‘Nezaket hiçten gelir fakat her şeyi satın alır’*

YAYINLAMA: 13 Kasım 2017 / 20.00 | GÜNCELLEME: 13 Kasım 2017 / 20.00

Gila Benmayor, 10 Kasım tarihli Hürriyet gazetesindeki yazısında Gaziantep’in hakkını teslim ettiği için teşekkür ederim.
Hatırlanacağı üzere, UNESCO, geçen yıl Gaziantep’i “Yaratıcı Şahirler Ağı” kapsamında “Gastronomi Şehri” ilan edince biz dünyayı ayağa kaldırmıştık!
Benmayor, şöyle yazıyor:
Gaziantep adına ne kadar gururlanmıştık. Belediye Başkanı Fatma Şahin de bugüne kadar, her fırsatta bunu övünçle dile getirir, şehrin tanıtımı için ne kadar önemli olduğunu vurgulardı…”

Benmayor, sözü İstanbul’a getirerek, okuyunca şaşırdığım bir konuya değiniyor.
Meğerse, UNESCO’nun “Yaratıcı Şehirler Ağı” kapsamında İstanbul “Tasarım Şehri”ünvanına layık görülmüş.
Çok önemli ve gurur verici bu ödülden ancak haberimiz oldu.

Benmayor da, tam “Bakan Hanım bir zahmet İstanbul’a gelse de bu fırsat nasıl kullanılır öğretse…” demiyor da ama kesinlikle bu cümleyi hissettiriyor…

Bu arada UNESCO’nun bu yıl 44 ülkeden seçtiği 64 “Yaratıcı Şehir” arasında Kütahya (El sanatları ve Folklorik sanat) ile Hatay (Gastronomi) varmış.
Benmayor, “Bakalım bu şehirler Gaziantep kadar başarılı olabilecek mi” diye soruyor.

Buradan çıkarılacak çok esaslı ders var!
Ünvanı kazanmak zor! Ama daha zor olanı onu kullanabilmek.
Bizim bu işi mükemmel başardığımızı bütün otoriteler kabul ediyor.
Nitekim, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile TÜRSAB işbirliğinde yürütülen, “Şimdi Gaziantep’e Gitme Zamanı” sloganlı proje sayesinde şimdiden Gaziantep’e gelen ziyaretçi sayısı bir milyon sınırını aştı.

Dünya gazetesinden Güneş Doğdu Soylu, geçen sene 15 Kasım’da bakın ne yazmış:
Gaziantep her zaman güzelliklerle anılmayı hak eden özel bir kent. Hep olumlu şeyler yazıyorsunuz eleştirilerine inat “Şimdi Gaziantep’e gitme zamanı” diyeceğim.
Öncelikle Gaziantep’in Türkiye’nin hatta dünyanın herhangi bir kenti kadar güvenli ya da güvensiz olduğunu söylemek istiyorum. Bu nedenle Gaziantep’e gelme planlarınız varsa ertelemeyin. Halen yazdan kalma tatlı bir sıcaklık eşliğinde gününüzü dolu dolu geçirebileceğiniz birçok etkinlik planlayabilirsiniz. Gaziantep’e gelmek için çok sayıda nedeniniz var. Ancak en önemlisi sanırım Gaziantep’in yemekleri, tatlıları, kebapları. Öyle ki, Gaziantep dünyada “Gastronomi kenti” seçilen sekizinci kent. Bu ünvanın boşuna verilmediğini gelip bu lezzetleri yerinde tattığınızda karar verebilirsiniz.

Bir de önerim var.
Bize bu grur verici güzellikleri yaşatan, esnafımıza, kentimize para kazandıran, haftalarca ulusal ve uluslararası medyada Gaziantep’in olumlu tanıtımının yapılmasına en büyük katkıyı veren Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Şahin’e ömür boyu unutamayacağı, çocuklarına devredeceği bir ödül vermeliyiz. İşin doğrusu da bu ödülün Ankara veya İstanbul’da organize edilecek bir gecede verilmesidir.
Buna otelcilerimiz, esnafımız, baklavacılarımız, kebapçılarımız, lokantalarımız öncülük etmelidir.
Bakan Hanım bunu fazlası ile haketti. Ona teşekkür etmek nezaketin dışında borcumuzdur da…
Nezaket hiçten gelir fakat her şeyi satın alır.’ *

*Victor Pauchet




Nepotizm
Gazete haberi:

CHP Şehitkamil İlçe Başkanlığı’na seçilen Umut Yılmaz, hedefinin Şehitkamil Belediye Başkanlığı olduğunu açıkladı. Yılmaz, “O koltuk babamındı, kaybetti. Ben o koltuğu almaya geldim.”
Yeni seçim kazanan genç bir politikacının bu sempatik söylemi kulağa hoş gelebilir. Babasının başarısını kendisi de tekrarlamak istiyor.

Ancak, Yılmaz’ın tarzı bana ‘Nepotizm hipotezini’ hatırlattı. Biz bu kavrama pek aşina değiliz. Ama az da olsa Gaziantep’te net örnekleri var.
Bunu eleştirmek veya ayıplamak için yazmıyorum. ABD’de baba-oğul başkanlık yapmadı mı? Sonra, az kalsın karı-koca da başkanlık yapacaktı da son anda bir şeyler oldu, gerçekleşmedi!

Koskoca Amerika’da başkanlık yapmak için baba-oğul’dan ve karı-koca’dan başka politikacı bulunamazken, Gaziantep’te de aynı kısırlığın olması normaldir, diye düşünüyorum.

‘Nezaket hiçten gelir fakat her şeyi satın alır’*