Dostça
Allahım, bu nasıl felaket
Bu satırların yazıldığı şuanda Soma’da ölenlerin sayısı 282 idi. Kim bilir daha kaç kapı kapalı kalacak, kaç ocak yanmayacak?... Kaç çocuk “Anne babam gelmeyecek mi?...” diye anasının eteğine sarılacak? Anası: “baban bize üç kaşık çorba içirsin diye o kapkaranlık yer altına indi“ diye ağlayacak.
Ellerimi göğe açmış, oğlunu bekleyen yaşlı analar,kocasını bekleyen gelinler, kime ne desin, nasıl avunsun, kadere mi söylesin?...
Onların gözyaşlarını silecek, ağlaşan çocukları kucaklayacak sönen ocakları yeniden parlatacak Devlet Baba, babalığını gösterecektir, Göstermelidir…
Bizler kilometrelerce uzakta, dudaklarımızda dua, gözlerimizde yaş, teselliyi Allaha uzanan mısralarda arıyoruz;
Takdir-i ilahi dizi dizidir.
Her kula ayrı bir yazı yazılır.
Bakarsın beklenen sıra bozulur.
Can, Ten’de emanet, gün gelir söner
Tanrıdan gelenler tanrıya döner.
O yüce varlığa isyan faydasız
Gel sığın sen ona gönlünle sessiz…
Beterin beteri var, bilirsiniz.
Sabırlı, imanlı inanandan ol!
Allaha sığınmak, tek aydınlık yol!