Türkiye’yi sarsan Ankara saldırısı, yabancı medyada haber ve yorumlarla geniş yer almaya devam ediyor. Financial Times Gazetesinin tanınmış köşe yazarı David Gardner, bir NATO ülkesi ve AB'ye üyelik adayı olan Türkiye'nin "tehlikeli bir şekilde, etnik mücadeleler ve mezhep çatışmalarıyla bölünmüş Irak ve Suriye'ye benzemeye başladığını” savundu.
David Gardner, Ankara’daki katliamını irdelediği yazısında “Türkiye tarihinin en kötü terör saldırısı olan bu saldırının, kısmen, hükümetin, suç ortaklığının sınırlarına yaklaşan ihmalinin sonucu olduğu kanısı yaygın" gibi eleştirilerde bulunuyor.
“AKP'nin 2002'den beri sahip olduğu çoğunluğu ilk kez yitirdiği Haziran genel seçiminin öncesinden bu yana, HDP temsilciliklerine yüzlerce saldırı düzenlendiğini” söyleyen Gardner, BBCTürkçe’nin yansıttığı yazısında, "Türk devletinin bu saldırıları ve Temmuz ayında Suriye sınırındaki Kürt kültür merkezindeki IŞİD saldırısında 34 gencin öldürülmesini bile soruşturduğuna dair fazla bir belirti görülmüyor” iddiasında bulunuyor.
David Gardner, "Kürtler ile Tayyip Erdoğan'ın tek kişilik yönetimine karşı çıkan Türklerin, artık devlet tarafından korunmadıkları hissine kapıldıklarını" belirtiyor. Gardner şu görüşleri de dile getiriyor:
"Erdoğan'ın iktidar üzerindeki kontrolünün tehlike altında olduğu seçimler öncesinde, güven yokluğu yüzünden, bu boyutlardaki bir trajediden sonra genelde olduğu üzere ayrılıkların üstü kapatılacağı yerde, daha fazla bölünmeler görüldü. Bombalama olaylarına rağmen PKK seçimlerin sonuna dek ateşkes ilan etti. Ankara ise Güneydoğu Bölgesi boyunca kuşatmasını ve sınır ötesinde Irak Kürdistan'ındaki PKK mevzilerine hava saldırılarını sürdürüyor."
Her gün yapılan resmi yalanlamalara rağmen “AKP'nin IŞİD'le bağları olduğuna inananların sayısının az olmadığını” da yazan David Gardner, şu savları da dile getiriyor:
"Ankara'nın yakın bir tarihe dek cihatçı gönüllülere ve Suriye'deki çarpışmalar için gönderilen silahlara göz yuman bir siyaset izlemesinin, Türkiye'yi IŞİD'in ülkeye sızmasına açık hale getirmesine rağmen, bu konuda kesin bir kanıt yok. Kesin olan ise, AKP ile IŞİD'in şimdi Kürtleri ortak düşman olarak görmeleri. Özellikle de PKK ile müttefik olan, IŞİD'i geri püskürten ABD desteğindeki Suriyeli Kürt militanları" diyor.
FT yazarının üzerinde durduğu diğer bir nokta da bir NATO ülkesi ve AB üyelik adayı olan Türkiye'nin "tehlikeli bir şekilde, etnik mücadeleler ve mezhep çatışmalarıyla bölünmüş Irak ve Suriye'ye benzemeye başlaması."
"Türkiye'nin zaten kutuplaşmış siyasetinin etnik ve mezhepsel hale dönüşme tehlikesi bulunduğunu" belirten David Gardner, "Erdoğan ve AKP'nin son 3 yıldır giderek daha fazla Sünni üstünlüğünden yana bir üslup kullanır olduğunu, şimdi de milliyetçi MHP oylarına talip olduğunu” düşünüyor.
Gardner, "Erdoğan'ın Haziran seçiminden sonra, AKP ile CHP arasında bir büyük koalisyon kurulması girişimlerini baltaladığının, açıkça anlatıldığını" aktarıyor. ANKA
David Gardner, Ankara’daki katliamını irdelediği yazısında “Türkiye tarihinin en kötü terör saldırısı olan bu saldırının, kısmen, hükümetin, suç ortaklığının sınırlarına yaklaşan ihmalinin sonucu olduğu kanısı yaygın" gibi eleştirilerde bulunuyor.
“AKP'nin 2002'den beri sahip olduğu çoğunluğu ilk kez yitirdiği Haziran genel seçiminin öncesinden bu yana, HDP temsilciliklerine yüzlerce saldırı düzenlendiğini” söyleyen Gardner, BBCTürkçe’nin yansıttığı yazısında, "Türk devletinin bu saldırıları ve Temmuz ayında Suriye sınırındaki Kürt kültür merkezindeki IŞİD saldırısında 34 gencin öldürülmesini bile soruşturduğuna dair fazla bir belirti görülmüyor” iddiasında bulunuyor.
David Gardner, "Kürtler ile Tayyip Erdoğan'ın tek kişilik yönetimine karşı çıkan Türklerin, artık devlet tarafından korunmadıkları hissine kapıldıklarını" belirtiyor. Gardner şu görüşleri de dile getiriyor:
"Erdoğan'ın iktidar üzerindeki kontrolünün tehlike altında olduğu seçimler öncesinde, güven yokluğu yüzünden, bu boyutlardaki bir trajediden sonra genelde olduğu üzere ayrılıkların üstü kapatılacağı yerde, daha fazla bölünmeler görüldü. Bombalama olaylarına rağmen PKK seçimlerin sonuna dek ateşkes ilan etti. Ankara ise Güneydoğu Bölgesi boyunca kuşatmasını ve sınır ötesinde Irak Kürdistan'ındaki PKK mevzilerine hava saldırılarını sürdürüyor."
Her gün yapılan resmi yalanlamalara rağmen “AKP'nin IŞİD'le bağları olduğuna inananların sayısının az olmadığını” da yazan David Gardner, şu savları da dile getiriyor:
"Ankara'nın yakın bir tarihe dek cihatçı gönüllülere ve Suriye'deki çarpışmalar için gönderilen silahlara göz yuman bir siyaset izlemesinin, Türkiye'yi IŞİD'in ülkeye sızmasına açık hale getirmesine rağmen, bu konuda kesin bir kanıt yok. Kesin olan ise, AKP ile IŞİD'in şimdi Kürtleri ortak düşman olarak görmeleri. Özellikle de PKK ile müttefik olan, IŞİD'i geri püskürten ABD desteğindeki Suriyeli Kürt militanları" diyor.
FT yazarının üzerinde durduğu diğer bir nokta da bir NATO ülkesi ve AB üyelik adayı olan Türkiye'nin "tehlikeli bir şekilde, etnik mücadeleler ve mezhep çatışmalarıyla bölünmüş Irak ve Suriye'ye benzemeye başlaması."
"Türkiye'nin zaten kutuplaşmış siyasetinin etnik ve mezhepsel hale dönüşme tehlikesi bulunduğunu" belirten David Gardner, "Erdoğan ve AKP'nin son 3 yıldır giderek daha fazla Sünni üstünlüğünden yana bir üslup kullanır olduğunu, şimdi de milliyetçi MHP oylarına talip olduğunu” düşünüyor.
Gardner, "Erdoğan'ın Haziran seçiminden sonra, AKP ile CHP arasında bir büyük koalisyon kurulması girişimlerini baltaladığının, açıkça anlatıldığını" aktarıyor. ANKA