Gaziantep'te 2 yaşındayken otizm hastalığı tanısı konulan ve klasik müzik sevgisi sayesinde piyano çalmayı öğrenen Caner Serin, yurt dışında konser vermeye hazırlanıyor.
Öğretmen anne ve doktor babanın oğlu olarak dünyaya gelen Caner, 2 yaşına kadar normal çocuklar gibi gülen, oynayan ve etrafına ilgili bir çocukken, bu yaştan itibaren onun için her şey değişti. Çevresine ilgisi azalan Caner, çağrıldığında yanıt vermemeye başladı. Ailesi tarafından Hacettepe Üniversitesi'ne götürülen Caner'e ''otizm'' tanısı konuldu. Ailesi bu olaylar karşısında yıkılsa da yılmadı, özel ilgi ve eğitimle büyüttükleri çocuklarının, yatkınlığı bulunan klasik müzik üzerine yoğunlaşmasını sağladı.
Şimdi 25 yaşında bir genç olan ve piyanonun yanı sıra gitar da çalabilen Caner, Gaziantep'te 2 kez kişisel konser verdi. Ailesinin tek çocuğu olan Caner Serin, davet edildiği Almanya'da da konser verecek.
Anne Filiz Serin, tek çocukları olan Caner'in hastalığını öğrendiklerinde, otizmin anlamını bilmediklerini söyledi.
Dünyanın otizmi ''Rain Man'' filmiyle öğrendiğini, o yıllarda Türkiye'de de filmin vizyonda olduğunu ifade eden Serin, oğlunun otizmli olduğunu öğrendiğinde yaşadıklarını şöyle anlattı: ''Belki de bir eğitimci olarak ilk sorduğum soru, 'nasıl yani Caner okula gidemeyecek mi-' oldu. Bana gidemeyebileceği söylendi. O zaman dünya başıma yıkılmıştı. Çok uzun süre bu şoku atlatamadım. Annem, babam, yakın çevrem ve arkadaşlarımın çok yakın desteğini gördüm. 30'lu yaşlarımı hiç yaşamamış olmayı isterdim. Benim için çok kara yıllardı. Eğer bugünleri görmüş olsaydım, o yılları bu kadar kötü geçirmezdim. Şimdi daha umutluyum. Bu hastalığın ilacı yok, sadece eğitim, sevgi ve sabır gerekiyor.''
Filiz Serin, Caner'in klasik müziğe olan ilgisini fark ederek, onu bu yöne kanalize ettiklerini söyledi.
Oğlunun televizyondaki klasik müzik konserlerini kaçırmadığını, hatta kendilerinden çok daha iyi bir klasik müzik dinleyicisi olduğunu belirten Serin, ''Hikmet Şimşek, onun en sevdiği şefti. Belki bu açıdan çok şanslıydık. Onun için keşfedilebilecek en iyi yol buydu. Biz de kendisini müzik alanında geliştirmesi için elimizden geleni yaptık'' dedi.
Serin, Caner'in 4 yıl önce müzik eğitimine başladığını ve haftanın 6 günü düzenli olarak piyano dersi aldığını ifade etti. 2 kez kişisel konser veren Caner'in, konserlerinde çekilen görüntülerden oluşan bir CD'nin yurt dışında izlendiğini ve oğluna Almanya'da konser vermesi için teklif geldiğini bildiren Serin, şunları kaydetti: ''Delmenhorst Belediyesi'nin daveti üzerine Almanya'ya gideceğiz. Caner 29 Nisan'da düzenlenecek programda konser verecek. Caner, fark ettirmese de bu konuda hırslı, heyecanlı, sahneye çıkarken heyecanını hissediyoruz. 'Hiçbir şey olmayacak' denilen çocuktan buraya geldiğimiz için ben açıkçası hem çok sevinçli hem de çok gururluyum.''
Serin, müziğin otistik çocuklar için inanılmaz bir iyileştirme aracı olduğunu gözlemlediğini vurguladı.
