Erken doğum, erken seçim...
Meslek yaşamımda ne siyasal manevralar gördüm, neler neler... 14 Mayıs 1950'de iktidara gelen DP, büyük bir siyasal zafer kazanmanın sarhoşluğunu 1954'te de yineledi.
Cicim ayları gibi...
"Har vurup harman savunma" anlayışı!..
Ama ekonomi biliminin böyle bir anlayışı hiç af eden yanı ve yönü yok.
1957 yılına gelindiğinde ekonomi alarm sirenleri çalmaya; SOS vermeye başladı.
Kimi siyasetçiler, geçmişe yönelik kötü örnek verirken -sanki başka parti varmış gibi- "tek parti" diye adlandırdıkları dönemin yokluklarını sayıp dökerken 1957 ve 1958'de yaşanan yoklukları kimse ağzına almaz nedense.
Çünkü bu dönem sağ bir parti olan DP iktidardadır da ondan...
Neyse... Yıl 1957... Siyasal ortamda seçime bir yıl vardır, ama bugünkü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi seçimi ağzına alıp "-Erken seçim de, erken seçim..." diye tutturan ne İsmet Paşa, ne Kasım Gülek, ne CKMP lideri Osman Bölükbaşı, ne de Hürriyet Partisi'nden F. Lütfü Karaosmanoğlu'nun böyle bir söylemi var ortada...
Ekonomi daralmış... Öyle zora düşmüş ki...
Muhalefet, yaşanan ekonomik buhranın/kriz nedeniyle yurttaşın DP'den soğuyup kopmasını bekliyor.
Ekonomini kötüye gittiğini bilen DP, bunun devam etmesi halinde oy kaybedeceğini bildiğinden 1957 Eylül ayında "erken seçim" kararını aniden ilan ediyor.
Bir yerde bu ani karar muhalefetin kulağına soğuk su kaçırdı mı sanıyorsunuz?
Değil... Çünkü, muhalefet zaten ekonomik sıkıntıları yaşayan insanların dertlerini her gün dillendiriyordu.
Yani seçime hazırdı...
27 Ekim 1957 tarihinde seçim yapıldı. DP itibar kaybederken; muhalefet güç kazandı. İktidar artık eskisi kadar rahat değildi.
***
Bugün CHP Genel Başkanı erken seçim için çağrı yapıyor. Şu aşamada iktidar partisi AKP'nin erken seçim kararı vereceğini düşünmek ne derece doğru olur acaba?
FETÖ temizliğinin henüz başında iken... Hele de FETÖ'nün kılcal damarlar olan belediyelere değin bulaşmış ve bu temizlik yapılmamışken erken seçim düşünmek siyasal harakiri olmaz mı?
Buna karşın yine de iktidar; "erken seçim" kararı veremez mi? Niçin vermesin ki...
Ekonomiyi elinde tutup yönlendirdiğine göre; "erken seçim ekonomisi" uygulayıp yurttaşın yüzünde geçici bir gülümseme yaratacak önlemlerle sandığa gitmek de var.
İşte bu ülke ekonomisini krize götüren bir durum yaratır ki; ülkeyi ve insanını seven hiç bir iktidar böyle bir yanlış yola sapmaz, sapamaz, sapmamalı...
Böylesi durumları geçmişte yaşadık ve yarattığı üzücü/sıkıntılı sonuçları da gördük.
Erken doğum nasıl riskli ise; bir erken seçim de ülke ekonomisi için aynı tehlikeyi taşıyor bugün...
Ekonomi istikrar ister. Siyasette istikrarsızlık ise ekonomiyi en çok etkileyen ortamdır