Kılıçdaroğlu, "Gaziantep sadece bu bölgenin değil Türkiye’nin en önemli sanayi kentlerinden birisidir. Yani emek yoğun bir kenttir. Sermaye yoğun bir kenttir. Aynı zamanda Gaziantep çok zengin bir kültürü olan ve o kültürü ciddi bir tarihsel güzelliğe sahiptir. Neresinden bakarsanız bakın Türkiye’nin en önemli kentlerinden birisidir" dedi
Suriye de yaşanan olayların Gaziantep’te yansımalarını yerinde incelemek üzere Gaziantep’e gelen,
Gaziantep, Kilis ve Hatay’da tespit edecekleri sorunları gerekirse uluslararası platformlarda dile getireceklerini vurgulayan ve gelinen noktada Suriye’de bir iç çatışma yaşandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu iç çatışma bizim kabul ettiğimiz bir çatışma değil. CHP olarak biz Suriye’nin bir iç çatışma yaşamasından üzüntü duyuyoruz. Kardeşin kardeşe vurması doğru bir uygulama değil. Bunu kabul etmek mümkün değil. İki komşu arasında olacak tartışmayı yatıştırmaya çalışırız, insanları barıştırmaya çalışırız, barıştan yana tavır koyarız, ahlaki olarak bu böyledir. Kültürel olarak bu böyledir. Ama tartışan iki kişiden birisinin eline silah verip git onu öldür demek doğru değil. Türkiye'nin pozisyonu şimdilik bu. Silah veriyoruz birisine git onu öldür diyoruz” şeklinde konuştu.
Hükümetin Suriye
politikasından rahatsız olmayan yok
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye tarihinin en zor koşullarını yaşıyor. Suriye olayı bu bölgede herkes de kaygı ve endişe yaratmış. Esnafa sordum hükümetin uyguladığı Suriye projesinden rahatsız. Otel sahiplerine sorun, berbere, lokantacıya, sanayiciye sorun herkes şikayetçidir. AK Parti hükümetinin izlemiş olduğu Suriye politikasının yanlış olduğunu bütün kanıtları ile ortaya koyan tek parti var, o da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Hiçbir komşumuzla kavga etmek istemiyoruz. Komşularımızın tamamında demokrasi olmasını isteriz, özgürlük olmasını isteriz. Bizim böyle orada demokrasi olmasın gibi bir düşüncemiz yoktur. Ama dışarıdan baskı ile silahla ben sana demokrasiyi getireceğim, Türkiye’nin sırtını sıvazlayacaklar, iktidarda onların taşeronluğunu yapacak. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sinde bir siyasal iktidarın batının egemen güçlerinin taşeronluğunu yapmasını şiddetle reddediyoruz. Bizim hedefimiz bu coğrafyada barış içinde yaşamaktır" şeklinde konuştu.
Sorun sadece Suriye ile ilişkili değil
Irak'ta, İran'da sorunlarımız var
Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili Gaziantep’te sivil toplum örgütleri temsilcileri ve üyeleri ile bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dış politikalarını eleştirdi. Şehitkamil Kongre Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, komşu ülkelerle yaşanan sorunlarla ilgili hükümete yüklenerek, “Yaşanan bir kriz var, adına Suriye krizi diyoruz. Aslında adına Suriye krizi denmekle beraber dış politikamızda ciddi bir kriz yaşanıyor. Çünkü sorun sadece Suriye ile ilişkili değil, Irak'ta, İran'da sorunlarımız var. Baktığınız zaman bölgede ciddi bir sorular yumağıyla karşı karşıyayız. Sorunlardan en çok etkilenen illerden birisi de Gaziantep, Kilis ve Hatay’dır” dedi.
Birbiriyle düşman olan iki ülkenin
ortak düşmanı Türkiye oldu
Sıfır sorunlu komşuluk yerine şimdi “sıfır” komşu durumunda olduğumuza dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Öyle bir dış politika izledik ki birbiriyle düşman olan iki ülkenin ortak düşmanı Türkiye oldu. Bunu da düşünmemiz lazım. Bölgede iki ülke kavga ederse Türkiye hakem rolü oynardı. Türkiye’nin bir ağırlığı vardı bölgede. Bu ağırlığı çerçevesinde önemli aktördü Türkiye. Ama bugün geldiğimiz noktada o önemli aktör olma rolünü büyük ölçüde kaybetmiş bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Bu bizi rahatsız ediyor. Referandum sırasında Başbakan Gaziantep'e geldi. Burada bir miting de yaptı. Bu mitingde güzel şeyler söyledi. İzin verirseniz Sayın Başbakan o mitingde neler söylemiş hafızalarımızı yenilemek için kendisini bir dinleyelim" diyerek Başbakan Erdoğan'ın Gaziantep mitinginde Suriye ile ilgili yaptığı konuşmayı katılımcılarla paylaştı.
