HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, yoksulluğun toplumsal cinsiyete göre farklılaşmasının araştırılması, yoksulluğun kadınlaşmasına neden olan etkenlerin tespit edilmesi ve kadın yoksulluğuyla mücadelede etkin politika önerilerinin tespit edilebilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
HDP’li Demirel, TBMM Başkanlığı’na yoksulluğun toplumsal cinsiyete göre farklılaşmasının araştırılması amacıyla önerge verdi.Teklifin gerekçesinde, gelir eşitsizliği ve yoksulluğun, 1980’lerle birlikte neoliberal politikalar etkisiyle toplumsal olarak en büyük sorun haline geldiği belirtildi. Yoksulluğun kadın ve erkekler tarafından farklı şekilde tecrübe edildiği ortaya konularak, “yoksulluğun kadınlaştığı” tespitinin yapıldığı belirtilen gerekçede, “Bu tespitle toplumsal cinsiyetin yoksullaşma üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulması gereken bir nokta haline gelmiştir. Kadının yoksulluğu, toplumsal olarak onay verilmiş eşitsizliğe dayalı ve hizmetlere erişimdeki farklılaşmalardan dolayı uygulanan piyasacı politikaların bir sonucudur. Kadınların kaynaklara, sağlık, eğitim gibi hizmetlere erişimindeki eşitsizlikler, hane içi cinsiyetçi iş bölüşümü, özel sektörde başta olmak üzere erkeklere göre daha düşük ücret alması gibi temel nedenlerle ilişkili olarak sorunun tespiti yapılmaktadır” denildi.
Yoksulluğun, aile içerisinde kadın, erkek, çocuk, yaşlı gibi her bir bireyin ayrı ayrı deneyimlediği bir olgu olduğu belirtilen gerekçede, “Deneyimlerin farklılaşması ile ev içerisinde bireylere etkisinin de cinsiyete dayalı farklılaşmasıyla sonuçlanmaktadır. Yoksulluğun cinsiyete göre farklılaşması özellikle gıdaya, eğitime ve sağlığa erişimde dikkat çekmektedir. Örneğin aynı evdeki kadınların gıdaya erişimi ve et tüketimi erkeklere göre çok daha az olmaktadır. Evde erkekler dışardan aileyi geçindirecek parayı bulma alanında konumlandırılırken, kadınlar evde bu para ile yeniden üretim rollerini üstlenmektedirler. Bu cinsiyetçi iş bölümü kadınların yoksullukla mücadele etme yöntemlerini ortaya koymaktadır. Ancak erkek yeterince gelir sağlayamadığı zaman kadın destek amaçlı bir işte çalışabilmektedir. Ya da kadın çalışamaz duruma geldiğinde evdeki kız çocuğu çalışmaya başlayabilmektedir. Yoksullaşma giderek arttığında eğitimden ilk önce kız çocukları alınmaktadır. Evdeki bireylerin yetersiz beslenmesi gibi temel sorunlarını kadınlar üstlenmekte, erkek halen dışarıda kendi sosyal yaşamı için bir miktar gelirden pay ayırabilirken kadın tüm geliri kendisi dışında kullanabilmektedir. Tüm bu etkilerle birlikte yoksulluk analizlerinin bu toplumsal cinsiyete dayalı analiziyle yapılmaması yoksulluğun kadınlaştığını tam olarak ortaya koymada önemli bir engel teşkil etmektedir” denildi.
