Önyargısız dinle

YAYINLAMA: 01 Ocak 1970 / 04.00 | GÜNCELLEME: 01 Ocak 1970 / 04.00

Dinlemek, etkili bir iletişimin en önemli unsurlarından biridir. Bir insanın gün içerisinde sarf etme ihtiyacı hissettiği belli sayıda kelime vardır.

Bu durum da, günlük hayat içerisinde biriyle iletişim kurma ihtiyacını doğuruyor ister istemez. Her gün ihtiyaç duyduğumuz iletişim unsurunun değerini, kuşkusuz dinleyici rolü üstlenen taraf belirliyor.

Geçen hafta katıldığım bir eğitim seminerinde, dikkatimi çeken birkaç olaydan ötürü bu hafta bu konu ile başlamak istedim özelikle yazıma. Seminerde bulunma amacı unutulmuş ve konunun tamamen dışına çıkılmış ve hemen arka sırada oturmuş iki yakın arkadaşın ilginç gelen, aralarında geçen konuşmalarına tanık oldum ister istemez.

Seminerde bahsedilen konunun tamamen dışına çıkmışlardı ve bu da yetmezmiş gibi eğitimciye biz bunları zaten biliyoruz ama kim uygulayacak diye aralarında gülüşüyorlardı.

Hiçbir zaman tam öğrenmez insan. Dinledikçe, okudukça aslında ne çok şey bilmediğini anlar daha çok. İnsan zihni, öyle bir işleve sahiptir ki daha çok daha çok bilgi ister.

Karşımızdaki insan ilgimiz dışında konuştuğunda sadece duyarız, dinlemeyiz. Ya da o an bize önemsiz gibi gelen bir durum, en ihtiyacımızın olduğu anda karşımıza çıkabilir. İşte tam bu noktada, bizim için önemli ya da önemsiz olsun, karşımızdakini dinlemeliyiz diye düşünüyorum. Neden mi?

Bir gün, iki yakın arkadaşın sohbeti sırasında, konuşan taraf söylemek istediklerini, o an benim de önemsiz diye nitelendirdiğim ama arada dikkatimi çeken bazı noktaların bulunduğu konuşmasını, karşısındakine öyle bir heves ile aktarmak istiyor ki, karşıdakinin ilgisi dışında bir konu olacak ki sadece duyuyordu.

Belki ikisi arasında sürekli yaşanan bir sorundur bilmem, ama çok değil kısa bir süre sonra, o an önemsiz gibi görünen o konuşma, dinleyici rolündeki o kişinin, tam da ihtiyaç duyduğu sırada çıkmış olmalı ki, dinlememiş, ilgi göstermemiş olduğu için pişmanlık kelimeleri dökülüyordu ağzından.

Şahit olduğum bu olaylardan sonra, her konuşmanın, her sarf edilen kelimenin bir değerinin olduğunu daha iyi anladım. Olması gereken de bu değil midir aslında? Konuşulan şey önemli ya da önemsiz olsun, karşımızdakini dinlememiz gerekir her zaman. Çünkü her konuşulan şeyden, yepyeni bilgiler elde edebiliyor bazen insan.
Daha çok dinleyerek karşımızdakine değere veririz, daha doğrusu karşımızdakine değerli olduğunu hissettiririz. Önyargıları bir tarafa bırakıp dinlemeli insan, kimse boş konuşmaz, sadece birbirinden farklı hikâyeleri vardır insanların ve hepsi önyargısız, dinlemeye değerdir diye düşünüyorum.

Önyargısız dinle