BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan parti kapatmanın, dokunulmazlık kaldırmanın sorunları asla çözmeyeceğini belirterek, “Dokunulmazlıklarda deriz ki sadece ‘kürsü masuniyeti’ olsun, hırsızlara, ihalecilere, ülkeyi satanlara, işkencecilere, inkârcılara da dokunun” dedi.
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, dokunulmazlığın sınırlandırılması girişimleri konusundaki görüşlerini Twitter’da açıkladı.
1950-1960 yılları arası bir sulh ceza hâkimi, bir müdürün istediği muhalif bir parti başkanını veya milletvekilini tutuklatabildiğini, 1961 anayasasında, siyasi partilerin denetimi anayasa mahkemesine verilirken, dokunulmazlıkların Avrupa anayasalarından esinlenerek getirildiğini bildiren Kaplan, “Dokunulmazlıklar ise ilk kez TİP milletvekili Çetin Altan için kaldırıldı muhalif düşünceye tahammül edilmedi. 12 Eylül anayasasında yine dokunulmazlıklar yer aldı ama 14’üncü madde ile istisna getirildi,14’üncü madde son fıkra 2001 yılında değiştirildi. Anayasa 14’üncü madde son fıkraya göre dokunulmazlıkların hangi suç ve müeyyidelerin uygulanacağı kanunla belirlenecekti, bu kanun çıkmadı” dedi.
12 Eylül anayasası nedeniyle hala 9 milletvekilinin tutuklu olduğunu, yeni anayasa uzlaşma komisyonunun çalıştığını, bu düzenlemenin yeni anayasada yapılmasının en doğrusu olacağını savunan Kaplan şu iddialarda bulundu: “-Son günlerde AKP ve MHP çevrelerinde, 2 Mart 1994 yılında DEP milletvekillerine yapılan dokunulmazlık darbesi hevesleri depreşti. 1994 yılında dokunulmazlıklar kalktı, çatışmalar durmadı, binlerce köy yakıldı ve faili meçhul cinayet işlendi, hukuk rafa kaldırıldı. Siyasiler mecliste susturuldu, medya susturuldu, yargı bitti, Jitem, çeteler, darbeciler, suç şebekeleri vatanseverlik adına mantar gibi türedi. -Aradan 18 yıl geçti, olaylar durmadı, o dönem tutuklanan 10 yıl hapis yatan Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık bugün yine mecliste, bundan ders çıkarmadılar. 94’ten 2007 yılına kadar mecliste seçim barajları nedeniyle temsil edilemeyen halk, milletvekillerini bağımsız olarak seçip meclise gönderdi. Meclise geldiğimiz ilk günden bu yana etkili muhalefetimiz, sürekli oy artışı karşısında birileri eski filmi, başa sarmak istiyor. 21’inci yüzyıldayız bugün şartlar farklı, halkımız faşizm hevesleri karşısında susmayacak bir bilinç ve örgütlenme düzeyinde.
-Seçimle sandıkla, milletin iradesi karşısında emek özgürlük demokrasi bloğu ile yarışamayanlar, yeni faşist komplo tezgâhları içine giriyor. 94’ten sonra 2007’de mecliste olmamız hala çözüm için büyük bir şanstır, Kürt sorununu, terör sorunu olarak gören şaşı teşhis zihniyeti var. 1920 de meclisin kuruluş felsefesini, kapsayıcı çatısını yok sayan zihniyetler, 94’ten ders almadı, 2012 de aynı hata tekerrür ederse ne olur? 2012’de macera arayanlar bilsin ki, parti kapatma, dokunulmazlık kaldırma asla çözüm değil. Halkımız meclise bu kez güvenini yitirirse ne olur? Ankara/Meclis çözüm adresi olmaktan çıkarsa sonu felaket olur? Milletin iradesi yok sayılırsa, kopuş yaşanır. Ankara meclisi sizin meclisiniz değildir, anlayışını yanlışını ısrarla yerleştirmek isteyenler partiler liderler hep kaybettiler.”
Yaşananlar karşısında artık tek çözüm bulunduğunu savunan Hasip Kaplan, “Özgür eşit yurttaşlar, adil bir seçim sistemi, adalet eşitlik ve özgürlük, yeni anayasa bir şans. Sorunlar mecliste konuşulamıyorsa, çözüm yerine çözümsüzlük dayatılıyorsa, diyalogdan müzakereden korkuyorlarsa, sorun buradadır” dedi.
