HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Ben sayın Davutoğlu’na sürekli ‘Başbakan olamadın’ dedim diye galiba o da başbakan olduğunu idrak edemedi. Çok söyledik bunu galiba o da kendini hep muhalefet lideri olarak gördü. Hiçbir zaman Başbakan olduğu ve ülkede olup bitenden sorumlu olduğunu idrak edemedi" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş İstanbul’da gerçekleştirilen “Dayanışma kahvaltısı”nda konuştu.
Türkiye’nin kötü bir ortamda olduğunu ve bu süreçte seçim kampanyası yürütmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Demirtaş, “Taziyesi olan bir toplumuz, her gün cenazeler Türkiye’nin her tarafına gidiyor. Böyle bir ortamda neşeli bir seçim kampanyası yürütmek mümkün değil. biz yapamıyoruz. Yapabilenler yok mu? Var tabi. Örneğin ülkenin başbakanı bizi miting yapamamakla suçluyor. Yani özrü kabahatinden büyük, dehşet bir şey. Türkiye’nin başbakanı bu ülkede muhalefetin neden miting yapmadığını ya anlamaktan uzak ya da anlıyor da kendini anlamazlığa veriyor. Bütün suç sizindir. Şuanda ülkenin içinde bulunduğu şu kan revan ortamından siz sorumlusunuz.
Ben sayın Davutoğlu’na sürekli başbakan olamadın dedim diye galiba o da başbakan olduğunu idrak edemedi. Çok söyledik bunu galiba o da kendini hep muhalefet lideri olarak gördü. Hiçbir zaman başbakan olduğu ve ülkede olup bitenden sorumlu olduğunu idrak edemedi. Konuşmalarını dinleyin zannedersiniz ki biz iktidardayız, halka hesap vermek zorundayız kendisi muhalefetten hesap soruyor. İşin doğrusu ülkemizde bu acılar olmasa biz kendisinden memnunuz. Biz rakip olarak kendisini meydanlarda görmekten memnunuz. Yani bundan iyisi dostla başına. Bizim için kolay lokma. Ne söylediğini bilmeyen siyasetin ‘s’sinden bile anlamayan bir siyasi partinin genel başkanı. Bizim için kolay lokma. Ama ülke için kökü zarar kökü. Biz böyle bir adama ülkeyi emanet etmişiz. Bir sınıf başkanlığı verilmeyecek kişiye 80 milyonluk ülke teslim ediliyor. Bunu abartı diye söylemiyorum. Sınıf başkanlığı yapamaz. Bir sınıfı yönetemez yani” diye konuştu.
“Bu başbakan çıkmış bizi tehdit ediyor. Üzerimizdeki tehdit yetmezmiş gibi her gün başımıza musallat ettikleri IŞİD tehdidi ve belası yetmezmiş gibi üzerine bir de kendisi tehdit ediyor” diyen Demirtaş, “Bizi korumakla görevli olan şahıs iktidar tehdidin merkezi haline gelmiş. Vergilerini biz veriyoruz. Başbakanın da maaşını biz veriyoruz. Van da vergi ödüyor. Yani başbakan maaşının bir kısmını en azından Vanlıların verdiği vergiyle alıyor. Ama maaşını ödeyen halka karşı gidip açık bir şekilde tehdit savurabiliyor. Van meydanında insanlara yakın tarihteki faili meçhulleri hatırlatarak bizi seçmezseniz onları yaparız diyor.
Bir yıl iktidarda kalsa HDP bir yıl sonunda iktidarı kaybedeceğimizi anlasak çıkar halkımıza, ‘Biz demokrasiyi inşa ettik kardeşim korkacak bir şey yok. Biz gidince ülke karanlığa gömülmez merak etmeyin. Biz gidince beyaz Toroslar çıkmaz ortaya’ deriz” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, Başbakan Davutoğlu’nun Van mitinginde yaptığı konuşmasındaki “Biliyorlar ki AK Parti iktidardan indirilirse ya bu terör çeteleri dolaşacak ya da eskiden olduğu gibi 'Beyaz Toroslar' dolaşacak” sözlerine ilişkin şunları kaydetti:
“13 yıl iktidarda kaldılar. Ben daha gencecik bir çocuktum onlar iktidardaydı bak geldik Meclise girdik hala iktidardalar. Ne diyorlar, ‘Biz gidersek beyaz Toroslar çıkar’ diyorlar. İşte AKP’ye oy vermeyi düşünen kardeşlerim elinizi vicdanınıza koyun. Sizin verdiğiniz oylarla seçtiğiniz iktidar ve başbakan bizi ölümle tehdit ediyor. Maaşını verdiğimiz başbakan bizi katliamla tehdit ediyor. Sizin verdiğiniz oylarla bunu yaptılar. Lütfen bir kez daha tercihinizi gözden geçirin. Türkiye’nin başına nasıl bir felaketin getirildiğini artık görmeniz lazım. Bu anlayışla değil önümüzdeki dört yıl, önümüzdeki dört günü bile götüremeyiz. Çılgınlaşmış, aklını yitirmiş bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız. Bu nasıl bir iktidar sevdasıdır. Bu nasıl bir rant sevdasıdır. 13 yıl neyinize yetmiyor ya. Bırakın 4 yıl en azından bir dönem koalisyonla yönetilsin ülke. Sonra çalışır çabalarsanız kendinizi halka yeniden anlatırsanız belki yeniden tek başınıza iktidar olursunuz. Ama asla bir güne bile tahammülleri yok.”
