Değişmek mi, değiştirmek mi?
Kim değiştirmek ister?
Aslında herkes değiştirmek ister. Arabayı değiştirmek, evi değiştirmek, eşi değiştirmek, işi değiştirmek, ülkeyi değiştirmek hep istediğimiz şeylerdir. Adamın eline piyangodan para geçiyor ertesi gün hanımını boşuyor.
Hanımın eline maddi imkan geçince o da hemen adamı boşuyor. Değiştirmek imkan varsa kolaydır. Bir zahmeti yoktur. Bas parayı, imkanı, istediğin şeyi değiştir. Ama zor olan şey değişmektir.
Dünyadaki en zor şeylerden birisi insanın kendisini değiştirmesidir. Çünkü değişmek zor ve zahmetlidir. Önce bilinçaltı değişime direnç gösterir. Yıllardan beri yaptığımız şeyler artık bizde alışkanlık haline geldiği için bilinçaltı “Ne değişmesi… Bu şekilde yaşa git. Eskiler senin neyine yetmiyor? Bu şekilde güvendesin. Değişim her zaman tehlikelidir. Dışarıda tehlikeler seni bekliyor. Senin işin mevcudu muhafaza etmektir. Otur oturduğun yerde” der.
Aslında en büyük devrim insanın kendini değiştirmesidir, değişmesidir. Aslında “muhafazakar” demek değişime direnç gösteren demektir. Adam fareye tapınıyor. Ama profesör olmuş. Üniversitede öğretim görevlisi… Değişebileceğini düşünmeyin. Din, inançlar, gelenekler, örfler, alışkanlıklar, kurallar hep değişime karşıdır.
Evli çiftler geçinemiyorlar. Her eş diğerini değiştirmeye çalışıyor. Halbuki azıcık kendi değişse hayat çok güzel olacak. “Hocam, bu kadın ne inatçıdır. Ne şeytandır, ne lanet birisidir” diye yakınıp duruyor. Bütün amacı kadını değiştirmek.
Bir başkası oğlunu ya da kızını değiştirmeye çalışıyor. Eşyalarınızı değiştirmeniz kolaydır. Ama karşınızdaki insanı değiştirmeniz zordur. Kendinizi değiştirmeniz ise daha da zordur.
Siz iyiye, güzele, hakka, hakikate doğru değişin, inanın herkes değişir. Siz ayna olun. Herkes size gülümser. Her şey size bağlı. Kendini değiştir, dünya değişsin. Sen kendinden sorumlusun. Başkasını değiştirmek senin işin değil.
Ailedeki en büyük çatışma sebebi birilerinin diğerlerini değiştirmeye çalışmasıdır. Değişmeye çalışırsan sonunda huzuru, mutluluğu bulursun. Değiştirmeye çalışırsan da öfkeyi, nefreti, kavgayı bulursun.
Hayat değişiyor. 100 sene önce atla, eşekle yolculuk yapıyordun. Bugün arabayla, uçakla yapıyorsun. Zaman değişti. Her şey değişiyor. Değişime direnç gösterenler sürünmeye, ezilmeye, yok olmaya mahkumdur.
Kendini iyiye, güzele, faydalıya doğru değiştir.
Bizim Gaziantepliler’in bir sözü vardır bu konuda. “Gördüğüm Antep, yediğim pekmez” derler, bu şekilde kendini değiştirmeyen kişiler için.
Antep’ten başka şehirleri de görün.
Pekmezden başka gıdaları da tüketin.
Her tat, her lezzet sizde güzel hatıralar bırakacaktır.