Ne oldu bir gecede bütün
politikaları değiştirdik?
Düşman üretme politikasından yarar değil, zarar çıkacağını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bu Sayın Başbakan'ın sözü. Bu mitingde doğru şeyler söylüyor. Vizeler kalktı, iki ülke arasındaki akrabalar gidip geliyorlardı. Esnaflar, sanayiciler rahattı. Bu sadece Gaziantep'te değil Kilis'te, Hatay'da da böyleydi. O zaman sormamız gereken soru şu; o tarihten bu tarihe ne oldu? Esad gene aynı Esad, Suriye gene aynı Suriye. Baskı ise o zamanda baskı yapılıyordu. Ne oldu bir gecede bütün politikaları değiştirdik. Esad'ı bir gecede baş düşman yaptık. Neymiş; ‘Suriye'ye demokrasi götüreceğiz’. Altını özenle çiziyorum, hiçbir zaman Esad'ın politikalarını savunmadık. Baskı uyguladı yeri geldi eleştirdik. Ama vizelerin kalkması, geçişlerin kolaylaşması, akrabaların birbirlerine gidip ziyaret etmesi gibi konulara hiç karşı çıkmadık” şeklinde konuştu.
Türkiye'nin temel işlevi Suriye'de
bir iç çatışmaya çanak tutmak değildir
Kılıçdaroğlu, demokrasinin zaman içinde geleceğini de belirterek, “Demokrasi zor kazanılır ama kolay kaybedilir. Demokrasiyi kazanmak için insanlık tarihine baktığınız zaman ağır bedeller ödenmiştir. Türkiye'de ödedi bu ağır bedelleri, Suriye'de ödeyebilir. Ama Türkiye'nin temel işlevi Suriye'de bir iç çatışmaya çanak tutmak değildir. Tam tersine Suriye’de bir çatışma varsa Türkiye olarak bunu yatıştırmamız gerekiyor. Varsa bir çatışma elimizden geldiği kadar bunu yatıştırmaktır, bizim politikamız böyle” ifadelerini kullandı.
Bir siyasetçi yalan söylüyor ve hâlâ oy alıyorsa
şapkamızı çıkarıp önümüze koymalıyız
"CHP’nin hükümeti yeterince eleştirmediği" şeklinde sorulan bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, siyasete ahlakın çok önemli olduğunu belirterek, “Ahlakın yüce olduğu, önem verildiği bir toplumdan örnek vermek istiyorum. Bir siyasetçi yalan söylüyor ve hâlâ oy alıyorsa şapkamızı çıkarıp önümüze koymalıyız. Siyasette ahlak çok önemlidir. Japonya’da bir belediye başkanı, sular 4 saat kesilirse görevini bırakıyor. Ankara’da bırakın 4 saati, 15 gün sular akmadı, hiçbir şey olmadı. Demek ki önce yurttaş olarakta kendimizi sorgulamamız lazım. Hayatı sorgulamayan kişi, kendi benliğini başkasına kiralamış demektir. İnsanın doğasında sorgulama vardır. Eğitimde çocukların soru sorma yeteneğini geliştirmemiz gerekiyor. ‘Yürüyen yalan makinesi’ dedim. Bu kadar ağır bir eleştiriye ‘Evet, ben böyleyim’ derse, başka ne diyebilirsiniz. Bu nedenle halkımız seçimlerde bizleri iyi dinlemeli. Sandığa giderken de oyunu öyle kullanması gerekiyor” diye konuştu.
Yaşadığımız dönemle
12 Eylül’ün bir farkı yok
Balyoz davası kararları ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, “Silivri ile ilgili romanlar, öyküler, tiyatrolar sinemalar yapılacak. Şimdiden bile Silivri ile ilgili ciddi bir kütüphane oluştu. Aydınların, yazarların, öğretim üyelerinin hapiste olduğu bir ülkeyi düşünebilmiyormusunuz? Deliler değerlendirilmiyor, tanıklar dinlenmiyor, bilir kişi isteniyor görevlendirilmiyor ve -ben sana ceza yazacağım- diyor. O yargıçlar, çocuklarına çok ağır bir miras bıraktılar. Onların çocukları, -Benim babam Silivri’de yargıçtı- diyemeyecekler. Bunu söylediği zaman utanacaktır. Bu kadar ağır bir mirası bir yargıç, çocuğuna bırakamaz. Bu nedenle Türkiye’nin içinden geçtiği süreç ağır bir süreçtir. Zor bir süreçtir. Yaşadığımız dönemle 12 Eylül Kenan Evren Paşa’nın dönemi arasında fazla bir fark yok. medya üzerinde, aydınlar üzerinde baskı var. O dönemler telefonlar bu kadar dinlenmiyordu, şimdi aşağı yukarı herkesin telefonu dinleniliyor” dedi.
