FT, “Hayati önem taşıyor” diye yazdı
Türkiye-AB sürecine yeni bir darbe vuran Rum Dönem Başkanlığının sona ermesine birkaç gün kala Financial Times gazetesi, Türkiye-AB ilişkisinin “hayati” olduğunu belirterek 2013 yılının ilişkinin yeniden tesis edilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmesini istedi.
Başyazısında “Pozitif Gündem”in ötesine gidilmesini öneren gazete, Gümrük Birliği’nin hizmetler sektörünü kapsayacak biçimde genişletilmesi ve vize kurallarının yumuşatılması çağrısında da bulundu.
İngiliz gazetesi, üyelik müzakerelerinin canlandırılmasının her iki tarafın yararına olacağını vurguladığı başyazısında “AB üyeliğinin gerileyen olasılığı, Ankara ve Batı Avrupa başkentlerindeki bazı politikaların kısa vadeli çıkarlarına yaradı. Ancak uzun vadede ne Türkiye’nin ne de AB’nin yararına olacak” diye yazdı.
Her iki taraf, 2013 yılını, “Avrupa ve komşu bölgelerinin refahı ve güvenliği için hayati önem taşıyan bir ilişkiyi yeniden tesis etmek için bir fırsat olarak değerlendirmeli” diyen gazete, bu amaçla bazı önerilerde bulundu. Bu bağlamla Avrupa Komisyonu’nun ilişkiyi canlandırmak için geçen Mayıs ayında lanse ettiği “Pozitif Gündem”in ötesine gitmesi gerektiğinin altını çizen FT şöyle devam etti: “Daha iddialı bir yaklaşım, Türkiye’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa ve Almanya gibi AB güçlerinin liderleri, mevcut ilişkiyi geliştirecek, vatandaşlar ve şirketler için gerçek yararları sağlayacak pratik adımları taahhüt etmeli. Bu da, değil katılım müzakerelerini terk etmeyi dondurmayı bile içermemeli.”
İngiliz gazetesi, yapılabilecek birçok şey olduğunu belirttiği başyazısında bu çerçevede halen sadece sanayi ürünlerini ve işlenmiş tarım ürünlerini içeren Gümrük Birliği’nin hizmetler sektörünü kapsayacak biçimde genişletilmesini, Avrupa Komisyonu’nun üçüncü taraflarla serbest ticaret anlaşmalarını müzakere etmeden önce Türkiye ile istişarelerde bulunmasını önerdi.
Türkiye’nin de fikri mülkiyet haklarını uygulamasını ve ticarette tarife dışı duvarları kaldırmasını isteyen FT, AB’nin sıradan Türk vatandaşlarının gözündeki imajının parlatılması için vize kurallarının yumuşatılması gereğine vurgu yaptı. Buna karşın gazete, Türkiye’nin AB’ye yönelik yasa dışı göçü önlemesi gerektiğini de yazdı.
FT, Türkiye’nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki bir demokratikleşme modeli olarak görülmesine dikkat çektikten sonra dış politikada işbirliğinin artırılmasının öneminin de altını çizerken “Türkiye’nin İran, Irak’ın merkezi hükümeti, İsrail ve Suriye ile gergin ilişkileri, Sayın Erdoğan ve başkalarını AB’nin dost bir komşu olarak değerini hatırlatmalıdır” yorumunu da yaptı. FT başyazısını şu ifadelerle noktaladı: “Türkiye’nin sırf büyüklüğü, coğrafi konumu, emperyal tarihi ve son dönemdeki görkemli ekonomik büyümesi, kendisine, AB üyeliği çerçevesine uyması için fazla büyük olabilecek bir ağırlık ve dünya görünümü veriyor. Ancak kapı açık kalmalı. Ve aradaki sürede AB-Türkiye ilişkilerinde fazla uzun bir süre görülen durgunluk havasının giderilmesi elzem.”SHA
Türkiye-AB sürecine yeni bir darbe vuran Rum Dönem Başkanlığının sona ermesine birkaç gün kala Financial Times gazetesi, Türkiye-AB ilişkisinin “hayati” olduğunu belirterek 2013 yılının ilişkinin yeniden tesis edilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmesini istedi.
Başyazısında “Pozitif Gündem”in ötesine gidilmesini öneren gazete, Gümrük Birliği’nin hizmetler sektörünü kapsayacak biçimde genişletilmesi ve vize kurallarının yumuşatılması çağrısında da bulundu.
İngiliz gazetesi, üyelik müzakerelerinin canlandırılmasının her iki tarafın yararına olacağını vurguladığı başyazısında “AB üyeliğinin gerileyen olasılığı, Ankara ve Batı Avrupa başkentlerindeki bazı politikaların kısa vadeli çıkarlarına yaradı. Ancak uzun vadede ne Türkiye’nin ne de AB’nin yararına olacak” diye yazdı.
Her iki taraf, 2013 yılını, “Avrupa ve komşu bölgelerinin refahı ve güvenliği için hayati önem taşıyan bir ilişkiyi yeniden tesis etmek için bir fırsat olarak değerlendirmeli” diyen gazete, bu amaçla bazı önerilerde bulundu. Bu bağlamla Avrupa Komisyonu’nun ilişkiyi canlandırmak için geçen Mayıs ayında lanse ettiği “Pozitif Gündem”in ötesine gitmesi gerektiğinin altını çizen FT şöyle devam etti: “Daha iddialı bir yaklaşım, Türkiye’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile Fransa ve Almanya gibi AB güçlerinin liderleri, mevcut ilişkiyi geliştirecek, vatandaşlar ve şirketler için gerçek yararları sağlayacak pratik adımları taahhüt etmeli. Bu da, değil katılım müzakerelerini terk etmeyi dondurmayı bile içermemeli.”
İngiliz gazetesi, yapılabilecek birçok şey olduğunu belirttiği başyazısında bu çerçevede halen sadece sanayi ürünlerini ve işlenmiş tarım ürünlerini içeren Gümrük Birliği’nin hizmetler sektörünü kapsayacak biçimde genişletilmesini, Avrupa Komisyonu’nun üçüncü taraflarla serbest ticaret anlaşmalarını müzakere etmeden önce Türkiye ile istişarelerde bulunmasını önerdi.
Türkiye’nin de fikri mülkiyet haklarını uygulamasını ve ticarette tarife dışı duvarları kaldırmasını isteyen FT, AB’nin sıradan Türk vatandaşlarının gözündeki imajının parlatılması için vize kurallarının yumuşatılması gereğine vurgu yaptı. Buna karşın gazete, Türkiye’nin AB’ye yönelik yasa dışı göçü önlemesi gerektiğini de yazdı.
FT, Türkiye’nin Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki bir demokratikleşme modeli olarak görülmesine dikkat çektikten sonra dış politikada işbirliğinin artırılmasının öneminin de altını çizerken “Türkiye’nin İran, Irak’ın merkezi hükümeti, İsrail ve Suriye ile gergin ilişkileri, Sayın Erdoğan ve başkalarını AB’nin dost bir komşu olarak değerini hatırlatmalıdır” yorumunu da yaptı. FT başyazısını şu ifadelerle noktaladı: “Türkiye’nin sırf büyüklüğü, coğrafi konumu, emperyal tarihi ve son dönemdeki görkemli ekonomik büyümesi, kendisine, AB üyeliği çerçevesine uyması için fazla büyük olabilecek bir ağırlık ve dünya görünümü veriyor. Ancak kapı açık kalmalı. Ve aradaki sürede AB-Türkiye ilişkilerinde fazla uzun bir süre görülen durgunluk havasının giderilmesi elzem.”SHA
RSS