Unutmayalım

YAYINLAMA: 23 Mayıs 2014 / 20.00 | GÜNCELLEME: 23 Mayıs 2014 / 20.00

Mayısın ikinci haftası EngelilerHaftası idi.
Diş hekimi Sevgili Mehmet Göksel bir kitabını verdi. Gözlerim yaşararak okudumSevgi Hikayeleri’miAnlattığı hikayelerden birini de size aktarmak istiyorum.
Bir hastane odasında iki kişi yatıyor. Odanın tek penceresi var.Opencerenin önünde yatan hafif engelli hasta her gün, yerinden kalkamayan arkadaşına pencereden gördüğü manzarayı anlatıyor.
-Her yer yemyeşil çayır çimen. İşte koyunlar kuzular da geldi.Oynaşıp duruyorlar. Hava masmavi 3-4 küçük çocuk var koşup oynuyorlar. Her şey çok güzel…
Felçli arkadaşı bunları sevgi ile dinliyor. Seviniyor kendisi görmüş gibimutlu oluyor.
Ne faydaki mutluluğu çok sürmüyor.
Penceresinin önünde yatan hasta vefat ediyor.
Hemşireler geliyor, alıp götürüyorlar. Bizim felçli hasta başhemşireye rica ediyor.
-Mümkünse benim karyolamı o pencerenin yanına çeksinler. Ben de zavallı arkadaşım gibi çayır çimeni, oynaşan çocukları seyredip eğleneyim!..
Olur diyen hemşireler yatağını pencerenin önüne çekiyorlar.
Felçli hasta, ümitle sevgi ile karyolanın kenarına tutunarak pencereden dışarı bakıyor.
Bakıyor ki ne çayır ne çimen var, ne de oynayan çocuklar, kuzular! Yandaki kapkara duvara bakıyor pencere. O zaman
-Vaaaahh diyor, demek ki o beni azıcık mutlu etmek için anlatmış olmayan çimenleri, kuzuları, çocukları!
Siz de bir engelinin gönlünü alırsanız Tanrı size de mutluluk verir.

Unutmayalım