Tevfik Kolaylı

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Bodrum Rüştiyesini kurmakla görevli Muallim Hasan Fehmi beyin 24 Mart 1879 tarihinde görev yaptığı Bodrum da bir oğlu dünyaya gelir. Eşi Emine hanımla kıvırcık saçlı bu güzel çocuğa Tevfik adını koyarlar. Hasan Fehmi bey aslen Samsun’un kazası Bafra’lıdır. Eşine saygılı, yetiştirdiği talebelerini çok seven bir insan olan Hasan Fehmi bey, Bodrum da bulunmaktan çok keyif alır.
Okul dışında boş zamanını Bodrum’un tepecik Kahvehanesinde halkla birlikte geçirir, onlarla sohbet eder. Tevfik okul çağına yakın tarihlerde babası ile gittiği bu kahvehanede bazı insanların ney çalmasını özenerek seyretmesine, babası Hasan bey olumsuz bakmasına aldırmayan Tevfik, kendisine çeşitli düdük yaparak arkadaşlarına dinletir. Daha çok denizin insanı dinlendiren sesini örnek alan Tevfik, İlk okula Bodrum’da başlamış, daha sonra babasının Urla’ya tayini ile 13 yaşında eğitimini Urladaki okulda devam etmiştir.
Urla’da tanıştığı Berber Kazım, Tevfik’in hayatının dönüm noktasıdır. Urla’da ilk sar’a nöbetini geçirir, anne ve babası onu Izmir’de doktora götürürler. Babasının israrı ile Tevfik, İzmir İdadi’sine yatılı kayıt olur. İzmir’de yakalanan eşkiyaların başlarının kesilmesi ve halka teşhir edilmesi olayından sonra sar’a nöbetleri sıklaşmasından dolayı okulu tamamiyle bırakan Tevfik, İzmir’de önemli kişilerle tanışır. Sürgün yeri olarak bilinen İzmir’de, Ruhi Baba ve Şair Eşref’i tanıma fırsatı bulur. Hiciv sanatını Şair Eşref’ten öğrenir.
İlk şiiri 19 yaşında iken MUKTEBES dergisinde yayınlanır. Ney ile daha fazla zaman geçiren Tevfik’in, Ney’in dinlendirici sesinden olsa gerek, hastalığında iyileşme gözlemleyen babası Hasan Fehmi, onu Istanbul’a Fethiye Medresesine kaydettirir. Tevfik burada diğer arkadaşlarının gittiği Galata ve Yenikapı mevlevihanelerine devam etmeye başlar. Burada Mehmet Akif Ersoy, Halit Ziya, Ahmet Rasim, Tamburi Cemil, Udi Nevres ve Tevfik Fikret gibi aydın insanlarla tanışır.
Bu arada Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri alır. Ney çalışı herkez tarafından takdir edilen Tevfik, bir çok yalı ve konaklara davet edilir ve ney çalması istenir. Zaman zaman gittiği Sirkeci Güneş kahvehanesinde genç arkadaşlarına Abdulhamit’in istibdat idaresi hakkında konuşma yapar. Hafiyelerin kol gezdiği Istanbul’da İdareye yakın biri olan Şakir bey tarafından şikayet edilince, tutuklanır ve 15 gün sorgulanır. Sütlüce Bektaşi Tekkesi baskısı ile sebest kalır. Bu hadiseden hemen sonra tıpkı Şekerci Ahmet Cemil gibi 13 Ocak 1902 senesinde Şair Eşref ile birlikte Istanbul’u terk ederek Mısır’a gider.
Mısır da neyzenler kahvehanesi işletir. Istanbul idaresi 27 Nisan 1909 da Abdulhamit’i tahttan indirip Meşrutiyet ilan edince, artık Ney ustası olarak anılan Neyzen Tevfik, İzmir’e döner. Daha sonra Istanbul’a geçen Neyzen Tevfik, Babası Hasan Fehmi beyin karşı çıkmasına rağmen, annesi Emine Hanım’ın israrı üzerine Cemile hanımla evlenir. Bu evlilikten Leman isimli bir kızları olur. İçkiye düşkünlüğü, zamanının büyük bir bölümünü çeşitli yerlerde geçirdiğinden ve düzensiz bir hayattan bıkan eşi Cemile hanım, kızını alarak baba evine geri döner. Tevfik’in evlilik hayatı bu olayla sona erer.
Aslında Neyzen Tevfik’in 1886 yılında Bodrum’da doğan Ahmet Şefik isimli bir kardeşi bulunmaktadır. Çok iyi tahsil gören Ahmet Şefik, 1907 yılında Mektebi Baytar’ı Aliyesi’ni bitirmiş, hem Veteriner, hemde bakterioloji tahsili yapmıştır. Bir ara Fransa da Pastör Enstitüsüne devam eder fakat harp çıkınca geri döner. Neyzen Tevfik, Cumhuriyet yıllarının başında Ankara’da bulunan kardeşinin yanına gider. Ahmet Şefik bey ağabeyini himaye eder. Bu arada ilk kitabını çıkaran Neyzen Tevfik kitaba ‘’ HİÇ’’ ismini koyar.
Aynı dönemlerde Mustafa Kemal ile tanışır. Sıkıntıya gelmiyen sar’a hastalık yapısı nedeniyle Tevfik, Mısır’a, Mehmet Akif ‘in yanına gider. Bir sene burada kalıp tekrar Genç Türkiye’ye geri döner ve Istanbul’da Vali Muhiddin Üstündağ’ın girişimleri ile Bakırköy Akıl hastanesinde 21 numaralı oda Neyzen Tevfik’e tahsis edilir. İstediği zaman gelir dinlenir, istediği zaman çıkar gider. Bu arada 1934 yılında çıkarılan soyadı kanunu ile baba ocağı olan Bafra kazası Kolaylı köyünün ismini, soyadı olarak alırlar.
Bir çok şiir yazan Neyzen Tevfik Kolaylı, arkasında kendisini çok seven dostlarını geride bırakarak 28 Ocak 1953 senesinde sessizce ebediyete intikal etmiştir. Bundan tam 59 sene evvel kaybettiğimiz Neyzen Tevfik’i kendi sesinden ve sazından birer eserle anmak istedim.

http://www.youtube.com/watch?v=bKXfLCzbptY&feature=related
http://www.youtube.com/watch?v=aSXxbaaTjYQ&feature=related

Tevfik Kolaylı