Başına gelen her şeye müteşekkir ol
En büyük öğretmen, en etkili öğretmen, en sevecen ya da en korkunç öğretmen hayattır. Hayat insana her şeyi öğretir. Ana kucağından kalkıp hayatın kucağına oturduğunuzda çok şeyler öğrenirsiniz. Düşmanların, arkadaşların, dostların, eşin, çocuğun, iyi insanlar, kötü insanlar, iyi ya da kötü olaylar, iyi ya da kötü durumlar senin kendini tanımana, yeni yönler bulmana vesile oluyorlar. Hayatta yaşadığın her şey iyi ya da kötü bir deneyimdir. Bu tür deneyimler seni dönüştürür, seni değiştirir, gerçeğe ulaştırır.
Bir keresinde Buda müritleri ile oturuyormuş. Karşıdan bir delikanlı gelmiş ve hiçbir şey söylemeden Buda’nın yüzüne tükürmüş. Bu durum karşısında Buda’nın müritleri çok sinirlenmişler.
Baş mürit Ananda hemen ayağa kalkmış. Öfkeden kıpkırmızı olmuş bir halde Buda’ya dönerek “Ama bu çok fazla. İzin ver şu adama gününü göstereyim” demiş.
Buda hiç öfkelenmeden yüzünü silmiş. Delikanlıya dönerek “Teşekkür ederim” demiş. “Hala sinirlenip sinirlenmeyeceğimi görmem için bir ortam oluşturdunuz. Sinirli değilim. Hatta çok mutluyum. Aynı zamanda Ananda için de bir ortam oluşturdunuz. O da hala sinirlendiğini görebilir. Kendi durumumuzu bize gösterdiğin için çok teşekkürler. Arada sırada buraya gelirseniz memnun oluruz”.
Bu sözleri duyan delikanlı şok olmuş. Gözlerini ovuşturmuş, duyduklarına inanamamış. Neler olduğunu anlayamamış. Çünkü çok farklı bir tepkiyle karşılaşmış. Delikanlı oraya Buda’ya hakaret etmek, onu sinirlendirmek için gelmiş, ama gördükleri karşısında tamamen şok olmuş. Hiçbir şey demeden evine gitmiş. İçini bir pişmanlık kaplamış. Gece sabaha kadar uyuyamamış. Yatakta kıvranmış durmuş. Olanlara bir türlü akıl, sır erdiremiyormuş. Buda’ya yaptığı şeyler ve Buda’nın ona karşı davranışı aklına geliyormuş. Buda’nın sakinliği, teşekkür ederkenki samimiyeti hep gözünün önüne geliyormuş. Delikanlı büyük bir pişmanlık yaşıyormuş. Kendi kendine sürekli “Ben ne yaptım? Ben neden böyle bir insana tükürdüm? Ben çok büyük bir hata yaptım” diyormuş. Sabahı zor etmiş. Sabah erkenden Buda’nın yanına varmış. Daha Buda’nın yanına gelir gelmez hemen onun ayaklarına kapanmış. “Efendim, lütfen beni affedin” demiş. “Sabaha kadar uyuyamadım. Size yaptıklarımdan dolayı çok pişmanım. Lütfen beni affedin”.
Buda “Bütün bunları unut” demiş. “Geçmiş bir olay için af dilemeye gerek yok. Bu olay olduğundan beri Ganj nehrinden çok sular aktı. Sen neden hala o olayı içinde taşıyorsun? Artık o olayı unut. Seni affedemem, çünkü o zaman sana öfkelenmemiştim. Affetmem için öfkelenmem gerekirdi. Eğer gerçekten affedilmeye ihtiyacın varsa Ananda’ya git. Ondan af dile. Çünkü o sana çok öfkelenmişti”.
Yaşadığımız her olumsuz olaya müteşekkiriz. Birisi sizi aldattı mı ona müteşekkirsiniz çünkü bilmediğiniz bir şeyi öğrendiniz. Birisine borç verdiniz ama bir daha dönüp yüzünüze bakmadı. Ona da müteşekkirsiniz. Çünkü size her insana borç verilmeyeceğini öğretti. Birisi sizi kızdırdı demek içinizde kızgınlık ve öfke duygusu var. Siz onları içinize atıp bastırdınız. Bakın ortaya çıkmasına vesile oldu. Ona da müteşekkirsiniz. Elinize diken battı, canınız acıdı. Bir şey öğrendiniz. Diken batınca acırmış. Diken size öğretmenlik yaptı. Ona da müteşekkir ol.
Elinizi ateşe soktunuz yandı. Ateşe müteşekkir olun, çünkü yakıcı olduğunu anladınız.
Yaşadığınız her deneyim, her tecrübe sizi daha mutlu, daha huzurlu, daha dirençli yapabilir. Yeter ki kendinizi öğrenmeye açın.