Erken seçim, demokrasi ve Akşener...
Tarih, bu ülkede hep yinelenip duruyor nedense... Bu durum, elbette bizim toplumsal insan yapımızdan kaynaklanıyor.
Geçmişte de böyle idi, bugün de...
Geçen haftalarda bu köşede yazdım, "erken seçim" korkusunun iktidarların bir tür hastalığı olduğunu...
İktidar sözcüleri soğukkanlılıkla "-Ne erken seçimi... Yok öyle birşey!.." deyip muhalefetin hevesini kursağında bırakmak istese de; sonuçta "tarih tekerrür" etti yine bu ülkede.
Benim yaşıtlarım gibi, elbette inceleyenler/okuyanlar da bilirler; 1957'de de böyle oldu.
İktidarlar "erken seçim"leri; düştükleri labirentten çıkış için kestirme/kısa yol, kurtuluş yolu olarak algılarlar.
AKP iktidarı da geldiği noktada "erken seçim" tercihine -ister istemez- sarıldı sonunda.
Tabii ki, bu açıklama toplum katında şok etkisi yarattı, daha önceki açıklamalar/söylemler dikkate alındığında...
Düne değin, "2019'dan önce seçim yok!.." deyip kestirip atan, kararlılık gösteren siyasal iktidar, şimdi Ramazan topunu erken patlattı.
Herkes şoke oldu.
Medya dünyası da...
"Erken seçim" kararını veren gazetelere gözattım. Kimileri -şaşkınlıktan olacak- seçime kaç gün kaldığı konusunda birbirini tutmayan manşetler attılar:
AKŞAM : Sandığa 65 gün kaldı.
CUMHURİYET : 67 gün sonra seçim var.
HÜRRİYET : 66 gün sonra sandıktayız.
KARAR : 65 gün sonra sandık.
POSTA : 65 gün sonra erken seçim var.
TAKVİM : Türkiye 66 gün sonra seçime gidiyor.
YENİ ŞAFAK : Türkiye 66gün sonra sandığa gidiyor.
Hangisi doğru siz söyleyiniz?
Ama "erken seçim" var, bu bir gerçek...
Ülkemize, insanımıza hayırlı olsun.
***
Muhalefet her zaman seçim için hazır olduğunu düşünür ve hep seçim ister. İktidar ise bu isteğe karşı; kazanmış olmanın güveni ile "Yenilen pehlivan güreşe doymaz!.." yanıtıyla karşılık verir.
Bu bir tür siyasal küçümseme söylemi...
Bu seçim sonrasında acaba ne söyleyecek kazanan ve kaybeden taraflar?
Çok merak ediyorum.
Çünkü, erken seçim kararı iktidardan geldi.
***
"Erken seçim"e giderken bu ülkede bunca deneyimden ders alınmışsa ve de gerçek anlamda demokrasinin nimetlerinden yurttaşlar yararlansın isteniyorsa; önceki seçimlerde olduğu gibi "fırsatı ganimet" bilme yanlışlığı yaşanmamalı...
Toplumun tüm katmanlarının TBMM'de temsili demokrasinin gereği ise o zaman Meral Akşener'in siyasal yaşamımıza kazandırdığı "İyi Parti"nin şu ya da bu nedenler gösterilip engellenmesi değil; önünün açılması gerekir.
Hiç bir ülkede demokrasi, "kaybetme" ve " kazanma" oyunları üzerine kurgulanmamalı...