Silivri yargılamaları artık tarihe mal oldu
Geçtiğimiz cumartesi günü Gaziantep’e gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, havaalanında Balyoz davasını değerlendirdi. Mahkemenin siyasi otoritenin emrinde olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Silivri yargılamaları artık tarihe mal olan yargılamalardır. Orada adalet beklemek söz konusu değildir. Mahkemeler siyasal mahkemelerdir, özel mahkemelerdir, siyasi otoritenin emrinde olan mahkemelerdir. Oralarda adalet olmaz. Delillerin değerlendirilmediği, bilir kişi raporlarının göz ardı edildiği bir yargılama sürecinde adaleti beklemek doğru değildir. Dolayısıyla kararlarının da siyasi olduğunu düşünmemiz gerekiyor. Adaletin olmadığı yerde siz hukukun üstünlüğünden söz edemezsiniz. Sivil yargılamaları adaletin dağıtıldığı, kamu vicdanının tatmin olduğu mahkemeler değildir. Vicdanın siyasi otoritenin eline verildiği mahkemelerdir. Dolayısıyla buralarda adalet söz konusu değildir" ifadelerini kullandı.
Sanayicilerle de biraraya geldi
Gaziantep'e bir dizi temaslarda bulunmak üzere gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü'nde iş adamları ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu'nun toplantısına; Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu, Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Ömer Çelik ve Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Abdulkadir Çıkmaz ve çok sayıda iş adamı katıldı. Toplantıda CHP genel başkan yardımcıları; Umut Oran, Faruk Loğoğlu ve Haluk Koç’un yanı sıra, milletvekilleri ve CHP Gaziantep İl Başkanı Mehmet Gökdağ da hazır bulundu. Basına kapalı yapılan toplantıda bölge hakkında bilgiler alan Kılıçdaroğlu, sanayici iş adamlarının taleplerini dinledi.
Suriye de yaşanan olayların Gaziantep’te yansımalarını yerinde incelemek üzere Gaziantep’e gelen,
Gaziantep, Kilis ve Hatay’da tespit edecekleri sorunları gerekirse uluslararası platformlarda dile getireceklerini vurgulayan ve gelinen noktada Suriye’de bir iç çatışma yaşandığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bu iç çatışma bizim kabul ettiğimiz bir çatışma değil. CHP olarak biz Suriye’nin bir iç çatışma yaşamasından üzüntü duyuyoruz. Kardeşin kardeşe vurması doğru bir uygulama değil. Bunu kabul etmek mümkün değil. İki komşu arasında olacak tartışmayı yatıştırmaya çalışırız, insanları barıştırmaya çalışırız, barıştan yana tavır koyarız, ahlaki olarak bu böyledir. Kültürel olarak bu böyledir. Ama tartışan iki kişiden birisinin eline silah verip git onu öldür demek doğru değil. Türkiye'nin pozisyonu şimdilik bu. Silah veriyoruz birisine git onu öldür diyoruz” şeklinde konuştu.
Hükümetin Suriye
politikasından rahatsız olmayan yok
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye tarihinin en zor koşullarını yaşıyor. Suriye olayı bu bölgede herkes de kaygı ve endişe yaratmış. Esnafa sordum hükümetin uyguladığı Suriye projesinden rahatsız. Otel sahiplerine sorun, berbere, lokantacıya, sanayiciye sorun herkes şikayetçidir. AK Parti hükümetinin izlemiş olduğu Suriye politikasının yanlış olduğunu bütün kanıtları ile ortaya koyan tek parti var, o da Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Hiçbir komşumuzla kavga etmek istemiyoruz. Komşularımızın tamamında demokrasi olmasını isteriz, özgürlük olmasını isteriz. Bizim böyle orada demokrasi olmasın gibi bir düşüncemiz yoktur. Ama dışarıdan baskı ile silahla ben sana demokrasiyi getireceğim, Türkiye’nin sırtını sıvazlayacaklar, iktidarda onların taşeronluğunu yapacak. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye’sinde bir siyasal iktidarın batının egemen güçlerinin taşeronluğunu yapmasını şiddetle reddediyoruz. Bizim hedefimiz bu coğrafyada barış içinde yaşamaktır" şeklinde konuştu.