Hasip Kaplan, “Dokunulmazlıklarda deriz ki sadece ‘kürsü masuniyeti’ olsun, hırsızlara, ihalecilere, ülkeyi satanlara, işkencecilere, inkârcılara da dokunun” önerisini ortaya attı.SHA
1950-1960 yılları arası bir sulh ceza hâkimi, bir müdürün istediği muhalif bir parti başkanını veya milletvekilini tutuklatabildiğini, 1961 anayasasında, siyasi partilerin denetimi anayasa mahkemesine verilirken, dokunulmazlıkların Avrupa anayasalarından esinlenerek getirildiğini bildiren Kaplan, “Dokunulmazlıklar ise ilk kez TİP milletvekili Çetin Altan için kaldırıldı muhalif düşünceye tahammül edilmedi. 12 Eylül anayasasında yine dokunulmazlıklar yer aldı ama 14’üncü madde ile istisna getirildi,14’üncü madde son fıkra 2001 yılında değiştirildi. Anayasa 14’üncü madde son fıkraya göre dokunulmazlıkların hangi suç ve müeyyidelerin uygulanacağı kanunla belirlenecekti, bu kanun çıkmadı” dedi.
12 Eylül anayasası nedeniyle hala 9 milletvekilinin tutuklu olduğunu, yeni anayasa uzlaşma komisyonunun çalıştığını, bu düzenlemenin yeni anayasada yapılmasının en doğrusu olacağını savunan Kaplan şu iddialarda bulundu: “-Son günlerde AKP ve MHP çevrelerinde, 2 Mart 1994 yılında DEP milletvekillerine yapılan dokunulmazlık darbesi hevesleri depreşti. 1994 yılında dokunulmazlıklar kalktı, çatışmalar durmadı, binlerce köy yakıldı ve faili meçhul cinayet işlendi, hukuk rafa kaldırıldı. Siyasiler mecliste susturuldu, medya susturuldu, yargı bitti, Jitem, çeteler, darbeciler, suç şebekeleri vatanseverlik adına mantar gibi türedi. -Aradan 18 yıl geçti, olaylar durmadı, o dönem tutuklanan 10 yıl hapis yatan Leyla Zana, Ahmet Türk, Sırrı Sakık bugün yine mecliste, bundan ders çıkarmadılar. 94’ten 2007 yılına kadar mecliste seçim barajları nedeniyle temsil edilemeyen halk, milletvekillerini bağımsız olarak seçip meclise gönderdi. Meclise geldiğimiz ilk günden bu yana etkili muhalefetimiz, sürekli oy artışı karşısında birileri eski filmi, başa sarmak istiyor. 21’inci yüzyıldayız bugün şartlar farklı, halkımız faşizm hevesleri karşısında susmayacak bir bilinç ve örgütlenme düzeyinde.
-Seçimle sandıkla, milletin iradesi karşısında emek özgürlük demokrasi bloğu ile yarışamayanlar, yeni faşist komplo tezgâhları içine giriyor. 94’ten sonra 2007’de mecliste olmamız hala çözüm için büyük bir şanstır, Kürt sorununu, terör sorunu olarak gören şaşı teşhis zihniyeti var. 1920 de meclisin kuruluş felsefesini, kapsayıcı çatısını yok sayan zihniyetler, 94’ten ders almadı, 2012 de aynı hata tekerrür ederse ne olur? 2012’de macera arayanlar bilsin ki, parti kapatma, dokunulmazlık kaldırma asla çözüm değil. Halkımız meclise bu kez güvenini yitirirse ne olur? Ankara/Meclis çözüm adresi olmaktan çıkarsa sonu felaket olur? Milletin iradesi yok sayılırsa, kopuş yaşanır. Ankara meclisi sizin meclisiniz değildir, anlayışını yanlışını ısrarla yerleştirmek isteyenler partiler liderler hep kaybettiler.”
Yaşananlar karşısında artık tek çözüm bulunduğunu savunan Hasip Kaplan, “Özgür eşit yurttaşlar, adil bir seçim sistemi, adalet eşitlik ve özgürlük, yeni anayasa bir şans. Sorunlar mecliste konuşulamıyorsa, çözüm yerine çözümsüzlük dayatılıyorsa, diyalogdan müzakereden korkuyorlarsa, sorun buradadır” dedi.
Hasip Kaplan, “Dokunulmazlıklarda deriz ki sadece ‘kürsü masuniyeti’ olsun, hırsızlara, ihalecilere, ülkeyi satanlara, işkencecilere, inkârcılara da dokunun” önerisini ortaya attı.SHA