Caner'in müzikle ilgilenmeye başladıktan sonra kelimeleri daha iyi kullandığını, daha uzun cümleler kurduğunu ve kendisine söylenilenlerini daha iyi anlamlandırdığını gördüklerini dile getiren Serin, ''Müzik bizim için inanılmaz bir şey. Caner gibi birçok yetenekli otistik çocuk olduğuna inanıyorum. Onların da kendilerini geliştirmelerine olanak yaratmak gerekiyor'' diye konuştu.
Caner Serin'in müzik eğitimcisi Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlisi Hamdi Hikmet Geçin de Caner Serin ile 4 yıl önce tanıştıklarını söyledi.
Annesi Filiz Serin'in Caner'e çok güvendiğini ve eğitime başladıktan bir yıl sonra konser verebilecek düzeye geleceğine inandığını ifade eden Geçin, şunları kaydetti: ''Biz bir yıl sonra konser verecek düzeye geldik. Müzik bir Allah vergisidir. Kimisi bir parçayı 5 dakikada çıkarır kimisi hiç çıkaramaz. Caner gösterdiklerimi anında alıyor. Buralara geldiğimize inanamıyoruz. Şimdi üçüncü konserimize hazırlanıyoruz. Kendisini daha da geliştireceğine ve daha da ileriye gideceğine inanıyoruz. Burada ailenin desteği çok önemli.''
Hamdi Hikmet Geçin, piyano çalmanın diğer müzik aletlerini kullanmaktan çok daha zor olduğunu ve Caner'in bunu başarmasının çok önemli olduğunu dile getirdi. Kendisinin bile birçok parçayı önüne nota konulmadan zaman zaman çalamadığını ancak Caner'in bazen notalara bakmadan bir parçayı eksiksiz çalabildiğini ifade eden Geçin, ''Haftanın 6 günü birer saat piyano çalışıyoruz. Artık ağabey kardeş gibi olduk'' dedi. Caner Serin de Almanya'da konser verecek olmasının kendisini heyecanlandırdığını ve mutlu ettiğini dile getirdi.
resim
Hamdi Hikmet Geçin, piyano çalmanın diğer müzik aletlerini kullanmaktan çok daha zor olduğunu ve Caner'in bunu başarmasının çok önemli olduğunu dile getirdi.
Öğretmen anne ve doktor babanın oğlu olarak dünyaya gelen Caner, 2 yaşına kadar normal çocuklar gibi gülen, oynayan ve etrafına ilgili bir çocukken, bu yaştan itibaren onun için her şey değişti. Çevresine ilgisi azalan Caner, çağrıldığında yanıt vermemeye başladı. Ailesi tarafından Hacettepe Üniversitesi'ne götürülen Caner'e ''otizm'' tanısı konuldu. Ailesi bu olaylar karşısında yıkılsa da yılmadı, özel ilgi ve eğitimle büyüttükleri çocuklarının, yatkınlığı bulunan klasik müzik üzerine yoğunlaşmasını sağladı.
Şimdi 25 yaşında bir genç olan ve piyanonun yanı sıra gitar da çalabilen Caner, Gaziantep'te 2 kez kişisel konser verdi. Ailesinin tek çocuğu olan Caner Serin, davet edildiği Almanya'da da konser verecek.
Anne Filiz Serin, tek çocukları olan Caner'in hastalığını öğrendiklerinde, otizmin anlamını bilmediklerini söyledi.
Dünyanın otizmi ''Rain Man'' filmiyle öğrendiğini, o yıllarda Türkiye'de de filmin vizyonda olduğunu ifade eden Serin, oğlunun otizmli olduğunu öğrendiğinde yaşadıklarını şöyle anlattı: ''Belki de bir eğitimci olarak ilk sorduğum soru, 'nasıl yani Caner okula gidemeyecek mi-' oldu. Bana gidemeyebileceği söylendi. O zaman dünya başıma yıkılmıştı. Çok uzun süre bu şoku atlatamadım. Annem, babam, yakın çevrem ve arkadaşlarımın çok yakın desteğini gördüm. 30'lu yaşlarımı hiç yaşamamış olmayı isterdim. Benim için çok kara yıllardı. Eğer bugünleri görmüş olsaydım, o yılları bu kadar kötü geçirmezdim. Şimdi daha umutluyum. Bu hastalığın ilacı yok, sadece eğitim, sevgi ve sabır gerekiyor.''