Seçimlerden sonra yapılanların HDP’yi baraj altında bırakmak için yapıldığını öne süren Demirtaş, “Şimdi biz yeni bir seçim kararı alırsak ve bunların tümünü ortadan kaldırırsak HDP’nin oyu yüzde 8 ya da 8,5 olur dediler. Beyefendinin önüne rapor koyuyorlar. Seçimden hemen birkaç gün sonra zaten 3 gün çıkamadı dışarı biliyorsunuz. Türkiye’nin son yıllardaki en huzurlu üç günüydü o. Sonra madem öyle derhal seçim yapacağız diye karar aldılar. Koalisyon görüşmelerinde CHP’yi oyalayın, HDP’nin üstüne gitmeye başlayın, derhal ateşkesi bozacak hadiseler yaratın savaşı başlatıyoruz müzakere bitmiştir, medya mensuplarının üzerine sert bir şekilde gideceğiz, tutuklamalara başlayın… Bunların hepsi sarayda masada planlandı. Seçime doğru giderken ‘HDP’yi artık baraj altında bırakıp en azından 350 milletvekiliyle yeniden tek başımıza iktidar olacağız’ dediler” diye konuştu.
“7 Haziran’dan sonra Türkiye’de ne değişti?” diye soran Demirtaş, “Bizim yüzde 13 oy oranımız dışında değişen ne oldu. Bir gecede 400 hava saldırısı yapabileceğiniz ne oldu, ne değişti. Çünkü hesap ‘Bir gecede 400 hava saldırısı yapacağız Kandil’e, kandil de mecbur kalacak karşılık verecek. Biz de bu cenazelerle HDP’ye linç kampanyası yürüteceğiz’. Yapmadılar mı yaptılar. Bu senaryo hayata geçirildi işte. Bir gecede parti binalarımız yakıldı. Tek biri çıkıp bundan üzüntü duyuyoruz denmedi. Kürt adına ne gördülerse saldırttılar çetelerini. HDP’yi criminal bir suç odağı gibi göstermek. Bunların hepsi planlandı. Evladını yitirmiş anne babalar hepinizin acısı yüreğimizdedir” dedi.
DAEŞ terör örgütünü “Tecavüz ordusu” olarak tanımlayan Demirtaş, “IŞİD şuanda dünyanın başına bela olmuş en tehlikeli örgüt değil mi? İslam’ın da, insanın da en büyü düşmanı değil mi? Tecavüz ordusu… ne İslam ordusu haşa. Kelle kesen, kadınları köle pazarında satan tecavüz ordusu. En çok kime saldırıyor bunlar peki? Bize saldırıyorlar. Çünkü bunlarla en çok mücadele eden bizim anlayışımızdır. Türkiye’de bunlara nefes aldırmayan bizim anlaşımızdır. O nedenle AKP’nin desteğiyle IŞİD bize saldırıyor.
IŞİD sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın belası haline dönüştü. Aynı zamanda birçok ülkenin de beslediği, büyüttüğü bir örgüttür. Türkiye’de dahildir. İstanbul’da hücre evleri, eğitim merkezleri var. İstanbul’da IŞİD’e Avrupa’dan gelenleri Suriye’ye eleman olarak gönderen merkezleri var. gelip burada kalıyorlar üç gün, beş gün, on gün…Gidişi hazırlanana kadar da eğitim alıyorlar. Ondan sonra Suriye’ye savaşçı olarak gidiyorlar. Binlerce kişi gitti halen de gidiyor. Peki, polis nereyi basıyor? HDP ilçe teşkilatını. Bu emri veren iktidar. Devlet bu katliamın kendisini bizatihi kendisi yapmıştır derken bunu söylüyoruz” dedi. ANKA
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş İstanbul’da gerçekleştirilen “Dayanışma kahvaltısı”nda konuştu.
