Anadolu insanı suları ve toprakları için eylemde

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Anadolu insanı, “Sularımızı, ormanlarımız, dağlarımızı vermeyeceğiz” diye HES’lere direnirken, bir yandan da bazı garip uygulamalara maruz kalıyor.

Örneğin,  Erzurum- Tortum'a bağlı Bağbaşı beldesinde yaşayan dört nineye, HES eylemine katıldıkları için birbirleriyle konuşmama cezası verilmiş.

Hatta ninelerden biri, kendisi gibi HES yasaklısı olan torunu ile de konuşamıyormuş.

Güler misiniz, ağlar mısınız?              

Enerji açığı bahanesiyle, Anadolu’nun toprakları üzerine 3 bine yakın hidroelektrik santrali kurdurarak Anadolu’nun sularının holdinglerin kasasına para olarak akmasını sağlamayı hedefleyen AKP iktidarı, bu toprakları yaşanmaz hale getirecek.

İşte bu yüzden, hepimiz HES’lere karşı mücadeleye destek vermek ve katılmak zorundayız.

                                                                                    ****

Malum medya sizleri olan bitenden yeterince haberdar etmiyor ama, Anadolu’nun dört bir yanında HES’lere karşı çok ciddi bir mücadele veriliyor.

Mesela Elazığ’da Paş suyuna kurulmak istenen baraja karşı köylüler direniyor.

Direniş çadırının etrafında geceleri taciz atışı yapılmasına ve yangın çıkarılmasına rağmen, sularını vermemeye kararlılar.

Limak Holding'e ait Pembelik, Paş suyu üzerinde kurulacak dördüncü baraj. Ancak köylüler bu barajın yapımına karşı. Bu nedenle Paş suyundaki şantiyenin karşı kıyısına 8 Eylül'den itibaren bir direniş çadırı kurdular, 24 saat nöbet tutuyorlar.

                                                                                           ***

Geçtiğimiz günlerde, Erzurum Tortum'da köylüler HES yapılması için başlatılan çalışmaları engellemek isteyince, bir özel güvenlik görevlisi, iki köylü ve bir polis yaralandı.

Tortum İlçesi'ne bağlı Bağbaşı Beldesi'nde bin 500 civarında köylü, hidroelektrik santrali yapımına karşı eylem başlatıp, "Canımızı alırsınız, suyumuzu asla", "Bu yolda öleceğiz ama suyumuzu vermeyeceğiz" sloganları atarak iş makinelerinin köye girmesini engelledi. Tortum'a bağlı Bağbaşı, Serdarlı ve Pahlivanlı beldeleri ile Dikmen, Uzunkavak köylerinden geçen Ödük Çayı üzerine üç ayrı HES kurulması planlanıyor.

                                                                                           ****

İş makinelerinin önüne oturan 60 yaşındaki Ali Tutkun'a polisin müdahale etmesi üzerine köylüler tepki gösterdi. Bunun üzerine çevik kuvvet ekibi eylemcilere gaz bombası ile müdahale etti.

Köylülerden 30 yaşındaki Gülay Yıldız, "Bağbaşı'nı Somali'ye çevirmelerine izin vermeyeceğiz" derken, çocuklarını meyve bahçesinde yetiştirdiği ürünle satarak okuttuğunu belirten Şükriye Salma da HES'in yapımına izin vermeyeceklerini haykırıyor.

Firma ise eylem yaparak işi geciktiren 10 köylüden, sularını ellerinden alması yetmezmiş gibi bir de tazminat talebinde bulunuyor.

                                                                                        ***

Rize’nin Çayeli İlçesi Senoz Vadisi'nde hidroelektrik santralleri kapsamında enerji iletimi için yüksek gerilim hatlarının çekilmeye başlaması köylüler tarafından protesto ediliyor

Köylüler, önceki gün, yüksek gerilim hattı direğini halatla çekerek yıkmaya çalıştı, enerji iletim hattı altında kalan arazileri için ücret ödeneceği gerekçesiyle gönderilen "Pazarlığa çağrı" mektuplarını yaktı.

Santral binasına yürümek isteyen köylülerle yolu kesen jandarma ekipleri arasında tartışmalar yaşandı.

Karadeniz İsyandadır Platformu, Karadeniz'e yapılan hidroelektrik santrallerinin "görünmeyen yüzü" yüksek gerilim hatlarının insan sağlığına olan zararlarına dikkat çekti:

"Rant uğruna, yaşama can veren suların borulara aktarılarak vadilerin ölüme terk edilemesi yetmiyormuş gibi bu defa  yüksek gerilim hatları yaşam alanlarına konuşlandırılarak halkın kan kanseri, lenf kanseri ve beyin tümörü gibi hastalıklara  yakalanmasında bir sakınca görülmemektedir."

                                                                                             ***

Rize Belediyesi, Rize kent merkezi ile dokuz ilçe ve belde ile 26 köyün ve yaklaşık 250 bin kişilik bir nüfusun içme suyunun sağlandığı Andon İçme Suyu Tesisleri'ne hidroelektrik santrali yapmak istiyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Beyza Üstün, bu tesisin, HES'lerin çevresel etkilerinin yanı sıra bölge halkına ekonomik ve sağlık bakımından zararlı olacağını söylüyor.

Derelerin Kardeşliği Platformu Dönem Sözcüsü Ömer Şan da ihale çalışmaları başladığında, tesisin yapılmaması için yasal yollara başvuracaklarını belirtiyor.

                                                                                              ***

Bu kararlı mücadeleye Türkiye’nin neresinde olursak olalım destek verelim ki, sularımız holdinglerin esiri olmasın!

 

 

 

 

 

 

 

 

Anadolu insanı suları ve toprakları için eylemde