Saip Konukoğlu
“Ömür biter yol bitmez…” deyişi yalnız Türkçe’de değil, hemen bütün dillerde var. Anlamı, içeriği ne kadar doğru bir deyiş.
Gaziantep’in halen en büyük, Türkiye’nin de en saygın taşımacılık şirketlerinden biri olan ‘Seç Turizm’i kuran Saip Konukoğlu artık aramızda değil.
Bir tarih kapandı.
Saip Ağabey ile tanışmamız 1973 yılı sonlarında olduydu. Demek aradan tam 40 yıl geçmiş.
Sevgiye, saygıya dayanan dostluk 40 yıl boyunca hep üstüne koyarak devam etti.
Saip Ağabey, hep mütevazı, hep karşısındakine değer veren, geniş çevresi bulunan güzel bir insandı.
Futbolun derin sevgi kuyusuna düştüğü için yaşamı boyunca içinden hiç çıkmadı.
Saip Konukoğlu’nun hayatını ‘Gaziantep’in Yüzleri” kitabında yayınladık.
Çok içten konuşmuştu, yalın hayatını anlatırken.
“Otobüs sektöründe başarılıyız çok şükür, ama bu kesinlikle yanlış bir yatırım. Manevi yönden çok tatmin oldum ama, maddi yönden çok zararını gördüm. Ben de ailenin yaptığı tekstil işinde devam etsem, maddi yönden çok daha iyi olabilirdi.”
Saip Ağabey’in kendi ağzından yaşam öyküsünü dinlerken bu vurgusunu çok önemsemiştim.
Gerçekten insan taşımacılığı çok zor bir sektör.
İnsanları sürekli teker üzerinde bir yerden bir yere taşıyorsunuz, sürekli risk altındasınız. Her telefon çalışında içiniz ‘cızzz’ eder!
Şimdiki otoyolları gözünüzün önüne getirmeyin, 1970’li, 80’li, hatta 90’lı yılları düşünürseniz, o daracık yollarda her gün binlerce yolcuyu, ana kuzularını emanet alıp gideceği yere götürmenin zorluklarını gözlerimle görmüştüm.
Zor beğenen insanları sürekli memnun etmeye çalışmak, şoförlerle hizmet kalitesini hep istikrarlı yürütebilmek… Bunlar biliyorum dünyanın en zor işleri…
Aslında Saip Konukoğlu babadan tekstil mesleğinin çocuk yaşlarından beri içinde. Bir ara eniştesi ile taşımacılık işine giriyor. Kısa süre sonra tekrar tekstile dönüyor ve Avrupa’dan iki tane motorlu tezgah getiriyor. O zaman Antep’te on tane bile olmayan çok güzel tezgahlardan.
Zamanın revançta işi kilim dokuyor, aynı zamanda da Sanko’nun ürettiği ipliğin itcaretini yapıyor.
Ama kader ağlarını örüyor, Saip Ağabey tekrar taşımacılığa dönüyor. 5 Mart 1972’de arkadaşları ile kurduğu şirket 5 tane sıfır otobüs alıyor. Ancak ortaklığın ömrü 35 gün sürüyor ve Saip Konukoğlu tek başına ‘yola devam’ ediyor.
Bu arada Sani Ağabey’den, “Oğlum sen ne ediyorsun?”, babası, “Oğlum yanlış yapıyorsun!” eleştirileri geliyor.
“Gençlik yıllarım, bir de haberler geliyor bana, ‘Sen bu işi yapamazsın’, ‘Saip Konukoğlu bu işi yapamaz’diye. Benim de gururuma dokunuyor. Aslan gibi tezgahları sattım ve bu işe başkoştum.”
Taşımacılığa böyle başladığını anlatmıştı, Saip ağabey…
Gaziantepspor’un hikayesi de çok ilginç.
“1975-76’nın Mart veya Nisan ayında terminalde oturuyorum. Cemil Hoca vardı. Gaziantep’te takımlarda oynamış iyi bir futbolcu. Geldi bana, ‘Saip Bey, Gaziantepspor zor durumda, Maraşlılar alacakmış’ dedi. ‘Hoca, sen ne diyorsun, Maraşlılar’ın ne işi var burada’ dedim güldük…”
Önce pek ciddiye almıyor ama Milliyet Gazetesi’nde resmi çıkıpta, Saip Konukoğlu Gaziantepspor’a başkan oluyor haberi yayınlanınca işin şekli değişiyor. Derken, etrafını saran arkadaşları Mecit Özdinç, Abdullah Kazaz, Bilal Bakırcı, Muzaffer Özboz, Ahmet Parmaksız, Saip ağabey daha neyin ne olduğunu anlamadan başkan seçiliyor.
Aslında serde milliyetçilik olduğu için çok tahrik oluyor. Cemil Hoca’da bunu bildiği için sürekli tahrik ediyor. Böylece onlarca yıl süren serüven başlamış oluyor.
Konukoğlu, hayat hikayesinin sonunu şöyle bağlamıştı:
“Türkiye’nin büyümüş kentlerinden Gaziantep bize göre doğup büyüdüğümüz, yaşadığımız güzel bir şehir. Rahmetli abimin bir sözü vardı: ‘Dünyada Türkiyem, Türkiyem’de Gaziantep.’ Abdülkadir de aynı şeyi söylüyor. O abimin lafıydı. Rahmetli abim çok milliyetçiydi. Biz Antep sevdalısıyız. Antep’i çok seviyoruz. Bana göre ne kazandıysak, bundan kazandık. Sağolsun çocukları da babalarını aratmadılar. Bugün 15 tane okul var. Gaziantepli olarak vergi gitmesin diye merkez burada bıraktılar.
Eşimle akrabayız. Eşimin babasıyla benim rahmetli annem dayı oğlu, hala kızıydı. Üç oğlan, bir kız dört çocuğumuz var.10 tane torunumuzun 6’sı erkek, 4’ü kız. 1956 yılında evlendik eşimle. 53 sene oluyor.” (Bu söyleşinin yapıldığı tarih 2009.)
İşte böyle…
Şerefle yaşanmış, başarılı ve onurlu bir hayat.
Oğlunun (Settar) Gaziantep Ticaret Odası Meclis Başkan Vekilliği’ne seçilmesini, adının bir bulvara verilmesini gördü ve aramızdan öyle ayrıldı…
Çok sevdiğim, saydığım Saip ağabeye Tanrıdan rahmet diliyor, arkadaşlarım Ömer’e, Settar’a ve bütün ailesine içten taziyelerimi sunuyorum. Ne mutlu onlara ki, böyle bir eş, baba ve dedeleri oldu.