Türkiye’nin kötü bir ortamda olduğunu ve bu süreçte seçim kampanyası yürütmelerinin mümkün olmadığını söyleyen Demirtaş, “Taziyesi olan bir toplumuz, her gün cenazeler Türkiye’nin her tarafına gidiyor. Böyle bir ortamda neşeli bir seçim kampanyası yürütmek mümkün değil. biz yapamıyoruz. Yapabilenler yok mu? Var tabi. Örneğin ülkenin başbakanı bizi miting yapamamakla suçluyor. Yani özrü kabahatinden büyük, dehşet bir şey. Türkiye’nin başbakanı bu ülkede muhalefetin neden miting yapmadığını ya anlamaktan uzak ya da anlıyor da kendini anlamazlığa veriyor. Bütün suç sizindir. Şuanda ülkenin içinde bulunduğu şu kan revan ortamından siz sorumlusunuz.
Ben sayın Davutoğlu’na sürekli başbakan olamadın dedim diye galiba o da başbakan olduğunu idrak edemedi. Çok söyledik bunu galiba o da kendini hep muhalefet lideri olarak gördü. Hiçbir zaman başbakan olduğu ve ülkede olup bitenden sorumlu olduğunu idrak edemedi. Konuşmalarını dinleyin zannedersiniz ki biz iktidardayız, halka hesap vermek zorundayız kendisi muhalefetten hesap soruyor. İşin doğrusu ülkemizde bu acılar olmasa biz kendisinden memnunuz. Biz rakip olarak kendisini meydanlarda görmekten memnunuz. Yani bundan iyisi dostla başına. Bizim için kolay lokma. Ne söylediğini bilmeyen siyasetin ‘s’sinden bile anlamayan bir siyasi partinin genel başkanı. Bizim için kolay lokma. Ama ülke için kökü zarar kökü. Biz böyle bir adama ülkeyi emanet etmişiz. Bir sınıf başkanlığı verilmeyecek kişiye 80 milyonluk ülke teslim ediliyor. Bunu abartı diye söylemiyorum. Sınıf başkanlığı yapamaz. Bir sınıfı yönetemez yani” diye konuştu.
“Bu başbakan çıkmış bizi tehdit ediyor. Üzerimizdeki tehdit yetmezmiş gibi her gün başımıza musallat ettikleri IŞİD tehdidi ve belası yetmezmiş gibi üzerine bir de kendisi tehdit ediyor” diyen Demirtaş, “Bizi korumakla görevli olan şahıs iktidar tehdidin merkezi haline gelmiş. Vergilerini biz veriyoruz. Başbakanın da maaşını biz veriyoruz. Van da vergi ödüyor. Yani başbakan maaşının bir kısmını en azından Vanlıların verdiği vergiyle alıyor. Ama maaşını ödeyen halka karşı gidip açık bir şekilde tehdit savurabiliyor. Van meydanında insanlara yakın tarihteki faili meçhulleri hatırlatarak bizi seçmezseniz onları yaparız diyor.
Bir yıl iktidarda kalsa HDP bir yıl sonunda iktidarı kaybedeceğimizi anlasak çıkar halkımıza, ‘Biz demokrasiyi inşa ettik kardeşim korkacak bir şey yok. Biz gidince ülke karanlığa gömülmez merak etmeyin. Biz gidince beyaz Toroslar çıkmaz ortaya’ deriz” ifadelerini kullandı.
Demirtaş, Başbakan Davutoğlu’nun Van mitinginde yaptığı konuşmasındaki “Biliyorlar ki AK Parti iktidardan indirilirse ya bu terör çeteleri dolaşacak ya da eskiden olduğu gibi 'Beyaz Toroslar' dolaşacak” sözlerine ilişkin şunları kaydetti:
“13 yıl iktidarda kaldılar. Ben daha gencecik bir çocuktum onlar iktidardaydı bak geldik Meclise girdik hala iktidardalar. Ne diyorlar, ‘Biz gidersek beyaz Toroslar çıkar’ diyorlar. İşte AKP’ye oy vermeyi düşünen kardeşlerim elinizi vicdanınıza koyun. Sizin verdiğiniz oylarla seçtiğiniz iktidar ve başbakan bizi ölümle tehdit ediyor. Maaşını verdiğimiz başbakan bizi katliamla tehdit ediyor. Sizin verdiğiniz oylarla bunu yaptılar. Lütfen bir kez daha tercihinizi gözden geçirin. Türkiye’nin başına nasıl bir felaketin getirildiğini artık görmeniz lazım. Bu anlayışla değil önümüzdeki dört yıl, önümüzdeki dört günü bile götüremeyiz. Çılgınlaşmış, aklını yitirmiş bir siyasi iktidarla karşı karşıyayız. Bu nasıl bir iktidar sevdasıdır. Bu nasıl bir rant sevdasıdır. 13 yıl neyinize yetmiyor ya. Bırakın 4 yıl en azından bir dönem koalisyonla yönetilsin ülke. Sonra çalışır çabalarsanız kendinizi halka yeniden anlatırsanız belki yeniden tek başınıza iktidar olursunuz. Ama asla bir güne bile tahammülleri yok.”