Sorun sadece Suriye ile ilişkili değil
Irak'ta, İran'da sorunlarımız var
Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili Gaziantep’te sivil toplum örgütleri temsilcileri ve üyeleri ile bir araya gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin dış politikalarını eleştirdi. Şehitkamil Kongre Merkezi'nde düzenlenen toplantıda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, komşu ülkelerle yaşanan sorunlarla ilgili hükümete yüklenerek, “Yaşanan bir kriz var, adına Suriye krizi diyoruz. Aslında adına Suriye krizi denmekle beraber dış politikamızda ciddi bir kriz yaşanıyor. Çünkü sorun sadece Suriye ile ilişkili değil, Irak'ta, İran'da sorunlarımız var. Baktığınız zaman bölgede ciddi bir sorular yumağıyla karşı karşıyayız. Sorunlardan en çok etkilenen illerden birisi de Gaziantep, Kilis ve Hatay’dır” dedi.
Birbiriyle düşman olan iki ülkenin
ortak düşmanı Türkiye oldu
Sıfır sorunlu komşuluk yerine şimdi “sıfır” komşu durumunda olduğumuza dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Öyle bir dış politika izledik ki birbiriyle düşman olan iki ülkenin ortak düşmanı Türkiye oldu. Bunu da düşünmemiz lazım. Bölgede iki ülke kavga ederse Türkiye hakem rolü oynardı. Türkiye’nin bir ağırlığı vardı bölgede. Bu ağırlığı çerçevesinde önemli aktördü Türkiye. Ama bugün geldiğimiz noktada o önemli aktör olma rolünü büyük ölçüde kaybetmiş bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Bu bizi rahatsız ediyor. Referandum sırasında Başbakan Gaziantep'e geldi. Burada bir miting de yaptı. Bu mitingde güzel şeyler söyledi. İzin verirseniz Sayın Başbakan o mitingde neler söylemiş hafızalarımızı yenilemek için kendisini bir dinleyelim" diyerek Başbakan Erdoğan'ın Gaziantep mitinginde Suriye ile ilgili yaptığı konuşmayı katılımcılarla paylaştı.
Ne oldu bir gecede bütün
politikaları değiştirdik?
Düşman üretme politikasından yarar değil, zarar çıkacağını da hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bu Sayın Başbakan'ın sözü. Bu mitingde doğru şeyler söylüyor. Vizeler kalktı, iki ülke arasındaki akrabalar gidip geliyorlardı. Esnaflar, sanayiciler rahattı. Bu sadece Gaziantep'te değil Kilis'te, Hatay'da da böyleydi. O zaman sormamız gereken soru şu; o tarihten bu tarihe ne oldu? Esad gene aynı Esad, Suriye gene aynı Suriye. Baskı ise o zamanda baskı yapılıyordu. Ne oldu bir gecede bütün politikaları değiştirdik. Esad'ı bir gecede baş düşman yaptık. Neymiş; ‘Suriye'ye demokrasi götüreceğiz’. Altını özenle çiziyorum, hiçbir zaman Esad'ın politikalarını savunmadık. Baskı uyguladı yeri geldi eleştirdik. Ama vizelerin kalkması, geçişlerin kolaylaşması, akrabaların birbirlerine gidip ziyaret etmesi gibi konulara hiç karşı çıkmadık” şeklinde konuştu.
Türkiye'nin temel işlevi Suriye'de
bir iç çatışmaya çanak tutmak değildir
Kılıçdaroğlu, demokrasinin zaman içinde geleceğini de belirterek, “Demokrasi zor kazanılır ama kolay kaybedilir. Demokrasiyi kazanmak için insanlık tarihine baktığınız zaman ağır bedeller ödenmiştir. Türkiye'de ödedi bu ağır bedelleri, Suriye'de ödeyebilir. Ama Türkiye'nin temel işlevi Suriye'de bir iç çatışmaya çanak tutmak değildir. Tam tersine Suriye’de bir çatışma varsa Türkiye olarak bunu yatıştırmamız gerekiyor. Varsa bir çatışma elimizden geldiği kadar bunu yatıştırmaktır, bizim politikamız böyle” ifadelerini kullandı.
