Bir Sitem
Bir dost telefon açtı: “Hep dünden geçmişten söz ediyorsun. bugünlere de gelsene… Bak neler, neler oluyor?..”
Ben de “Cancağızımdedim, siyasetten, servetten, olan bitenden, bilgili bilgisiz, yetkili yetkisiz herkes konuşuyor, yazıp duruyor zaten..”
AklımaNeyzen Tevfik geldi. Hani Neyzen’e sormuşlar:
-Üstad, sen hepbaşın havada yürüyorsun, neden insanların yüzüne bırakmıyorsun?..
Neyzen cevap vermiş:
-“Yüzüne bakılacak insan mı kaldı ki?..” Bir menfaat için bin türlü yalan dolan, bir mevki ve makam için çok şeyini veren insanları gördükçe, okudukça Neyzen’i hatırlıyoruz.Kalan iyilerin sayesinde kötülere katlanıyoruz!
Ben çoğunluğun bilmediği güzel şeyleri, 60-70 yıl önceki olayları, insanların birbirine karşı olandavranışlarını, insanlığı özlüyorum. Onları, ogünleri anlatmak istiyorum.
Ramazan’a “On iki ayın bir sultanı” derlerdi eskiler.
Çünkü din ve dünya kurallarına göre en iyi işler bu ayda yapılırdı:
Oruç tutulur, fitre ve zekatlar verilir, fakirlerin ihtiyacı karşılanır, çocuklar sevindirilir, dargınlar barıştırılırdı. Açlar doyurulur, büyükler, hastalar ziyaret edilir, yardıma muhtaç kuruluşlara insanlık eli uzatılırdı.
Özetle, insanın insanı sevdiği, kolladığı bu aydatanrının da kullarını bağışladığına inanılırdı. O nedenle de ramazana (şükran ayı) bağışlama ayı denilirdi.
Ramazan daha gelmeden artan telaş ve iyi duygularla neler yapılırdı. O günlerde? Sıra geldi onlara..