Devlete karşı suç işlemek!
Bu ülkede, hiçbir kanlı eyleme katılmadığı halde, sırf siyasi düşüncesinden dolayı, “Devlete karşı suç işledi” denilerek gencecik adamlar dar ağacında sallandırıldı.
Devlete ve sisteme yönelik başkaldırı ve tepkileri için binlerce insan cezaevlerine gönderildi.
Başbakan Erdoğan’ı protesto eylemine katılan iki genç, demokrasi adına bir utanç vesilesi, hukuk yüz karası olarak halen cezaevinde tutulabiliyor.
DEP Milletvekillerinin parlamento çatısı altında gözaltına alınıp polis arabalarına bindirildiği görüntüler halen hafızalarımızda değil mi?
O insanlar 10 yıl cezaevinde tutuldular.
Türkiye’nin tam da yeni bir seçimden çıkıp yeni bir sayfa açmak niyeti varmış gibi görünürken siyasi bir affın da gündeme gelmesi son derece isabetli bir karar.
Başbakan Erdoğan’ın seçim öncesinde muhalefet partileri ve gazeteciler için açtığı davaları geri çekmesi de iyi bir adım oldu.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, devlete karşı işlenmiş suçların affının parlamentoda tartışılabileceğini söyleyerek, “Bir insan rejimi eleştirmiştir mesela. Düşünce suçu olmuştur, protesto yapmıştır. Bu protestolarda insanlar zarar görmediyse, kişiler zarar görmediyse, birtakım fiillerden insanlar zarar görmediyse, doğrudan doğruya devlete yönelik, sisteme yönelik birtakım eylemler ortaya konulmuşsa bu eylemlerden ortaya çıkan suçlar, cezalar bunların affıyla ilgili tartışma yapılabilir” dedi.
***
Ergün’ün sözlerine kendi partisi de dahil olmak üzere hemen tepkiler geldi. Burhan Kuzu “Af, kitabımızda da defterimizde de yok” yok derken, MHP hemen Abdullah Öcalan’ın affedilmesi konusuna getirdi.
Siyasetçinin görevi sorunların devamını veya büyümesini sağlamak değil, sorunları çözmek olması gerekirken, halen atılacak olumlu adımların karşısına vatandaşın kafasını bulandıracak sözlerle dikilmek artık Türkiye’nin tahammülünün olmadığı bir siyaset tarzı.
***
AKP iktidarı, eğer bu sorunu çözmek istiyorsa, çözecekse, elbette bir takım adımlar atılacak, atılmak zorunda.
Düşüncenin bir ülkede halen suç sayılması, sisteme yönelik eylemler nedeniyle insanların cezaevlerinde yatması güzel şeyler değil!
Elbette böyle bir konu gündeme gelince içine KKC davasının tutuklularının da girmesi gerekiyorsa onlar da girecek.
Barış eli uzatmazsanız, sorunu nasıl çözeceksiniz?
***
Siyasiler, bu ülkede vatandaşın ırzına, canına, malına kasteden katil, cani ve hırsızları af çıkararak sokağa salıverdi.
O zaman MHP de koalisyon ortağıydı.
Canı yanmış, ruhu yaralanmış insanları bir kez de onlar yaraladı.
Türkiye, vatandaşa karşı işlenen suçların, suçluların affedilmesinin çok sıkıntısını yaşadı.
Cezaevlerinden çıkan canilerin çoğu yeniden cinayetler işledi, yeni tecavüz kurbanları buldu kendine ve yeniden döndü cezaevine.
Vatandaşa karşı suç işleyenleri affeden kanunlara parmak kaldıran siyasiler çok ah ve beddua aldı.
***
Devletin ve dolayısıyla siyasilerin vatandaşa karşı işlenen suçları affetmeye hakkı yoktur.
Ama bizim gibi hukuk sistemi yürütmenin ağır baskısı altında olan ülkelerde, devlete karşı suç işledi diye hapsi boylayan mağdurlar için af kanunları gündeme gelebilir.
Siyasi aflar, toplumsal barış, toplumun devletle barışı için bazen bir zorunluluk haline de gelebilir.
Hiç kimsenin bundan gocunmaması, hele de siyasilerin olaya temkinli ve soğukkanlı yaklaşması, toplumu tahrik edici yanlış söylemlerden kaçınması gerekir.
Nihat Ergün, gündeme ciddi bir konu getirdi. Şimdi bunu hep birlikte ciddi bir şekilde tartışmaya başlamalıyız.