Filiz Serin, Caner'in klasik müziğe olan ilgisini fark ederek, onu bu yöne kanalize ettiklerini söyledi.
Oğlunun televizyondaki klasik müzik konserlerini kaçırmadığını, hatta kendilerinden çok daha iyi bir klasik müzik dinleyicisi olduğunu belirten Serin, ''Hikmet Şimşek, onun en sevdiği şefti. Belki bu açıdan çok şanslıydık. Onun için keşfedilebilecek en iyi yol buydu. Biz de kendisini müzik alanında geliştirmesi için elimizden geleni yaptık'' dedi.
Serin, Caner'in 4 yıl önce müzik eğitimine başladığını ve haftanın 6 günü düzenli olarak piyano dersi aldığını ifade etti. 2 kez kişisel konser veren Caner'in, konserlerinde çekilen görüntülerden oluşan bir CD'nin yurt dışında izlendiğini ve oğluna Almanya'da konser vermesi için teklif geldiğini bildiren Serin, şunları kaydetti: ''Delmenhorst Belediyesi'nin daveti üzerine Almanya'ya gideceğiz. Caner 29 Nisan'da düzenlenecek programda konser verecek. Caner, fark ettirmese de bu konuda hırslı, heyecanlı, sahneye çıkarken heyecanını hissediyoruz. 'Hiçbir şey olmayacak' denilen çocuktan buraya geldiğimiz için ben açıkçası hem çok sevinçli hem de çok gururluyum.''
Serin, müziğin otistik çocuklar için inanılmaz bir iyileştirme aracı olduğunu gözlemlediğini vurguladı.
Caner'in müzikle ilgilenmeye başladıktan sonra kelimeleri daha iyi kullandığını, daha uzun cümleler kurduğunu ve kendisine söylenilenlerini daha iyi anlamlandırdığını gördüklerini dile getiren Serin, ''Müzik bizim için inanılmaz bir şey. Caner gibi birçok yetenekli otistik çocuk olduğuna inanıyorum. Onların da kendilerini geliştirmelerine olanak yaratmak gerekiyor'' diye konuştu.
Caner Serin'in müzik eğitimcisi Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlisi Hamdi Hikmet Geçin de Caner Serin ile 4 yıl önce tanıştıklarını söyledi.
Annesi Filiz Serin'in Caner'e çok güvendiğini ve eğitime başladıktan bir yıl sonra konser verebilecek düzeye geleceğine inandığını ifade eden Geçin, şunları kaydetti: ''Biz bir yıl sonra konser verecek düzeye geldik. Müzik bir Allah vergisidir. Kimisi bir parçayı 5 dakikada çıkarır kimisi hiç çıkaramaz. Caner gösterdiklerimi anında alıyor. Buralara geldiğimize inanamıyoruz. Şimdi üçüncü konserimize hazırlanıyoruz. Kendisini daha da geliştireceğine ve daha da ileriye gideceğine inanıyoruz. Burada ailenin desteği çok önemli.''
Hamdi Hikmet Geçin, piyano çalmanın diğer müzik aletlerini kullanmaktan çok daha zor olduğunu ve Caner'in bunu başarmasının çok önemli olduğunu dile getirdi. Kendisinin bile birçok parçayı önüne nota konulmadan zaman zaman çalamadığını ancak Caner'in bazen notalara bakmadan bir parçayı eksiksiz çalabildiğini ifade eden Geçin, ''Haftanın 6 günü birer saat piyano çalışıyoruz. Artık ağabey kardeş gibi olduk'' dedi. Caner Serin de Almanya'da konser verecek olmasının kendisini heyecanlandırdığını ve mutlu ettiğini dile getirdi.
resim
Hamdi Hikmet Geçin, piyano çalmanın diğer müzik aletlerini kullanmaktan çok daha zor olduğunu ve Caner'in bunu başarmasının çok önemli olduğunu dile getirdi.
RSS