Centilmen Başkan

YAYINLAMA: 12 Eylül 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 12 Eylül 2017 / 20.00

Dün Şahinbey Kültür Merkezi’nde 155 okul birincisine dizüstü bilgisayar hediye dağıtım töreni vardı.
Törene eski Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler, Vali Ali Yerlikaya, Gaziantep Milletvekilleri Nejat Koçer ve Ahmet Uzer katıldılar. Hepsi de mikrofona davet edildiler, konuştular.

Ortak konuları, Suriyelilerle nüfusu bir milyonu aşan, Türkiye’deki 30 Büyükşehir Belediyesi’nden bazılarından daha büyük olan Şahinbey’in çalışkan belediye başkanı Tahmazoğlu idi.

Tahmazoğlu’nun kültüre verdiği önemi anlattılar. Benim çok bildiklerim vardı. Ama bilmediklerimi duyunca doğrusu şaşırdım. Kültüre hizmeti bu kadar ön planda tutan ve çok yoğun çalışmalar yapan bir belediye başkanına bizzat Gaziantep Valisi Yerlikaya’nın kullandığı övücü ve takdir edici sözler her faniye nasip olmaz diye düşündüm.
Diğer konuşmacılar da Tahmazoğlu’nun başarılı çalışmalarının hakkını veren özlü konuşmalar yaptılar.

Vali Yerlikaya, Tahmazoğlu’ndan güzel sözlerle paketlediği bir istekte bulundu. Gelecek seneden itibaren dizüstü bilgisayarları yalnız birincilere değil. İkinci ve üçüncülere de verilmesini istedi.
İşte tam bu sırada Tahmazoğlu, Vali Yerlikaya’ya, neden gelecek sene olsun, hemen başlayalım, tespit edip verelim, diyerek ancak centilmenlerin yapabileceği bir jest yaptı.

Bütün bunlar olurken beni düşündüren, meraklandıran bir konu var.
Neden Şahinbey’in bütçesi, Şehitkamil’in neredeyse 3 misli!
Bu soruma beni tatmin edici cevabı verene dizüstü bilgisayar hediye edeceğim.

Kutu fotoğraf makinesi

Eski Milli Eğitim Bakanı Vehbi Dinçerler konuşmasında bir anekdota yer verdi. Çok hoşuma gitti.
1950’li seneler.
Kamil Ocak stadında büyük ödül töreni var.
Okul birincisi ödüllendirilecek. Şimdiki gibi çok sayıda salon ve kültür merkezi olmadığı için tören statta yapılıyor.
Vehbi Ağabey anlatıyor:
O zaman tabii bilgisayar falan yok. Belki de, o zaman için en değerli şey fotoğraf makinesiydi. Birinciye kutu diye tabir edilen bir fotoğraf makinesi hediye edildi.”

Kültür Sarayı’nı dolduran izleyicilerin çoğu sözün nereye varacağını eminim tahmin edemediler. Ama ben biliyordum. Vehbi Ağabey çok çalışkan bir öğrenciydi. Eğitim hayatı boyunca hiç ikinci olmadı. Devletin hep üst düzey görevlerinde bulundu.
1970’li yıllarda arkadaşım Ahmet Danış ileVehbi Ağabey’i Ankara’da ziyarete gitmiştik. Teşvik Uygulama Genel Müdürü idi.
Bizi o kadar güzel karşıladı ve yapacağımız yatırım için çok yardımcı ve yol gösterici oldu.

Sonunda da Özal’ın Bakan’ı oldu.
Özal, Vehbi Ağabey’e çok değer verir, yanından ayırmaz, sürekli danışırdı.

Bilmeyenler için işte örnek bir kutu fotoğraf makinesi. İçine rulo film konur, resim filmin üzerine çekilirdi. Film daha sonra kimyasal ilaçla develope edilip negatif elde edilir, negatiften de fotoğraf kağıdına baskı yapılırdı.
Vehbi Ağabey’in kutu fotoğraf makinesi o zaman bugünkü dizüstünden daha pahalı bir ödüldü.
Vehbi Ağabey’e not: Eğer o kutu fotoğraf makinesi duruyorsa, ben size bir dizüstü bilgisayar alayım, siz de o makineyi bana verin.




Centilmen Başkan