Seçimlerden sonra yapılanların HDP’yi baraj altında bırakmak için yapıldığını öne süren Demirtaş, “Şimdi biz yeni bir seçim kararı alırsak ve bunların tümünü ortadan kaldırırsak HDP’nin oyu yüzde 8 ya da 8,5 olur dediler. Beyefendinin önüne rapor koyuyorlar. Seçimden hemen birkaç gün sonra zaten 3 gün çıkamadı dışarı biliyorsunuz. Türkiye’nin son yıllardaki en huzurlu üç günüydü o. Sonra madem öyle derhal seçim yapacağız diye karar aldılar. Koalisyon görüşmelerinde CHP’yi oyalayın, HDP’nin üstüne gitmeye başlayın, derhal ateşkesi bozacak hadiseler yaratın savaşı başlatıyoruz müzakere bitmiştir, medya mensuplarının üzerine sert bir şekilde gideceğiz, tutuklamalara başlayın… Bunların hepsi sarayda masada planlandı. Seçime doğru giderken ‘HDP’yi artık baraj altında bırakıp en azından 350 milletvekiliyle yeniden tek başımıza iktidar olacağız’ dediler” diye konuştu.
“7 Haziran’dan sonra Türkiye’de ne değişti?” diye soran Demirtaş, “Bizim yüzde 13 oy oranımız dışında değişen ne oldu. Bir gecede 400 hava saldırısı yapabileceğiniz ne oldu, ne değişti. Çünkü hesap ‘Bir gecede 400 hava saldırısı yapacağız Kandil’e, kandil de mecbur kalacak karşılık verecek. Biz de bu cenazelerle HDP’ye linç kampanyası yürüteceğiz’. Yapmadılar mı yaptılar. Bu senaryo hayata geçirildi işte. Bir gecede parti binalarımız yakıldı. Tek biri çıkıp bundan üzüntü duyuyoruz denmedi. Kürt adına ne gördülerse saldırttılar çetelerini. HDP’yi criminal bir suç odağı gibi göstermek. Bunların hepsi planlandı. Evladını yitirmiş anne babalar hepinizin acısı yüreğimizdedir” dedi.
DAEŞ terör örgütünü “Tecavüz ordusu” olarak tanımlayan Demirtaş, “IŞİD şuanda dünyanın başına bela olmuş en tehlikeli örgüt değil mi? İslam’ın da, insanın da en büyü düşmanı değil mi? Tecavüz ordusu… ne İslam ordusu haşa. Kelle kesen, kadınları köle pazarında satan tecavüz ordusu. En çok kime saldırıyor bunlar peki? Bize saldırıyorlar. Çünkü bunlarla en çok mücadele eden bizim anlayışımızdır. Türkiye’de bunlara nefes aldırmayan bizim anlaşımızdır. O nedenle AKP’nin desteğiyle IŞİD bize saldırıyor.
IŞİD sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın belası haline dönüştü. Aynı zamanda birçok ülkenin de beslediği, büyüttüğü bir örgüttür. Türkiye’de dahildir. İstanbul’da hücre evleri, eğitim merkezleri var. İstanbul’da IŞİD’e Avrupa’dan gelenleri Suriye’ye eleman olarak gönderen merkezleri var. gelip burada kalıyorlar üç gün, beş gün, on gün…Gidişi hazırlanana kadar da eğitim alıyorlar. Ondan sonra Suriye’ye savaşçı olarak gidiyorlar. Binlerce kişi gitti halen de gidiyor. Peki, polis nereyi basıyor? HDP ilçe teşkilatını. Bu emri veren iktidar. Devlet bu katliamın kendisini bizatihi kendisi yapmıştır derken bunu söylüyoruz” dedi. ANKA
RSS