Güzel halam melek oldu...
Halamın kızı Bedia Ünler Erbaş hakkın rahmetine kavuştu. Çok iyi ve güzel bir insandı. Mekanı cennet olsun, nurlar içinde yatsın. Bedia ablam (Ben ona hep, Fatma halam erken vefat ettiği için halacım derdim) dindar bir kadındı.
Onunla ilgili anılarımı yazmazdan evvel, onu tanıtmalıyım.
Antep Harbi kahramanlarından, İstiklal madalyası sahibi, yedek subay Ali Nadi Ünler, sevgili Fatma halamın eşi, sevgili Bedia ablamın da “Bey babası” idi.
Bedia ablam ve Ali Nadi amcanın diğer çocukları babalarına hep “Bey baba” diye hitap ederlerdi. O zamanın saygısı böyleydi.
Fatma halam zarif, nazik, olağanüstü güzel bir kadındı. Gözleri, Elizabeth Taylor gibi menekşe rengindeydi. Çok sevilen bir insandı.
Ali Nadi Ünler, merhum Cemil Alevli’ninVeliç İplik Fabrikası’nın müdürüydü. Oradan emekli oldu.
Emekliliğinin tadını almak, dostları ile buluşmak için bir kitapçı dükkanı açmıştı.
Bedia abla kitap okuyan, dünyayı izleyen, medeni bir kadındı.
Küçükken annemin hastalığı sırasında bana Bedia halam bakmış. Uzun yıllar sonra bana o günleri anlatırken bir de hatırasını paylaşmıştı.
Merhum Cemil Alevli’nin iplik fabrikası kurulurken montaja genç Alman montörler gelmiş.
O zaman şehirde henüz elektrik yok. Almanya’dan getirilen jeneratör grupları elektrik üretiyor, fabrika öyle çalışıyordu.
“Senin okulunun bahçesinde kocaman bir yüzme havuzu vardı. (Ben Dayı Ahmet Ağa İlkokulunda okudum. Ancak benim zamanımda havuz boştu. Hiç dolu olduğunu da görmedim.) Her Cumartesi günü öğleden sonra orada caz partisi verilirdi. Bir orkestra gelir, çok güzel müzik yaparlardı. Havuzun suyu, Antep’in kuru sıcağında adeta gönlümüze ferahlık verirdi. Kızlar japone kollu kabarık etekli elbiseler giyer, başımıza kocaman şapkalar takardık. Bir defasında bir Alman genç montör beni dansa kaldırmıştı. Ne güzel günlerdi...”
Bedia halamın anlattıkları beni hep erken 20’inci yüzyılın Paris caddelerine sürüklerdi. Aynı elbiseleri giymiş, şık şemsiyeli kadınların benzerinin Antep’te olması hep şaşkınlık ve hayranlık duygularımı birbirine karıştırırdı.
Onunla hemen her konuda sohbet edilebilirdi. Hafızası da iyi olduğu için bana hep eskileri anlatırdı. Keyifle dinlerdim. Belki bir gün bazılarını köşemde anlatırım.
Güzel şeylerin mutlaka hep sonu vardır.
Emri hak vaki oldu, benim güzel halam cennete gitti.
Bütün sevenlerine başsağlığı diliyorum.