Devlet katil olunca!

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Ali İsmail Korkmaz’ın, Eskişehir’deki Gezi eylemleri sırasında ıssız bir sokakta insan kılıklı yaratıklar tarafından linç edilme görüntülerini her izlediğimde aynı dehşeti yaşıyorum.

Hadi, vuranların bir kısmı polis onları anladım, ama diğerlerine, vicdan, insanlık yoksunu diğer yaratıklara ne demeli?

Bir insan, bilmediği, tanımadığı, gencecik bir insana nasıl böyle öldürücü darbelerle vurabilir?

Zavallı anacığı kucağına bastığı fotoğrafıyla, acılar içinde kıvranıyor, tıpkı diğerlerinin anaları gibi…

Ve… Taşınan pankartlar yıllardan beri değişmiyor!

Katil devlet!

 

1980’deki Berfo anadan bu yana ne kadar çok anne yavrusunu devletin cinayetine kurban verdi bu ülkede.

Ne kadar çok ana kuzusu günahsız yere yaşamından edildi!

Ali İsmail Korkmaz’ın  yerde yatan savunmasız bedenine polislerle birlikte tekme savuran insanların ruh halini nasıl açıklamak lazım?

Polisin yerde yatan bir vatandaşa ölümcül darbeler indirmesi, hangi görev ve sorumlulukla bağdaşacak?

Devlet katil olunca, devlet vatandaşının ölümüne, öldürülmesine vesile olup, ölüp, öldürülenin hesabını sormayınca, devlet güvenlik güçleri kanalıyla cinayetlere ortaklık edince, polisi de, sokaktaki insanı da katil olmakta bir sakınca görmüyor demek ki?

                                               ***

Önceki gün İsviçre Büyükelçiliği’nden genç diplomatlar geldi.

Türkiye’de olan biteni merak ediyorlar. “Önümüzdeki dönemde Türkiye’yi neler bekliyor? Türkiye’de neler ön plana çıkacak” diye merak ediyorlar. 

Onlara Ergenekon sürecinin başlangıcında Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz, Sedat Peker gibi, devletin cinayetlerine alet olan insanların birbiri ardına tutuklanması döneminde, hep birlikte artık derin devlet pisliğinin temizleneceği umuduna kapıldığımızı, Hrant Dink suikastinden sonra, “AKP eğer bu cinayetin arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılmasını sağlarsa oyumu AKP’ye verebileceğimi yazdığımı” anlattım.

Ancak,  zaman içinde gelişen olaylarla umutlarımızın yeniden kaybolduğunu, kaos ortamının insanlarda derin bir endişe ve güvensizlik duygusu yarattığını söyledim.

                                               ***

Devletin cinayetlere karşı duyarsızlığı, ölümlere karşı insafsızlığı, zamanla altyapısı, eğitimi zayıf kitleleri de acımasız birer katil haline getirebiliyor.

Onlar da durumdan vazife çıkarıp, devletin cinayetlerine ortak birer katil olabiliyor.

Hrant Dink’in katilinin jandarmada ağırlanmasını ve gururla hatıra fotoğrafı çekilmesinin görüntülerini hatırlayın.

O görüntüleri bizzat jandarmanın, devletin kendisi servis etti televizyonlara, cinayeti kimin işlediği iyi biline diye…

Sonra o görüntüleri Ali İsmail Korkmaz’ın yerde yatan bedeninin etrafında ipinden boşalmış azgın yaratıklar gibi tekme savuranlarla karşılaştırın.

Aralarında ne fark var?

                                   ***

Dün Ali İsmail Korkmaz’ın duruşması için gelenlerin ellerinde “Katil devlet” pankartlarını gördüğümde, bu devlet adına çok utandım.

Devletin bu pankartlardan utanmıyor olmasını da çok manidar buldum.

 

 

 

 

 

Devlet katil olunca!