Nasıl bir anlayış bu?
BRUSSES - Herkes gibi ben de sanal ortamın iletişim olanaklarından yararlanmayı seviyorum. Çünkü, zararlı kullanımı bir yana; yararının yerine ve zamanına göre daha çok olduğuna inanıyorum. Bayram nedeniyle de binlerce sevenime/sevenlerime bu yoldan yararlanıp iyi dileklerimi ulaştırdım/ilettim.
Bu bayramdaki Facebook mesajım şöyleydi:
"Yurttaşlarımın kutsal bayramlarını kutluyorum. Daha-daha nicelerini barış, sağlık ve mutluluklarla yaşamalarını diliyorum."
Bu mesajıma pek çok arkadaşım yanında, nicedir tanıdığım, aydın bildiğim birinden şöyle bir mesaj aldım. Ne bir iyi dilek ya da bayram kutlaması var. Sadece sınava çeken bir duruşla soruları içeren bir mesaj:
İşte o mesaj:
"Abi; Kutsal bayram mı dedin, o nereden çıktı, ne zamandan beri var? Dünyanın hangi kıtalarında kutlanıyor? Hangi milletler veya ırklar kutluyor?
Aydınlanmayı bekliyorum. Selamlar."
Aydın geçinen bir insanın sorularına bakar mısınız?
Nezaket nerede?
El cevap, işte yanıtım:
"Sevgili ....... kardeşim, ben her bayramı, ama dini, ama ulusal bayram olsun, "kutsal" gören/anlayan bir kişiyim. Milletlerin de ırkların da kutsal bayram günleri vardır. Bunu sormanıza anlam veremedim."
Yanıtım yetersiz olacak ki; yazılışını aynen aldığım aşağıdaki soru geldi hemen:
"Abi; Dinimiz İslamın iki bayramı var, malumunuz olmalı "Ramazan ve Kurban" bayramları" bu iki bayramımızın da adları belli!. Sizin kutsal dediğiniz ancak bizim bilmediğimiz bayramların isimlerini lütfederseniz sadece biz değil, kamuyu da öğrenmiş olur. Cahilliğimi bağışla!. Selamlarımla..."
Haydaaa!.. Cahilliğe bak. İş başa düştü.
Bu kez daha kapsamlı bir yanıt yazdım:
"O kadar benim de bilgim var. Farkımız; ben dini bayramları da, ulusal (Cumhuriyet, 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos) bayramlarını da "kutsal" bilen bir milli/ulusal heyecanın kuşağıyım. Bu bayramların tümü millet olma şuurunun ana unsurudur. Dini bayram, ulusal bayram kavramlarını farklı görenler olabilir. Benim anlayışım/inancım; "bayram" sözcüğünü "üvey" ve "öz" ayırımı yapmaz. Hatta, ulusal bayramlar olmadan "dini" bayram günleri yaşanamaz kardeşim. Selamlarla..."
Güya arkadaşız. Aklınca bir hatamı bulmuş gibi, aşağılayıcı, küçük gören bir ifade ve sınava tabi tutan bir tavırla karşı-karşıya kaldığımı gördünüz.
Bayram konusunda yaşanan yanlış bir anlayış var, ne yazık ki...
Dini ve ulusal bayramlar; milletlerin birlik kaynağını/kuvvetini oluşturan kavramlar olduğunu inkar eden ve bu olguya sadece "dini" açıdan bakanlar var maalesef.
Bu yanlışa evet mi diyeceğiz şimdi?
Millet/ulus olmanın ön koşulu bağımsızlık olduğuna; ve bunun da zaferlerle kazanıldığına göre "ulusal/milli bayramlar" olmadan ulus/millet olmanın, bağımsız olup dini bayramların kutlanmadığını bilmeyen mi var hala?
Bu konudaki yanıtı benim yerime sevgili arkadaşım Süleyman Loğoğlu verdi. İşte o yanıt:
" Anılan milli günler bizi bağımsızlığa taşıyan çok özel günlerdir.Her türlü dini şartların yerine gelmesinde ise "bağımsızlık" ozel bir yere sahiptir. Hatta cuma namazının başlıca şartıdır. Dolayısıyla, her ikisine kutsal bakabilmek mümkün. Acizane katkı affola. Selam ve saygılarla iyi bayramlar."
Dinimiz bile ibadeti, başka bir ifade ile dini yaşam için "bağımsızlığı" ön koşul koyarken, kimilerin hala dini-ulusal bayram ayırımı yapması cehalet mi?
Hayır... Hayır... Ulusal bağımsızlığımız için büyük tehlike..