Financial Times Gazetesi:
Esad rejiminin başlıca destekçilerinden İran’ın Suriye krizine siyasi çözüm bulmayı amaçlayan 30 Ekim Viyana toplantısına katılacak olması çok dikkat çekti. Bu gelişmeye ilişkin “diplomatik bir dönüm noktası”, “çığır aşan bir gelişme” gibi ifadeler kullanan Financial Times Gazetesi, “Türkiye'de ve Batı’daki en sert Esad muhaliflerinin bir miktar esneklik göstermeye başladığını” düşünüyor.
İngiliz Financial Times Gazetesi, İran’ın Viyana Zirvesi’ne katılacak olmasını “uzun bir süredir arzulanan bir diplomatik dönüm noktası” olarak niteliyor ve dört yıl devam eden Suriye savaşıyla doğrudan ilgili başlıca güçlerin ilk defa bir araya geleceğinin altını çiziyor.
Toplantıda İran’ın “en büyük rakibi” Suudi Arabistan’ın da bulunacağına işaret edilen haberde şöyle bir yorum yapılıyor: “Suriye’deki derin görüş ayrılıkların hızla üstesinden gelinmesine ilişkin beklentiler düşük olmaya devam etse de toplantı, Esad rejiminin başlıca destekçileri olan İran ve Rusya’yı, ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan dahil, onun iktidardan uzaklaşması için kışkırtan ülkelerle bir araya getirerek bir çığır açıyor.”
FT, İran’ın toplantıya katılacak olmasını, nükleer anlaşmanın ardından ülkenin yeniden uluslararası sahneye dönmekte olduğu yönünde yeni bir işaret olarak görüyor ve ABD’nin son haftalarda İran’ın da görüşmelere katılmasından memnun olacağını belli etmesini Washington’un 2014 yılındaki Cenevre müzakerelerine göre “önemli bir değişiklik” olarak değerlendiriyor.
Washington’un, müttefikleri ikna için uğraş gösterdiğini, özellikle Suudi Arabistan’dan güçlü itirazların geldiğini de söyleyen gazete, diplomatik alandaki bu gelişmelerin ise Suriye ihtilafının ciddi biçimde yoğunlaştığı bir döneme rastladığına dikkat çektikten sonra şunları da yazıyor:
“Diplomatik cephede ise Türkiye'de ve Batı’daki en sert Esad muhalifleri son aylarda, daha önceki Esad’ın iktidardan uzaklaşması talepleriyle kıyasla bir miktar esneklik göstermeye başladı. Bu da, aşamalı bir siyasi geçişe ilişkin görüşmeler için yol açıyor.”
Financial Times, krizin başından beri İran’ın, Suriye’de rejimin kaderinin bir “siyasi süreçte" belirlenmesini savunduğuna ancak Batılı diplomatların özel sohbetlerde İranlı diplomatların Esad’ın İran için “kırmızı çizgi” olmayı sürdüğünü belli ettiklerini de anlattıktan sonra şöyle devam ediyor:
“İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamenei, son aylarda defalarca ABD ile bölgesel konularda ikili görüşmelerin olamayacağını söylemişti. Hamenei, ayrıca Washington’un IŞİD’i bastırma konusunda ciddi olmadığını, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin Sünni aşırı unsurlarını desteklemesini durdurmadığını iddia etmişti.”ANKA
Esad rejiminin başlıca destekçilerinden İran’ın Suriye krizine siyasi çözüm bulmayı amaçlayan 30 Ekim Viyana toplantısına katılacak olması çok dikkat çekti. Bu gelişmeye ilişkin “diplomatik bir dönüm noktası”, “çığır aşan bir gelişme” gibi ifadeler kullanan Financial Times Gazetesi, “Türkiye'de ve Batı’daki en sert Esad muhaliflerinin bir miktar esneklik göstermeye başladığını” düşünüyor.
İngiliz Financial Times Gazetesi, İran’ın Viyana Zirvesi’ne katılacak olmasını “uzun bir süredir arzulanan bir diplomatik dönüm noktası” olarak niteliyor ve dört yıl devam eden Suriye savaşıyla doğrudan ilgili başlıca güçlerin ilk defa bir araya geleceğinin altını çiziyor.
Toplantıda İran’ın “en büyük rakibi” Suudi Arabistan’ın da bulunacağına işaret edilen haberde şöyle bir yorum yapılıyor: “Suriye’deki derin görüş ayrılıkların hızla üstesinden gelinmesine ilişkin beklentiler düşük olmaya devam etse de toplantı, Esad rejiminin başlıca destekçileri olan İran ve Rusya’yı, ABD, Türkiye ve Suudi Arabistan dahil, onun iktidardan uzaklaşması için kışkırtan ülkelerle bir araya getirerek bir çığır açıyor.”
FT, İran’ın toplantıya katılacak olmasını, nükleer anlaşmanın ardından ülkenin yeniden uluslararası sahneye dönmekte olduğu yönünde yeni bir işaret olarak görüyor ve ABD’nin son haftalarda İran’ın da görüşmelere katılmasından memnun olacağını belli etmesini Washington’un 2014 yılındaki Cenevre müzakerelerine göre “önemli bir değişiklik” olarak değerlendiriyor.
Washington’un, müttefikleri ikna için uğraş gösterdiğini, özellikle Suudi Arabistan’dan güçlü itirazların geldiğini de söyleyen gazete, diplomatik alandaki bu gelişmelerin ise Suriye ihtilafının ciddi biçimde yoğunlaştığı bir döneme rastladığına dikkat çektikten sonra şunları da yazıyor:
“Diplomatik cephede ise Türkiye'de ve Batı’daki en sert Esad muhalifleri son aylarda, daha önceki Esad’ın iktidardan uzaklaşması talepleriyle kıyasla bir miktar esneklik göstermeye başladı. Bu da, aşamalı bir siyasi geçişe ilişkin görüşmeler için yol açıyor.”
Financial Times, krizin başından beri İran’ın, Suriye’de rejimin kaderinin bir “siyasi süreçte" belirlenmesini savunduğuna ancak Batılı diplomatların özel sohbetlerde İranlı diplomatların Esad’ın İran için “kırmızı çizgi” olmayı sürdüğünü belli ettiklerini de anlattıktan sonra şöyle devam ediyor:
“İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamenei, son aylarda defalarca ABD ile bölgesel konularda ikili görüşmelerin olamayacağını söylemişti. Hamenei, ayrıca Washington’un IŞİD’i bastırma konusunda ciddi olmadığını, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin Sünni aşırı unsurlarını desteklemesini durdurmadığını iddia etmişti.”ANKA