Bir siyasetçi yalan söylüyor ve hâlâ oy alıyorsa
şapkamızı çıkarıp önümüze koymalıyız
"CHP’nin hükümeti yeterince eleştirmediği" şeklinde sorulan bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, siyasete ahlakın çok önemli olduğunu belirterek, “Ahlakın yüce olduğu, önem verildiği bir toplumdan örnek vermek istiyorum. Bir siyasetçi yalan söylüyor ve hâlâ oy alıyorsa şapkamızı çıkarıp önümüze koymalıyız. Siyasette ahlak çok önemlidir. Japonya’da bir belediye başkanı, sular 4 saat kesilirse görevini bırakıyor. Ankara’da bırakın 4 saati, 15 gün sular akmadı, hiçbir şey olmadı. Demek ki önce yurttaş olarakta kendimizi sorgulamamız lazım. Hayatı sorgulamayan kişi, kendi benliğini başkasına kiralamış demektir. İnsanın doğasında sorgulama vardır. Eğitimde çocukların soru sorma yeteneğini geliştirmemiz gerekiyor. ‘Yürüyen yalan makinesi’ dedim. Bu kadar ağır bir eleştiriye ‘Evet, ben böyleyim’ derse, başka ne diyebilirsiniz. Bu nedenle halkımız seçimlerde bizleri iyi dinlemeli. Sandığa giderken de oyunu öyle kullanması gerekiyor” diye konuştu.
Yaşadığımız dönemle
12 Eylül’ün bir farkı yok
Balyoz davası kararları ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, “Silivri ile ilgili romanlar, öyküler, tiyatrolar sinemalar yapılacak. Şimdiden bile Silivri ile ilgili ciddi bir kütüphane oluştu. Aydınların, yazarların, öğretim üyelerinin hapiste olduğu bir ülkeyi düşünebilmiyormusunuz? Deliler değerlendirilmiyor, tanıklar dinlenmiyor, bilir kişi isteniyor görevlendirilmiyor ve -ben sana ceza yazacağım- diyor. O yargıçlar, çocuklarına çok ağır bir miras bıraktılar. Onların çocukları, -Benim babam Silivri’de yargıçtı- diyemeyecekler. Bunu söylediği zaman utanacaktır. Bu kadar ağır bir mirası bir yargıç, çocuğuna bırakamaz. Bu nedenle Türkiye’nin içinden geçtiği süreç ağır bir süreçtir. Zor bir süreçtir. Yaşadığımız dönemle 12 Eylül Kenan Evren Paşa’nın dönemi arasında fazla bir fark yok. medya üzerinde, aydınlar üzerinde baskı var. O dönemler telefonlar bu kadar dinlenmiyordu, şimdi aşağı yukarı herkesin telefonu dinleniliyor” dedi.
Silivri yargılamaları artık tarihe mal oldu
Geçtiğimiz cumartesi günü Gaziantep’e gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, havaalanında Balyoz davasını değerlendirdi. Mahkemenin siyasi otoritenin emrinde olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, "Silivri yargılamaları artık tarihe mal olan yargılamalardır. Orada adalet beklemek söz konusu değildir. Mahkemeler siyasal mahkemelerdir, özel mahkemelerdir, siyasi otoritenin emrinde olan mahkemelerdir. Oralarda adalet olmaz. Delillerin değerlendirilmediği, bilir kişi raporlarının göz ardı edildiği bir yargılama sürecinde adaleti beklemek doğru değildir. Dolayısıyla kararlarının da siyasi olduğunu düşünmemiz gerekiyor. Adaletin olmadığı yerde siz hukukun üstünlüğünden söz edemezsiniz. Sivil yargılamaları adaletin dağıtıldığı, kamu vicdanının tatmin olduğu mahkemeler değildir. Vicdanın siyasi otoritenin eline verildiği mahkemelerdir. Dolayısıyla buralarda adalet söz konusu değildir" ifadelerini kullandı.
Sanayicilerle de biraraya geldi
Gaziantep'e bir dizi temaslarda bulunmak üzere gelen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü'nde iş adamları ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu'nun toplantısına; Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu, Ticaret Odası Başkanı Mehmet Aslan, Gaziantep Ticaret Borsası Başkanı Ömer Çelik ve Güneydoğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Abdulkadir Çıkmaz ve çok sayıda iş adamı katıldı. Toplantıda CHP genel başkan yardımcıları; Umut Oran, Faruk Loğoğlu ve Haluk Koç’un yanı sıra, milletvekilleri ve CHP Gaziantep İl Başkanı Mehmet Gökdağ da hazır bulundu. Basına kapalı yapılan toplantıda bölge hakkında bilgiler alan Kılıçdaroğlu, sanayici iş adamlarının taleplerini dinledi.
RSS