Hüzünlü sonbahar
Bu sonbahar hüzün ile başladı, acı ile sürüyor ve korkarım büyük felaket ile de sonuçlanacak!
Günlük şehit sayıları artık çifte rakamlı olmaya başladı. O gencecik insanların annelerini, babalarını, kardeşlerini, eşlerini ve çocuklarını kırmızı tabutların başında düşününce olup bitenin ne kadar büyük ve dayanılmaz bir acı olduğunu yüreğimde hissediyorum. Telafisi olmayan, ömür boyu sürecek, sevenlerini kahredecek, hiç dinmeyecek büyük acı.
Galiba daha da kötü günlere gebeyiz.
Güneydoğu’da resmen bir savaş sürüyor. Doğru ve sağlıklı haber alınamıyor.
Bu durumda seçimler nasıl yapılacak?
Seçim çalışmaları, bu acılı ortamda nasıl sürdürülecek?
İnsanlar miting alanlarına korkusuzca gelebilecek mi?
Daha doğrusu seçimler gerçekten yapılacak mı? Yapılırsa seçim güvenliği sağlanabilecek mi?
Eylül’ün sonunda okullar açılıyor. Ebeveynler çocuklarını okula gönderirken tedirgin olacaklar mı?
Bu korku, bu acı daha ne kadar sürecek?
Bu şartlar altında yazı yazmak o kadar zor ki!..
Ekonomiyi mi, partileri mi, sorunları mı, yaşamı mı?..
Her gün insanların öldüğü bir ülkede bunların ne önemi var ki?
Gerçi hayat devam ediyor! Ama acı ve ıstırap çekenleri düşündükçe, insanı kahrediyor…