile de bulaşırlar. Virüsün atılımı hastalığın ilk gününde başlar ve bu bulaştırıcılık durumu 7-10 gün devam eder. Hastalık bulguları genelde virüsü aldıktan 2-3 gün sonra başlar.Ateş, öksürük, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve kas ağrıları görülebilir.Boğaz ağrısı genelde ilk ortaya çıkan şikayettir, ardından başlangıçta şeffaf olan burun akıntısı gelişir. Burun akıntısı birkaç gün içinde iltihaplı görünüme bürünür ardında tekrar şeffaflaşır ve 10-14 gün kadar sürebilir. Ateş özellikle 8 yaşından küçüklerde görülür ve genelde 1-2 gün devam eder. Şikayetlerin en yoğun olduğu dönem 3 ve 4.günlerdir.”
Akman, soğuk algınlığında genel olarak hastanın konforunu sağlayacak tedaviler planlandığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Ateş düşürücüler kullanılabilir. Yapılan çalışmalarda soğuk algınlığı tedavisinde zaman zaman reçete edilen antibiyotiklerin, balgam söktürücülerinin, öksürük ve alerji şuruplarının, ekinezya içeren preparatların, soğuk algınlığı ilaçları olarak bilinen kombine ilaçların ve gereksiz kullanılan vitaminlerin faydası olmadığı gösterilmiştir. Özellikle öksürük şuruplarının hekim tavsiyesi olmadan kontrolsüz kullanımlarında çok ciddi sorunlara yol açabildiği görülmüştür. Klasik olarak soğuk algınlığında sıvı alımının arttırılması önerilmektedir, fakat belirgin sıvı kaybı olmayan çocuklarda sıvı alımının arttırılmasının soğuk algınlığı üzerine olumlu etkisi saptanmamıştır.”
Son dönemlerde soğuk algınlığında çinko tedavisi üzerine çalışmalar yapıldığını da anlatan Akman, bu konuda şunları söyledi: “Özellikle şikayetlerin başladığı ilk 24 saatte yani erken dönemde çinko başlandığında yakınmaların süresinin bir miktar azaldığı görülmüştür, fakat halen soğuk algınlığında rutin olarak çinko kullanılması önerilmemektedir. Son yıllarda özellikle uyku öncesinde bir miktar sütle verilen balın, gece öksürüğünü azalttığı saptanmıştır. Ancak bir yaş altındaki çocuklara (botulismus riski nedeni ile) bal verilmemesi gerektiği unutulmamalıdır. Uyku öncesinde serum fizyolojik ile burun temizliği yapılması soğuk algınlığına bağlı burun tıkanıklığını azaltarak çocuklarda uyku konforunu sağlamada faydalı bulunmuştur.”SHA
Ankara Özel Güven Hastanesi Çocuk Sağlığı Merkezi Uzmanı Dr. Hakkı Akman, havaların iyice soğumasıyla birlikte ciddi oranda artan soğuk algınlığına karşı vatandaşları uyararak, “Antibiyotik, balgam söktürücü, öksürük ve alerji şuruplarının soğuk algınlığına faydası yok” dedi. Ağır kış koşullarının kendini iyice hissettirdiği şu günlerde soğuk algınlığına bağlı şikayetlerde de büyük artış var.
Ankara Özel Güven Hastanesi Çocuk Sağlığı Merkezi Uzmanı Akman, gerek çocukluk çağında, gerekse yetişkinler arasında en sık doktora başvuru nedenlerinin başında üst solunum yolu enfeksiyonlarının geldiğini söyledi. Soğuk algınlığının sıklıkla “rhinovirüs” adı verilen virüsün oluşturduğu klinik tablo için kullanıldığını belirten Akman, “Rhinovirüsler soğuk algınlığı vakalarının yaklaşık yarısından sorumludur ve çocuklar yılda 6-8 defa soğuk algınlığı geçirebilirler. Soğuk algınlığı her ne kadar tüm yıl boyunca görülebilse de en sık olduğu dönem sonbahar döneminde Eylül-Kasım, ilkbahar döneminde Mart-Mayıs arasıdır” dedi.
Rhinovirüsler ve diğer solunum yolu virüslerinin burun sekresyonlarında bol miktarda bulunduğunu; bu nedenle hapşırma, öksürme ve burun akıntısı ile kolayca yayıldıklarını kaydeden Akman, şu ifadeleri kullandı: “Kişiden kişiye veya virüsün bulaştığı yerlere temas yolu ile de bulaşırlar. Virüsün atılımı hastalığın ilk gününde başlar ve bu bulaştırıcılık durumu 7-10 gün devam eder. Hastalık bulguları genelde virüsü aldıktan 2-3 gün sonra başlar.Ateş, öksürük, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, baş ağrısı ve kas ağrıları görülebilir.Boğaz ağrısı genelde ilk ortaya çıkan şikayettir, ardından başlangıçta şeffaf olan burun akıntısı gelişir. Burun akıntısı birkaç gün içinde iltihaplı görünüme bürünür ardında tekrar şeffaflaşır ve 10-14 gün kadar sürebilir. Ateş özellikle 8 yaşından küçüklerde görülür ve genelde 1-2 gün devam eder. Şikayetlerin en yoğun olduğu dönem 3 ve 4.günlerdir.”
Akman, soğuk algınlığında genel olarak hastanın konforunu sağlayacak tedaviler planlandığını vurgulayarak şöyle devam etti: “Ateş düşürücüler kullanılabilir. Yapılan çalışmalarda soğuk algınlığı tedavisinde zaman zaman reçete edilen antibiyotiklerin, balgam söktürücülerinin, öksürük ve alerji şuruplarının, ekinezya içeren preparatların, soğuk algınlığı ilaçları olarak bilinen kombine ilaçların ve gereksiz kullanılan vitaminlerin faydası olmadığı gösterilmiştir. Özellikle öksürük şuruplarının hekim tavsiyesi olmadan kontrolsüz kullanımlarında çok ciddi sorunlara yol açabildiği görülmüştür. Klasik olarak soğuk algınlığında sıvı alımının arttırılması önerilmektedir, fakat belirgin sıvı kaybı olmayan çocuklarda sıvı alımının arttırılmasının soğuk algınlığı üzerine olumlu etkisi saptanmamıştır.”
Son dönemlerde soğuk algınlığında çinko tedavisi üzerine çalışmalar yapıldığını da anlatan Akman, bu konuda şunları söyledi: “Özellikle şikayetlerin başladığı ilk 24 saatte yani erken dönemde çinko başlandığında yakınmaların süresinin bir miktar azaldığı görülmüştür, fakat halen soğuk algınlığında rutin olarak çinko kullanılması önerilmemektedir. Son yıllarda özellikle uyku öncesinde bir miktar sütle verilen balın, gece öksürüğünü azalttığı saptanmıştır. Ancak bir yaş altındaki çocuklara (botulismus riski nedeni ile) bal verilmemesi gerektiği unutulmamalıdır. Uyku öncesinde serum fizyolojik ile burun temizliği yapılması soğuk algınlığına bağlı burun tıkanıklığını azaltarak çocuklarda uyku konforunu sağlamada faydalı bulunmuştur.”SHA
RSS