Senin zihin çerçeven nedir?
Ünlü ruhçu, öğretmen, eğitmen, mistik George Gurdjieff’in güzel bir hikayesi var.
Dağların derinliklerinde yaşayan bir büyücünün yüzlerce koyunu varmış. Hırsızlardan uzak durmaktan, koyunlara göz kulak olmaktan, her gün ormanda kaybolduklarında onları aramaktan kurtulmak için tüm koyunları hipnoz etmiş.
Her koyuna ayrı zihinler vermiş. Koyunun birisine “Sen bir koyun değilsin. Sen bir insansın. Bu yüzden diğer koyunlar gibi bir gün kesileceğinden, kurban edileceğinden korkmana gerek yok. Diğerleri sadece koyun. Sen ise insansın. Bu yüzden artık evine rahatlıkla dönebilirsin” demiş.
Bazı koyunlara, “Sen bir aslansın” demiş. Bazılarına ise “Sen bir kaplansın” demiş. O günden sonra büyücü çok rahatlamış. Çünkü her koyun kendisine telkin edilen zihinle yaşıyormuş.
İnsan koyun insan gibi davranırken, aslan koyun da aslan gibi davranıyormuş. Büyücünün işi çok kolaylaşmış. Daha önceden büyücü ailesini geçindirmek için koyun kesermiş.
Ama bu esnada sürüdeki tüm koyunlar korkarmış, titrermiş. “Yarın sıra bana gelecek, artık yaşayamayacağım” diye düşünen koyunlar ormana kaçarmış. Büyücüden uzak durmak için koyunlar her yolu deniyormuş. Ama artık o sorun ortadan kalkmış. Çünkü büyücü gene koyunları kesiyormuş. Ama şimdi insan koyunlar, aslan koyunlar, kaplan koyunlar bunu gülerek izliyorlarmış. Kendilerini koyun hissetmedikleri için çok rahatlarmış. Aslanlar, kaplanlar, tilkiler kendilerine yerleştirilen zihin çerçevesine göre düşünüyorlardı.
Her toplumun zihin çerçevesi birbirinden farklıdır. Müslüman zihin çerçevesi ile Hristiyan zihin çerçevesi aynı değildir. Budist zihin çerçevesi ile Yahudi zihin çerçevesi aynı değildir.
Hatta Müslüman toplumda yetişmiş bir ateistin zihin çerçevesi ile Hristiyan bir toplumda yetişmiş ateistin zihin çerçevesi de aynı değildir.
Aslında doğduğumuzda bir zihin çerçevemiz yoktur. Bizim zihin çerçevemizi ailemiz ve içinde yaşadığımız toplum belirler.
Aziz Nesin ateist birisiydi. Bir röportajında okumuştum. “Ben ateistim. Domuz eti yemek istiyorum ama yiyemiyorum. Babam dini bütün bir müslümandı. Ben küçükken domuz eti ile ilgili sürekli ‘haram’ derdi. Ben şu anda inanmıyorum ama domuz etini de yiyemiyorum” demişti.
İki kardeş Birinci Dünya Savaşı sonucunda meydana gelen Ermeni Tehciri sırasında iki farklı aileye evlatlık verilmiş. Ailenin birisi Hristiyan, diğer aile Türk.
Hristiyan ailede yetişen Ermeni çocuk sosyal demokrat olurken, Türk ailede yetişen Ermeni çocuk koyu bir Türk milliyetçisi olmuştu. Bir araya geldiklerinde iki kardeş tartışıyorlar. Kardeş de olsanız farklı ortamlarda büyütüldüğünüzde zihin çerçeveniz farklı oluşuyor.
Zihin çerçeveni kendin çizmedin, belirlemedin. Eğer zihin çerçeven karamsarlık bulunan bir çevrede çizilmişse sende karamsar olursun. Dünyada bir tane zihin çerçevesi yok. Milyarlarca, trilyonlarca çerçeve var. Ben kendi zihin çerçevemde yaşıyorum, sen kendi zihin çerçevede yaşıyorsun. Bu çerçeveler aynı olmadıkları gibi örtüşmezler bile.