Olimpiyatlar nere biz nere?
Olaylar karşısında takındığınız tavır, duruşunuz, konuşmalarınız “kaliteniz”i gösterir.
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın "Başta Başbakanım, İstanbul 2020 için aşkla yanımızda duran Türkiye sevdalıları, teşekkürümüz sizedir. Bir yanda Türkiye için 16 saat kesintisiz uçarak gecesini gündüzüne katanlar. Öte yanda Türkiye kaybetti diye kına yakanlar. Kına stokları tükenmiş!" şeklindeki tweeti, hem kendisinin, hem de mensubu olduğu siyasi grubun seviye ve kalitesini göstermesi açısından dikkat çekici olduğu kadar, Türkiye’nin neden kazanamadığının da göstergelerinden biridir.
Türkiye olarak 2020 olimpiyatlarını kaybetmemizden çok, bu yaşta böyle bir makama oturtularak, eline Türkiye’yi temsil etme ehliyeti verilen toy görüntülü adamın nasıl olup da bu kadar mahalle ağzı seyiyesine inmesine, adap ve terbiyeden yoksun üslubuna üzülmemiz gerekir.
Türkiye’nin 2020 Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmasını da böyle algılamak lazım.
Yoksa efendim çok haketmişiz de, sunumumuz çok iyiymiş de safsatalarına kulak bile vermeye değmez.
Ya Başbakan Erdoğan’ın “Medeniyetler buluşması ve bölge barışı” mesajına ne demeli?
Hangi medeniyetler buluşması, hangi bölge barışı?
Siz iki yıldan beri kendi topraklarınızda Suriyeli teröristlere yardım ve yataklık edip, ülkenizi bir savaşın eşiğine getirin, besleyip, silahlandırdığınız müslüman teröristler gidip Suriye’de masum insanları öldürsün, Amerika Suriye’ye saldırsın, Müslüman kardeşleri iktidara getirsin diye avucunuzu oğuşturun, savaş çığırtkanlığı yapın, sonra da dünyaya barış mesajları verin.
Dünya ve de Olimpiyat Komitesi de bunu yutsun, olacak şey mi?
***
New York Times’da yer alan haber analizinde “Türkiye'deki siyasi ortamın istikrarsızlığı ve Erdoğan'ın "kimilerine göre otokratik" yönetim anlayışı nedeniyle yarışı kaybettiği” yorumuna yer verilirken, “Bazı IOC delegeleri bölgesel istikrarsızlık, kimilerinin ifadesiyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın otokratik yönetim anlayışı ve laiklerle İslamcılar arasındaki bölünme düşünüldüğünde Türkiye'de siyasi durumun yedi yıl sonra alabileceği hal konusunda şanslarını denemek istemediler" yorumu yapıldı.
Yani Suat Kılıç’ın buyurduğu gibi 16 saat kesintisiz uçak yolculuğu yapmanın vatan-millet sevgisiyle ve de kazanmayla pek bir ilgisi ve anlamı yok.
Güven vermedikten sonra 16 değil, 36 saat uçsan neye yarar? Boşa uçarsın.
***
Arjantin’de yapılan oylamanın ardından yer alan yorumlar isabetliydi.
Keşke 2020 Olimpiyatları İstanbul’da yapılsaydı ayrı bir şey, ancak aklı başında insanlar zaten 2020 Olimpiyatları’nın Türkiye’ye verilebileceğini beklemiyordu.
Bence, Türkiye’nin olimpiyatlara talip olması güzel, yürekli bir davranış olmakla birlikte diğer tarafta da “Halimize bakmadan Hasan Dağı’na oduna gitmek” gibi bir şeydi.
Gençlik ve Spor Bakanı, “Gezi olaylarının bu işte hiçbir etkisinin olmadığını” söylese de dünyanın ilgisinin Gezi ve Suriye olaylarına olduğunu bilmeyenimiz mi var?
Sonra, sevindiğimiz, gurur duyduğumuz spor başarılarının ardından hep bir skandal gelmiyor mu?
Herşeyimizde olduğu gibi spor konusunda da sahtekarlık, hile, hurda ile gitmiyor mu işler?
Türkiye’de spor bilinci, spor ruhu nerede?
Halkın spordan, spor ruhundan haberi var mı?
Böyle bir eğitim politikanız mevcut mu?
Türkiye, bu kalitede bir spor bakanı ile mi dünyanın gündemine çıkacaktı?
.