Türkiye’de kamu tarafından kadın yoksulluğunu ortaya çıkaran araştırmaların yürütülmediği kaydedilen gerekçede, “Yoksulluğun hane üzerinden araştırılması çoğunlukla hane reisi odaklı analizlerin yapılmasına neden olmaktadır. Bu temel eksikliğin giderilmesi için yoksulluğun toplumsal cinsiyete göre farklılaşmasının araştırılması, yoksulluğun kadınlaşmasına neden olan etkenlerin tespit edilmesi ve kadın yoksulluğuyla mücadelede etkin politika önerilerinin tespit edilebilmesi için bir araştırma komisyonu kurulmasını önermekteyiz” ifadelerine yer verildi. (ANKA)
HDP’li Demirel, TBMM Başkanlığı’na yoksulluğun toplumsal cinsiyete göre farklılaşmasının araştırılması amacıyla önerge verdi.Teklifin gerekçesinde, gelir eşitsizliği ve yoksulluğun, 1980’lerle birlikte neoliberal politikalar etkisiyle toplumsal olarak en büyük sorun haline geldiği belirtildi. Yoksulluğun kadın ve erkekler tarafından farklı şekilde tecrübe edildiği ortaya konularak, “yoksulluğun kadınlaştığı” tespitinin yapıldığı belirtilen gerekçede, “Bu tespitle toplumsal cinsiyetin yoksullaşma üzerindeki etkisi göz önünde bulundurulması gereken bir nokta haline gelmiştir. Kadının yoksulluğu, toplumsal olarak onay verilmiş eşitsizliğe dayalı ve hizmetlere erişimdeki farklılaşmalardan dolayı uygulanan piyasacı politikaların bir sonucudur. Kadınların kaynaklara, sağlık, eğitim gibi hizmetlere erişimindeki eşitsizlikler, hane içi cinsiyetçi iş bölüşümü, özel sektörde başta olmak üzere erkeklere göre daha düşük ücret alması gibi temel nedenlerle ilişkili olarak sorunun tespiti yapılmaktadır” denildi.
Yoksulluğun, aile içerisinde kadın, erkek, çocuk, yaşlı gibi her bir bireyin ayrı ayrı deneyimlediği bir olgu olduğu belirtilen gerekçede, “Deneyimlerin farklılaşması ile ev içerisinde bireylere etkisinin de cinsiyete dayalı farklılaşmasıyla sonuçlanmaktadır. Yoksulluğun cinsiyete göre farklılaşması özellikle gıdaya, eğitime ve sağlığa erişimde dikkat çekmektedir. Örneğin aynı evdeki kadınların gıdaya erişimi ve et tüketimi erkeklere göre çok daha az olmaktadır. Evde erkekler dışardan aileyi geçindirecek parayı bulma alanında konumlandırılırken, kadınlar evde bu para ile yeniden üretim rollerini üstlenmektedirler. Bu cinsiyetçi iş bölümü kadınların yoksullukla mücadele etme yöntemlerini ortaya koymaktadır. Ancak erkek yeterince gelir sağlayamadığı zaman kadın destek amaçlı bir işte çalışabilmektedir. Ya da kadın çalışamaz duruma geldiğinde evdeki kız çocuğu çalışmaya başlayabilmektedir. Yoksullaşma giderek arttığında eğitimden ilk önce kız çocukları alınmaktadır. Evdeki bireylerin yetersiz beslenmesi gibi temel sorunlarını kadınlar üstlenmekte, erkek halen dışarıda kendi sosyal yaşamı için bir miktar gelirden pay ayırabilirken kadın tüm geliri kendisi dışında kullanabilmektedir. Tüm bu etkilerle birlikte yoksulluk analizlerinin bu toplumsal cinsiyete dayalı analiziyle yapılmaması yoksulluğun kadınlaştığını tam olarak ortaya koymada önemli bir engel teşkil etmektedir” denildi.
Türkiye’de kamu tarafından kadın yoksulluğunu ortaya çıkaran araştırmaların yürütülmediği kaydedilen gerekçede, “Yoksulluğun hane üzerinden araştırılması çoğunlukla hane reisi odaklı analizlerin yapılmasına neden olmaktadır. Bu temel eksikliğin giderilmesi için yoksulluğun toplumsal cinsiyete göre farklılaşmasının araştırılması, yoksulluğun kadınlaşmasına neden olan etkenlerin tespit edilmesi ve kadın yoksulluğuyla mücadelede etkin politika önerilerinin tespit edilebilmesi için bir araştırma komisyonu kurulmasını önermekteyiz” ifadelerine yer verildi. (ANKA)